‘Şerefsizler’in kurşunu...
Alparslan Türkeş aşağıdaki konuşmayı 40 yıl önce İkinci Gençlik Kurultayında yapmıştır:
“Yurdumuz, dışarıdan yönetilen çeşitli kargaşalıklar ve saldırılarla karşılaşmaktadır. Özellikle yabancı ideoloji ve yabancı kültür saldırıları karşısındayız. Bir takım sapık ağızlar, bir takım şartlanmış kafalar memleketimizde, Türk milletinin hayatıyla yakından ilgili olan bu mücadeleyi, Türk halkına yanlış bir şekilde duyurma çabası içindedirler. Bu çarpık ağızlar, bu çarpık kalemler, ’karşıt grupların çatışmaları’ndan bahsetmektedirler. Türkiye’de karşıt gruplar yoktur. Türkiye’de karşıt grupların çatışması yoktur. Türkiye’de milliyetçiliğini siyasî aksiyon yaparak, Türk milletinin fakirlik, yoksulluk, geri kalmışlık kaderini yenme mücadelesi veren ve Türk milletini cihanın medeniyet hayatı içinde yeniden varlık hâline getirmek isteyen şuurlu, Ülkücü, memleket evlâtları ile Türk milletini köleliğe götürmek, Türk vatanını parçalamak ve Türkiye’yi kanlı kardeş kavgaları içinde boğarak, yeryüzünün biricik Türk devletinin hayatına son vermek isteyen gafiller sürüsü vardır.” (Millî Doktrin Dokuz Işık, 1978).
MHP’nin Alparslan Türkeş’ten sonraki Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 40 yıl sonra hemen hemen aynı cümleleri kuruyor:
“Dün akşamdan bu yana, bazı medya mensupları veya medya yöneticileri karşıt görüşlü grupların çatışması olarak ifade ediyor ve âdi bir suç olayı da olarak göstermeye çalışıyor. Bu karşıt gruplar kimlerdir? Türkiye’de üniversitede olay olur, karşıt gruplar, sokakta olay olur karşıt gruplar, mitingler sırasında olaylar olur, karşıt gruplar... Peki bu karşıt gruplar kimdir? Eğer Milliyetçi Hareket Partisi’ne, MHP’ye yöneltilmiş saldırılarda, cümleye ’karşıt gruplar’olarak başlıyorsanız, karşıtların birisi MHP demektir. Peki öbür karşıtlar kimdir? MHP’ye Esenyurt’ta saldırı olmuşsa, oradaki bir faaliyette bulunmak üzere olmuştur. Kendi kendine saldırmayacağına göre, basının da bu ifadesi karşıt gruplar olduğuna göre, karşıt gruplar kimdir? Bu sorunun cevabını bulur, kamuoyuna doğru bilgiyle aktarırsanız medya olarak milletçe saygınlığınız devam eder. Bana şimdi sorarsanız ‘karşıt gruplar kimlerdir?’ Esenyurt’taki olayda, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Hareket’tir. Peki diğeri kimdir? Diğeri medyadır, PKK’dır ve PKK ile iş birliği yapanlardır. Bu sebepten dolayı karşıt gruplar cümlesini her zaman kullanarak olayı basite indirmek, Milliyetçi Hareket Partisi’ni bir başkalarının seviyesine düşürmek alçaklığından, medya kurtulmalıdır. Bunu bu kadar kesin ifade ediyorum. Bundan sonra Milliyetçi Hareket Partisi’nin karşıtı, PKK’dır ve medyadır.”
Cengiz Akyıldız da belki hayatının 40 yılını Ülkücü Hareket’e vermiştir. Esenyurt’ta PKK militanlarının hedefi oldu. Bu tip militanları 40 yıl önce Bülent Ecevit şımartıyordu, 40 yıl sonra Recep T. Erdoğan şımartıyor. 40 yıl önceki medya “aşırı sol”u masum göstermek istiyor, saldırıları “karşıt görüşler” olarak veriyordu, 40 yıl sonra aynı basın-yayın organları aşırı soldan türeme PKK’lıları “masum” gösteriyor, Ülkücülere saldırılarını “karşıt görüşler” olarak veriyor.
Esenyurt’ta yaralananlardan birinin omzunda kurşun kalıyor, iki hastane kurşunu almaya gerek görmüyor. Yaralı Ülkücü: “Şerefsizlerin kurşununu taşımaktansa kolumu kesin!” diyor ve Bağcılar’da üçüncü hastanede kurşun çıkartılıyor.
Kesin ve keskin duruş... Bundan bir ders çıkartamaz mıyız?!