Sandıktaki "gelecek", okuldaki pusu!..
Siyasetin ateşi iyice yükselirken memleketin "gündem"i tamamen sandığa kilitleniyor ama "dünya" da kendi kuralları içinde tüm hızıyla dönmeye devam ediyor...
Hem de ortasından "çığlık" geçen bir yaşamın en umulmadık yerlerinde genellikle acıları dayatarak da dönüyor dünya!.. Üstelik bir sürü yaşanmışlığı perde gerisine atarak süren bir zalim döngüdür bu...
Yaşamın devinimi içinde her şey güllük gülistanlık değil vesselam... Olmadık, umulmadık, istenmedik vahim olumsuzluklar ve kara haberler de her zamanki gibi pusuda ne yazık ki... İşte o zaman akla tek şey geliyor;
"Her an, her gün, her fırsatta ve herkes için, özellikle de 'çocuk'lar için aman dikkat!.."
Sanırım toplumun büyük çoğunluğu farkındadır yaşananların; gazetelerin meşhur "üçüncü sayfa"larında vahşete varan olaylar tarihin hiçbir döneminde son yıllarda olduğu kadar büyümedi... Heyhat ki, sözde muhafazakar bir toplum yaratılmak istenen bir dünyada yaşanıyor öfke çeken herşey!!!
Sebebi televizyonlarda şiddeti ayaklandıran filmler mi, diziler mi, şov programları mı, "survivor"lar mıdır bilinmez ama net olan tek gerçek var; son yıllarda her yer sanki kurtlar vadisi!!!
Yalnızca televizyonun yaygınlaştırdığı şiddet değil elbet, teknolojinin ellerimize adeta birer bağımlılık kelepçesi gibi tutuşturduğu cep telefonu ve tabletlerden yayılan olumsuzluklar da ne yazık ki her fırsatta "şiddet" olarak dönüyor topluma...
Teknolojinin savaş aygıtları ve silahlarını da sınırsız güçlere kavuşturduğu bir dünyada, bilime-kültüre-insanlığa hizmet etmesi gereken "bilişim"in, kanlı bir bumerang gibi "fiber kablo"larda sürekli cirit atmasına söylenecek tek sözcük var; "Eyvah!!!"
***
Öfke, zorba, şiddet!..
Sandık, siyaset, miting, tartışma ve rakip atışmalarının tam da zirvelerde olduğu şu günlerde "konu nereye varacak" diye sormayınız!.. Konu elbette, insan ve geleceğiniz...
Çünkü burası; sokaklarında Suriyelisi, Afganlısı ve Afrikalısı'yla en az 6 milyon göçmenin, kaçağın, sığınmacının da yaşadığı, sınırları sürekli delik deşik halde yasadışı geçit veren Türkiye...
Ve bu ülkede insanı, toplumu, gündemi şaşırtan olaylar öylesine akıllara durgunluk verecek boyutlarda kendini gösteriyor ki, yaşananlar kesinlikle gözardı edilecek gibi değil...
Evet, her gün gazetelerin üçüncü sayfalarına ve her biri artık kavga-dövüş kanalı haline gelen televizyonların sözde "haber" bültenlerinde akıl almaz olaylar yansıyor ülkede...
Anaları, babaları, aileleri dehşete düşüren, toplumu derinden sarsan, gündemi şiddetle meşgul eden vahim, düşündürücü olaylar durmuyor, bitmiyor ve de tam aksine büyüdükçe de büyüyor...
İşte "lise önleri"nde kalabalık öğrenci gruplarının karıştığı kavgalar, işte Siirt'e yaşandığı gibi, gencecik bir kızın ofisini basarak bıçakla terör estiren kadınların dehşet görüntüleri, işte sokaklarda eşlerini döven magandaların kameralara yakalanan cahilce öfkeleri ve işte taksicilerin sözde "korsan"ları zaman zaman linç etmeye kadar varan zorbalıkları!..
***
Cehaletin "canlı" reytingi!..
Say say bitmez şiddet yollarında vahim vakalar...
Artık avuçlarda, parmak uçlarında, "paylaşım"larda ve "beğeni"lerde de şekillenen şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının çocuklara adeta vurmayı, ezmeyi, yıkmayı da enjekte etmesine ne demeli?..
