Sen ortağını seç...

Siyasetin ve elbette siyaset kurumun en önemli varlık öğesi olan partilerin nitelikli demokrasi özellikleri var mı ki ülke mutlu ve huzurlu olsun. Kim ne derse desin demokrasi bağlamında en etkin ve verimli olanı yine de CHP.

İyi kötü bir kongre sürecinden geçiyor..

Farklı adaylar kendini anlatabiliyor.

Parti içi bir yarış var...

CHP'de az da var olanların hiçbiri ötekilerde yok.

İktidar partisi, kendi içinde sesi bastırılmış bir muhalefeti demokrasinin gereği sayıyor.

MHP'nin durum açık.

MHP yönetimi, parti içi muhalefeti hainlikle suçlayarak, ite kaka parti dışına atmayı başardı ve kendine rakip inşa etti..

AKP itip kaktıklarını bir şekilde içinde tutarken, MHP, hakaretlerin biri bin para hepsini kovdu.

Türkiye siyasetinde, demokrasinin az veya çok yaşadığı yer CHP...

Ha, şunu sorabiliriz: CHP, Türk seçmeninin neresinde yer alıyor? Söylem ve eylem birliği açısından siyasetin neresinde duruyor? Gerçekten Mustafa Kemal'in çizgisinde mi yürüyor? Yoksa söylendiği gibi bölücü solun tekeline mi girdi diye sorgulamak mümkündür.

CHP mevcut haliyle karışık bir yapıyı temsil ediyor.

Tam anlamıyla ulusalcı çizgide olduğu söylenemez..

Bu sebeple ona kuruluş ayarlarındaki gibi Kuvayı Milliye olarak bakamayız. Ancak bu bağından tümüyle kopmuş da değil. Kemalizm'i dışlamıyor.

Peki, neci CHP?

Sosyalist mi?

Bölücülerin iş birlikçisi mi?

Kısmen DTP tonlarını öne çıkardığını görmemek yanlış olur.

Özellikle son kongrede PM'ye seçilen üyelere bakıldığında sol tonların epey belirgin hale geldiği görülmektedir. Ancak Tanrıkulu gibi isimlerin de elenmiş olması, bir anlamda bütünüyle eksen kaymasının söz konusu olmadığını işaret ediyor.

Peki, ne oluyor?

Olan şu: Öyle sanıyorum ki Kılıçdaroğlu ve ekibi, PYD'nin seçmen kitlesine talip. Bu sebeple kimi zaman PYD ile ilgili açıklamalara yer veriyor.

Çünkü seçimlerde İstanbul belediye başkanlığını ancak böylesine büyük bir destekle alacağını düşünüyor olabilir. Bu sebeple bizim kesimin asla kabul etmeyeceği söylem ve eylemlere sahip bir kişiyi İstanbul il başkanlığına getirdi.

Belediye seçimlerinde de, gelen seçimlerde de DTP oyları kendilerinde toplansın hesabındalar.

CHP'nin DTP seçmenine göz kırptığını fark eden iktidar kanadı, CHP'yi PYD ve PKK ile birlikte yürümekle suçluyor. Bu suçlamanın haklılık tarafını Selin Sayek Böke gibi sol jargonu kullanan kimselerin söz ve eylemleri destekliyor. Çünkü kullandıkları dil, DTP'nin seçmen kitlesine olumlu, muhafazakâr ve milliyetçi sağ seçmene de bir o kadar düşmanca geliyor.

Ortaya çıkan tablo AKP'nin tam da aradığı manzarayı yansıtması bakımından çok önemli. Çünkü bir taraftan Afrin operasyonları, öte yandan CHP'nin DTP seçmenine göz kırpması, AKP'lilerin kitleleri bloke etmekte kullandığı ayrımcı siyaset dili için hazır bir şablon sunuyor. Dikkat ederseniz AKP, siyasetini bunun üzerine kuruyor ve buradan CHP'yi vurmaya çalışıyor.

Bunların hepsi siyaset oyunları..

DTP ile el ele tutuşmada kimse AKP iktidarlarının seviyesine ulaşamaz.

Burada asıl sorun, seçimi kazandığında oy aldığı bölücü kesime karşı CHP'nin takınacağı tavırdır. CHP, millî çizgiyi tarihsel bilinç içinde kullanabilecek mi yoksa, "demokrasi seçmen taleplerini karşılamayı gerekli kılar, öyle ise ben de azami düzeyde taviz vermeliyim" mi der?..

Türkiye'de siyasi kartlar yeniden dağıtılıyor. Ve herkes yeni bir oyun kurma peşinde..

Sen ortağını seç..

Yazarın Diğer Yazıları