Ses kayıtları doğruysa...
Turpun büyüğü bekleniyordu. Turpun büyüğü son ses kayıtları olabilir mi?
Recep T. Erdoğan gerçekten paraları evden çıkarması için o konuşmaları oğluyla yaptı mı?
Ses gerçekten Recep T. Erdoğan’ın mı?
17 Aralık 2013 operasyonu günü yapıldığı iddia edilen baba oğul arasındaki konuşmalar vahim ama çok vahim bir durumu ortayla koyuyor.
Ben inanmak istemiyorum.
Diğer taraftan yolsuzlukların, hırsızlıkların, rüşvetin, nüfuz ticaretinin üstünü örtmeye, bütün olanları dine, imana, hayır-hasenata bağlamaya çabalaması şüphemi artırıyor.
Hâlbuki iş çok basitti. Yolsuzluğa, rüşvete, hırsızlığa bulaşmışları gözden çıkaracaktı. “Komplo kuruyorlar... Darbe yapıyorlar... Bana savaş açtılar...” demeyecek, bütün bunları ortaya dökenlere teşekkür edecekti; “düşman” ı dahi olsa...
“Hedefleri ben!” diyor. Her hâlde sensin Recep Tayyip Bey!
Demiyor muydun “Abdestimden şüphem yok ki, namazımdan şüphem olsun...”
Neden bu korku?
Devlet içinde devlet kabul edilemez. Bunu bilmeyen mi var? Devlet içinde devlet varsa, tedbiri almak da senin vazifen. Bunda herkes müttefik... Ama ortaya çıkanlar örtbas edilebilir mi? Kim çıkarırsa çıkarsın. Güneşi sıvayabilir misin?!
Son kaset bir tarafa, “havuz” meselesi... Geçmişte, Recep T. Erdoğan’ın yaptığının benzerini zamanın başbakanı Mesut Yılmaz yaptı ve Yüce Divan’ı boyladı. Üstelik suç sabit görüldü. Ama 21 Aralık 2000’de yürürlüğe giren ve önceki zamanı da kaplayan bir kanunla kurtuldu.
Hükûmet tarafı ses kayıtlarının montaj olduğunu söylüyor. Kusura bakmasınlar, bir ara televizyon programı da yaptım, montajın ne olduğunu bilirim. Programın can damarı montajdır. Uzun konuşmayı, görüntüyü kesersiniz, isterseniz öne, isterseniz arkaya alırsınız ama sesi kaybedemezsiniz, değiştiremezsiniz. Eğer usta bir taklitçi Başbakan adına konuşmuşsa o başka, deriz ama bu işin ustaları onu da ortaya çıkarır.
Şimdi MHP’ye ve CHP’ye düşen şu: Ses kayıtlarını mütehassıslara inceletmelidirler.
Montaj dediğin zaten mevcut olan konuşmadan ekleyip çıkarmadır. Yani “para” telaffuz etmişse, “rakam” telaffuz edilmişse, onu ayrı ayrı konuşmalardan getirip yapıştırsan bile netice ortada; şüphe uyandıran bir konuşmanın olduğu belli.
Demiyor ki, ben bu konuşmayı yapmadım...
CHP Parti Sözcüsü Halûk Koç, “Bu saatten sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni böylesine kirli ilişkilerin odağında bulunan bir kişi artık yönetemez. Erdoğan’ın başbakanlığındaki hükûmet şu andan itibaren meşruiyetini kaybetmiştir. Hırsızlık ve rüşvet olaylarının altında ezilen bu başbakan şu andan itibaren istifa etmek durumundadır.” diyor.
R. T. Erdoğan’a bey’at edenler dışında herkesin görüşü aynı...
Sanatçıya kulak verelim:
“Bu kadar iyi ses montajı yapılabilen bir teknoloji vardı da, benim albümlerim neden satmadı?!” (Atilla Taş)