Seçim Hükümeti'ne hazırlanın

Ak Parti ile MHP arasındaki gerilim büyüyor. Daha önce yazdığım gibi aşağıdan gelen baskı, Devlet Bahçeli'yi harekete geçirdi. Şinanay şarkısındaki "simitçi, kahveci, gazozcu"yu "Kavurmacı, baklavacı"ya dönüştürmesi Erdoğan'ı sinirlendirdi. "Ak Parti'yi eleştirmek kimsenin haddi değildir"le cevap verdi. Takışmanın bu kadarla kalmayacağı kesin. Cumhurbaşkanlığına, Ak Parti Genel Başkanlığını ekleyen Erdoğan'ın yakın çevresine göre sandığı öne çekme olasılığı artmakta. Hatta aralarında "baskın seçim" diyenlerin sayısı hayli fazlalaştı.

Yerel seçim tarihini değiştirmek mümkün değil. Geçmişte bunu Özal denedi ve başaramadı. Böylece içtihadlar arasına katıldı. Bu konu anlayacağınız 2019'un ilk bölümüne sabitlendi. Parlamento için ise her şey olabilir. Meclis'ten yeterli destek sağlanmasa da olur. OHAL varken, KHK'yla yolu açılır. Burada kendini riske atacak tek kişi Cumhurbaşkanı. O da geleceğinden emin gözüküyor.

Yakında gerçekleşecek kabine değişikliğine iyi bakmak lazım. Moda tabirle "yorulan isimler" kırmızı plakalı araçlara veda edecekler. Burada bir hatırlatma yapmak istiyorum; "İşsizlik ve enflasyon uçuyor. Yoksulluk sınırı 4 bin 979, açlık sınırı bin 529'u yakaladı." Seçimi öne çekmeye çalışanlar bunu akıllarından çıkarmasın. Oylar sayılırken "tepki golü" yerlerse şaşırmasınlar.

FETÖ etkisi

Hani derler ya "ava giden, avlanır". Erken seçimde diğer amaç FETÖ'cü isimlerin tasfiyesi. Araştırmacı Faruk Acar'a göre FETÖ'cüleri temizleme işleminin ancak yüzde 20'si tamamlanabildi. Yine onun tespitine göre OHAL sırf bu yüzden kaldırılmıyor.

Eski Yargıtay savcısı Ruşen Gültekin'e göre iddianamelerin sayfa sayısı milyonları buldu. Şu ana kadar eklenen klasör sayısı 128. Bir tanesini bile yerden kaldırmak çok zor. Gültekin'in iddiası, bunlar Balyoz, Ergenekon gibi palavralardan oluşmuyor. Hepsi gerçeklere dayalı. İçlerinde öyle 20 isim var ki haklarında 10 yıllık belgeler mevcut. Bugüne kadar hiç dokunulmamış! Arada bir de önemli ad açıklandı. Yine Ruşen Gültekin'in verdiği örneklerden biri Anafartalar Lisesi. Nasıl kamufle olup bunca sene Atatürkçü görüntü vermişler inanılır gibi değil.

İddialar ve gerçekler

Ahu Özyurt'la "Türkiye'nin Gündemi"ndeki katılımcıların söyledikleri de çarpıcı. Bunlardan ikisini almak istedim:

* Hukukçu Derya Yanık; "TÜRKSAT Olayı'nda ölen mühendislerde FETÖ parmağı mutlaka araştırılmalı".

* Prof. Dr. Tayyar Arı; "Fetö'den herkes rahatsız oldu. Bu -Türkiye'yi teslim alma projesi idi."

James Bond filmlerinde "Dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü adamlar" vardır ya aynı durumdayız galiba. yıllar yılı bu senaryoyu görmezden gelenler, suçlu ararken aynaya bakmalı. Ian Flaming'in senaryolarından farksız dönemden geçiyoruz. Kalkışmanın "emperyalizmin hizmetinde olması" düşündürücü. "Ucuz atlattık" demek istiyorum. Atlattık mı acaba?

***

Babadan oğula

Kasımpaşa Güreş Kulübü ile ilgili ilk önemli bilgileri karşılıklı dairelerde oturduğumuz Mustafa Akarslan'dan almıştım. Kendisini gördüğüm an "mutlaka güreşçi" notu düşmüştüm. Yaşına göre sırım gibi vücudu vardı. Kulakları kırıktı. Bir başka merhum Ali Gümüş'ü hatırlatan perendeler atardı. Dostluğu ilerletince vakti zamanında 52 kiloda güreştiğinden, Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nde çalıştığına kadar her şeyi anlattı. İş yerinin Edirnekapı'da oluşu ve eşinin aynı yerdeki görevi nedeniyle Kasımpaşa'dan Karagümrük'e taşınıyorlar. Sohbetlerinde varsa yoksa minderi konuşurdu. Mehmet Oktav'ı en detaylı olarak ondan dinledim. Bel kündesi ve göğüs çaprazı gibi oyunlardaki başarısından söz etti. Baba Oktav, Londra Olimpiyatları'nda 'Altın Madalya' kazanmıştı. 1948'deki bu turnuvadan 6 altın, 4 gümüş ve 2 bronz elde etmiştik. Çoğu Kasımpaşa'nın sporcuları idi. Hatta bu başarı kulübün armasındaki ay-yıldızı getirmişti. Millî Şef İsmet İnönü sporcuları kabul edip ödüllendirmişti. Sonuçta 10 futbolcusu ile millî takımı temsil eden Beşiktaş'tan sonra Kasımpaşa da bayrağımızı armasına takma hakkını elde etmişti. Bu kulüp pek çok başarılı güreşçi yetiştirdi. Celal Atik, Gazanfer Bilge, Tevfik Kış, Ali Yücel, Necdet Uçar gibi. Kürsülerin en tepesine çıkanların isimleri saymakla bitmez.

Bu haftaki Orhan Ayhan'la programında Mehmet Oktav işlendi. Bugünkü Kasımpaşa semtinin kurucusu diyeceğim "Cezayirli Gazi Hasan Paşa"dan başlandı. Semtte kurduğu tersaneler bile anlatıldı. Güreşseverliğinden söz edildi. Anlayacağınız bir semtin "Ata sporu" ile ilişkisi mükemmel işlendi. Konuk Atilla Oktav'dı. Yani Mehmet Oktav'ın oğlu. O da babası gibi Dünya Şampiyonu. Bu şerefi 1972'de kazandı. Halen Kasımpaşa'nın güreş şubesini yönetiyor. Genç yetenekleri keşfedip, yetiştiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları