Saray'a başkanlık kıyağı!
Devlet Bey, Reis'in neyi iştiyakla beklediğini çok iyi biliyor. "Getir başkanlık teklifini TBMM'ye…" diyor. Şu olağanüstü atmosferde öyle bir kapı araladı ki, bütün Saray halkı rüyasında görse inanmazdı.
Devlet Bey, Bülent Ecevit'in Ülkücüler hakkında hanımı Rahşan Ecevit'e söylettiği, bir ara düzenlediği kahvaltılı basın toplantılarında yanına oturttuğu bir gazeteciye yazdırdığı ağır ithamları görmezlikten, duymazlıktan gelmiş, 57. Hükûmet'in ortağı olmuştur. Sonra Ecevit'e o kadar hürmetine rağmen erken seçim istemiştir. (Şimdi aklıma geldi... o konuşmayı Ecevit'le görüştükten sonra yapmış olmasın?! Hiç sanmıyorum Ecevit'i bilgilendirmeden konuşacağını!)
Devlet Bey, 7 Temmuz 2002 günü, Bursa'da 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda gazetecileri toplamış ve uzun siyasî durum değerlendirmesinden sonra asıl konuya gelmiş, erken seçim istemişti:
"1 Eylül'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni toplantıya çağıralım, 3 Eylül'de erken seçim kararı alalım, geçmiş dönemde olduğu gibi 60 günlük bir seçim takvimi içerisinde seçimleri yapalım ve seçim tarihini 3 Kasım olarak belirleyelim. Böyle bir durum 57. Cumhuriyet Hükümeti ile bir erken seçim yapılması demektir.
Böyle bir durum, Sayın Başbakan'ımızın [Ecevit] başkanlığındaki bir hükümetle Türkiye'nin sağlıklı bir seçime girmesi demektir. Böyle bir durum 3 Kasımda seçim sonuçları bir millet iradesini ortaya koyacaktır. (...) Türkiye önemli bir bunalımdan yine Milletle beraber çıkma yol unu bulmuş olur. (...) Böylece, İnşallah 2003 yılına çok daha güçlü bir iktidar yapısıyla girilir ve Millet Türkiye'nin meselelerini kucaklar."
Devlet Bey, bu konuşmadan sonra R T. Erdoğan'a iktidar yolunu açmıştır. Seçimin tek galibi Ak Parti idi.
Devlet Bey, Ak Parti'nin hükûmet kuramayacak bir sayıyla çıktığı 7 Haziran 2015 seçiminin gecesinde, parti binası önünde, basın danışmanına bir soru sorduracak ve halkın hilafına, AKP ile koalisyon kapısını kapayacak, "En erken seçim ne zaman olacaksa o zaman da seçim olur." diyecektir.
R.T. Erdoğan, CHP ile koalisyon görüşmelerinde ipe un serdirmiş, Devlet Bey'den aldığı ışıkla 1 Kasım 2015'te erken seçime gitmiş, AKP, bu sefer tek başına iktidar olmuştur.
Bu arada; MHP'nin içi kaynamaya başlamış, halktan karşılık bulan genel başkan adayları çıkmış, Devlet Bey, hususiyetle güçlü bir adayı, bir yerlerle ilişkilendirmeye kalkmış, o aday hakkında ağza alınmayacak sözler etmiş, kongre merhalesinde, Saray'ın etkisini hesap ederek, Balgat'ı Beştepe'ye yanaştırmış, öncelerde "Ver Bilal'i!" derken, bu safhada, "Bilal"i ağzına almamıştır. (Belki, Bilal üzerinden neden 17/25 Aralık'ı hatırlatıp durdum diyerek kendi ağzına biber bile sürmüştür! Bir insanın evlâdına söylenen sözün asla affedilmeyeceğini bilmesi gerekir!)
Devlet Bey, baktı, muhaliflerin 19 Haziran'da olağanüstü kurultayda aldığı kararlar, Saray desteğiyle ortada bırakılsa dahi geçerli; kendisinin yapacağı mahallî kongreler askıda kalacaktır. Bu defa "Reis'e kıyağı"nı daha ileriye taşıyarak, "Fiilî başkanlık Anayasa'ya aykırı… Halka anlatamıyoruz. TBMM'ye kanun metnini getir, başkanlık yolunu açalım." dedi.
Asıl hesap kendisinin genel başkanlığıdır; elbette kıyağa bir kıyak olacaktır!
Darbeciler sütreye çekilmiş, bizimkiler neyin derdindeler!