Seçimin seyri
Medeni ve demokratik ülkelerde seçimlerin rolü bellidir. İktidarı belirlemek ve bu iktidar vasıtasıyla da kendi ve ülkesinin sorunlarını nasıl çözecek, yurttaşlar nasıl ve hangi hakları elde edecek gibi, bildik klasik bir seçim dönemi yaşanır. Seçimlerde bir iktidar değişikliği söz konusu olunca seçimler daha fazla önem kazanır. Sonucu önceden belli olan seçimler çok heyecan yaratmazlar, iktidar devam edecekse, ülkede bir ciddi sorun yok ve iktidar başarılı, bu nedenle de halk onu tekrar ödüllendirecek anlamı çıkar, ama bu kez iktidar değişikliği gözükmektedir.
Halk, AKP iktidarından bıktı. AKP zulmünden kurtulacağız gibi gözükmektedir. AKP, 13 yıllık iktidarı süresince daha önceki iktidarların aksine hep dalgalı ve tehlikeli sularda yüzdü. Bunu da bir marifet olarak takdim etti. Gerçek amaçlarını hep sakladı. Batan geminin malları gibi ülkenin bütün değerlerini ucuzlattı ve yok pahasına harcadı. Kim ne istediyse onu verdi veya vadetti. Ülkenin yüzde sekseninin vicdanı ve aklını temsil eden milliyetçi, Atatürkçü ve cumhuriyetçileri hedef haline getirdi. Bilinçsiz yığınları millet olarak takdim etti ve Türk milletinin ve yurt severlerin karşısına çıkarttı. Milletin bütünlüğünden sorumlu olan iktidar milleti kasıtlı olarak böldü.
Çağ dışı konuşmalar
Özgürlükleri genişletme numarasıyla sadece Türklüğe ve Türk milletinin değerlerine saldırı özgürlüğü getirdi. Küçük bir dinci grubu zenginleştirirken fakirliği ülke geneline yaydı. Yoksulları, sakatları, dindarları, azınlıkları, demokrasinin zaaflarını ve açıklarını, dini, mezhepleri, aciz ve asalak solcuları, fırsatçı liberalleri ve daha bir sürü tekmili birden güruhu yanına aldı. Kullanılıp atılmaya müsait bir sürü eblehi, ülkeye ve yurt severlere karşı kullandı. 13 yıl sonra deniz bitti, duvara tosladı. Korkuyla karışık telaş sardı, devleti bütün imkanlarıyla seferber ettiler.
AKP, iktidarı bırakmamak için her yola başvuruyor. Anayasa ihlali dahil olmak üzere cumhuriyetin, demokrasinin, adaletin, vicdanın, izanın ve aklın bütün kuralları, kazanmak için göz ardı edilmektedir. AKP, adeta bir ölüm, kalım savaşı vermektedir. İktidardan düşmenin tehlikesini gördüler. Panik halindeler. MHP ve CHP bu kez iyi iş çıkarttı. Anlamak isteyen seçmene AKP’yi iyi anlattılar. Geri kalanı da anladı ama anlamamak işine geldiği için anlamamaya devam etmektedir. Bunlar, AKP ile ideal ve siyaset birliği değil, çıkar birliği içindeler. Ülkenin bu noktaya gelmesinden sorumlu olan bu insanlardır. Bunlar da AKP kadar suçludur. Türk halkı, bugüne kadar, bir partiye, kadrosuna ve oy verenlere hiç bu kadar nefret göstermemiştir. Bu dönemde ayaklar baş, başlar ayak yapılmıştır. Ülke kaynakları talan edilmiştir. Sanki Türkiye’ye düşman ordusu girdi ve ülkeyi sömürgeleştirip talan etti. Böyle vahim bir algı ortaya çıktı. Bu ülkede ilk defa olan bir durumdur. Başbakan çıkıyor MHP’liler Fatiha bilmezler diye basına demeç veriyor. Sakarya’da bir vatandaş Kemal Kılıçdaroğlu’na Fatiha okursan oyumu vereceğim diyor. 21. yüzyılda, çağdaş ve demokrat bir ülkede bu konuşmalar büyük bir ayıp ve çağ dışıdır.
Tuzağa düşmediler
Seçimler din dersinden imtihan değil, vatandaşın ve ülkenin sorunlarının konuşulduğu bir platformdur. Erdoğan seçimin amacını saptırmak için projelerden ve ekonomik vaatlerden din, iman, başörtüsü gibi istismar konularına getirmek için çok gayret sarf ediyor, ama muhalefet bu kez tuzağa düşmedi, ekonomi ve yolsuzluk gibi sorunları konuşmaya devam etti. AKP’nin, fakir evleri ve gecekondu semtleri ziyaretleri ve Ak Hanımların kapı kapı dolaşmalarını bu seçimde görmedik, artık cemaat ve tarikat şeyhlerini ve imamları sokağa çıkartıyorlar. Ancak halk artık din-iman ve başörtüsü numaralarını yemiyor. Yiyenler de çıkar ilişkilerinden dolayı yemiş gibi gözükmektedir. Saadet ve Birlik Partisi koalisyonu AKP’ye derinden vuruyor.
Cemaat taktik değiştirdi, zira halk nezdinde itibarının kalmadığını görünce AKP’ye doğrudan darbe vurmak yerine darbe vurabileceklere el altından destek vermeyi seçtiler. SP-BBP koalisyonuna güçlü oldukları iç Anadolu’da, HDP’ye ise Güneydoğu başta olmak üzere Kürtlerin yoğun yaşadığı Anadolu’nun çeşitli kentlerinde destek olmaktadırlar. AKP ve adamlarının sadece iktidarları değil ruhlarının da bu ülkeyi terk etmeleri gerekir. AKP’nin, Türk milleti ve devletiyle kan uyuşmazlığı vardır. Osmanlı’nın Fetret devriyle, Türkiye’nin AKP devri aynı sonucu vermiştir. İnşallah bu seçimde kurtulacağız.