Sanayide üretim artışının arkasındaki sorunlar
Eylül'den Eylüle, sanayi üretim endeksi yıllık olarak yüzde 10.4 arttı. Bu artış bekleniyordu. Zira bu sene referandum nedeniyle verilen krediler, vergi indirimleri ve teşvikler sanayi üretimini artırdı. Bu artış 2017 büyüme oranının da yüzde 5 üstünde çıkmasında etkili olacaktır.
Sanayi üretiminin yüzde 10.4 artması, sevindirici bir göstergedir. Ancak sorun bu büyümenin devam edip etmeyeceğidir.
Eylül'de imalat sanayi üretim endeksi de, sanayi üretim endeksi ile aynı oranda yüzde 10.4 arttı. Ancak dayanıklı tüketim mallarında bu artış yüzde 36.5 oldu. Bu bize, dayanıklı tüketim mallarına tanınan vergi indirimleri ve diğer teşviklerin ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. (Aşağıdaki tablo )
EYLÜL 2017 , SANAYİ ÜRETİMİ VE KAPASİTE KULLANIM ORANI (TAKVİM ETKİSİNDEN ARINDIRILMIŞ)
***
YILLIK YÜZDE DEĞİŞİM
SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ 10,4
İMALAT SANAYİ 10,4
DAYANIKLI TÜKETİM MALI 36,5
DAYANIKLI TÜKETİM MALI KAPASİTE KULLANIM ORANI 3,8
***
1. İmalat sanayi sektörünün yüzde 10.4 artmasına karşılık, imalat sanayi kapasite kullanım oranı yalnızca yüzde 1.1 arttı.
İmalat sanayi kapasite kullanım oranının daki artışın çok daha düşük olmasının nedeni, düşük kapasitede verimliliğin de düşük olmasından ileri gelmiştir. İlave kapasite artışı, ürün artışının daha yüksek olmasına neden olmuştur.
Kapasite kullanım oranında düşük artış olduğuna göre, işsizlik oranında fazla bir iyileşme olmayacak demektir.
2. Sanayide üretim artışının maliyetlerine gelince…
Birincisi… Üretim artışı yaratmak için, verilen teşvikler ve vergi indirimleri mali dengeyi ve bütçe dengesini bozdu.
Geçen sene 2016 Ocak -Eylül 9 ayda 12 milyar lira olan bütçe açığı, bu sene aynı dönemde 31.6 milyar liraya yükseldi. Devlet borçlanması ise geçen seneye göre iki katına çıktı.
Bütçeden yapılan teşvikler ve seçim harcamaları her sene sürdürmek mümkün değildir. Bu nedenle önümüzdeki yıl sanayi üretim endeksinde aynı büyümeyi beklemek imkansızdır.
İkincisi… Büyüme fakir fukara refahına yansımıyor.
Yukarıda ifade ettiğim gibi, büyüme işsizliği düşürmüyorsa, halka yansımıyor demektir…
Kaldı ki, büyümeden işçi ve memura da pay verilmiyor. İşçi ve memura ortalama TÜFE üstünden maaş düzeltmesi yapılıyor. Gerçekte ise işçi, memurun gıda ve kira harcaması daha yüksektir. Gıda fiyatları daha yüksek arttığı içinde işçi ve memurun enflasyonu da daha yüksektir.
Yani bir yandan büyümeden pay verilmiyor, bir yandan da gizlenen enflasyon yoluyla maaş ve ücretler törpüleniyor.
3. Sanayide kullanılan ithal aramalı ve hammadde girdi oranı yüzde 50'nin üstündedir. Üretim arttıkça ithalat artıyor. Cari açık artıyor. Kur artışı da süreci hızlandırıyor. Sanayi üretimini azalsın demiyorum, yerli aramalı ve hammadde üretimi artırılsın diyorum.