Yani, "internet" denilen devasa ve sınırsız güçten ne yazık ki kan akıyor, evlere, avuçlara, iş yerlerine ve de en önemlisi ülkenin geleceğinin de şekillendirildiği "okul"ların tam önlerine!.. İşte en önemlisi de bu...
Oysa yalnızca bunlarla da sınırlı değil şiddetin karanlık ve kanlı güzergahları;
Sokaklarda "pompalı" infazlar, aile boyu cinnet vakaları, kadına yönelik giderek artan şiddet zorbalıkları, öz oğlunu boğan baba kılıklı vahşiler, bebeğini katleden anne kılığındaki caniler, Doğu'da "kan davası"nın katliama dönüştüğü vahşetler ve her gün bir yenisi deşifre olan mafya bozuntuları...
Velhasıl, örneklerin hepsi yalnızca şiddeti dayatmıyor, şiddete de özendiriyor insanları... Üstelik en çok da "çocuk"ları!..
Paradoks bitmez ki şiddet sarmalında idam edilmişçesine sallanan vakalarda;
Çünkü artık tehditleri, baskınları, saldırıları, kurşunlamaları, dayak olaylarını, cinayetleri, katliamları ve intiharları "sosyal medya" hesaplarından "canlı" olarak yayımlayanlara, ölürken- öldürürken bile "reyting" telaşına düşen insanlara rastlanıyor bu ülkede!!!
***
Pusudaki karanlığa operasyon!..
Diyecek ki kimileri, "memleket seçim telaşındayken, şiddetin kaygılarından dökülen bu satırların sebebi hikmeti ne ola ki?.."
"Gelecek" demek yalnızca seçim, sandık, iktidar-muhalefet mücadelesi değil ki... Onları bile şekillendirmek için yetiştirilen, asıl "gelecek" olan çocuklarımızın önünde, yakınında, özetle "çevre"sinde neler dönüyor acaba?..
Emniyet Genel Müdürlüğü (EMG) dün 81 kentteki okul ve yurtların çevrelerinde beş bin kadar ekip ve 15 bin civarında polisle gerçekleştirdiği bir "asayiş" operasyonunun sonuçlarını açıklamış...
Asayiş Daire Başkanlığı'nın koordinasyonunda bu yıl altıncısı düzenlenmiş "Çocuk ve Gençlerin Korunmasına Yönelik Denetim Uygulaması"nın...
Peki nerelerde mi yapılmış eş zamanlı operasyonlar?.. Asıl sorun da burada zaten;
Polis, "okulların yakınındaki şüpheli kişi ve araçlar, parklar, metruk binalar, alkol ve tütün mamulleri satılan iş yerleri, kahvehaneler, internet kafeler ve oyun salonları"nı kontrol etmiş...
"Şiddet" unsurlarının her zaman pusuda olduğu, kaçakçısından, sapığına, tacizcisinden uyuşturucu mafyasına kadar gençliği vuran çeteler ve taşeronlarının yuvalandığı bölgeler abluka altına alınmış...
Üniversite kampüsleri, öğrenci yurtlarının yakın çevrelerinde faaliyet gösteren mekanların yanısıra okul servis araçları ve şoförler de denetlenmiş operasyonlarda... Tam "101 bin 605" kişi kontrol edilmiş...
Polis, servis araçlarına ve usulsüz çalıştırılan işyerlerine ceza yağdırmış ama asıl vahamet pusudakiler ve onların üzerinde ele geçirilenlerde!...
Güvenlik birimleri, çeşitli suçlardan "aranan" tam "357" kişiyi çocukların ve gençlerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde yakalamış!.. Varın hesap edin, kaç cinayet, taciz, tecavüz ve bağımlılık tuzağı engellenmiş?..
Üstelik üzerlerinde 5 tabanca, 2 av tüfeği, 83 fişek, 3 kesici alet, esrar, sentetik uyuşturucu ve haplarla yakalanmış geleceğimizi tehdit eden suç unsurları!..
EMG'nin duyarlılığı alkışı hakediyor ama en büyük görev yine de ailelere düşüyor... Geleceğinizi tehlikeye atmayın!..