Saltanat yok

Yaşam Kontuarı adında bir platformdan yollanan bilgiler hayli ilginç geldi bana. Yeni bilgiler edindim, aklımın ucundan geçmeyen gerçeklerden haberdar oldum...

Temelde hepsi yeni bilgi, hem de Amerika Birleşik Devletleri Başkanları'nın yaşantılarıyla ilgili...

Mesela, iyi bir aktör olan Ronald Reagan eşi Nancy ile Beyaz Saray'da ilk akşam yemeğini yedikten sonra görevli hesap pusulasını getirince şoke olmuş, tabii sesini çıkarmadan yemeğin parasını ödemiş...

Genç kuşak bilmez, Ronald Reagan Hollywood'un önemli bir yüzüydü ve genellikle kovboy filmlerinde oynardı...

Başkan ilk yemekten sonra 8 yıl, her yemeğin bedelini ödedi. Sadece kendi yediklerinin değil, verdiği davetlerin parası da cebinden çıktı. Nancy Reagan, bütün kişisel masraflarını ödemek zorunda olduğunu görünce, eşinin seçilmiş olmasından pişmanlık duyduklarını açıkladı, tepki de koydu, "Kimse bize Beyaz Saray'da bu paraları ödeyeceğimizi söylememişti" dedi...

Gelenek sürüyor, başkan ve ailesi yemekten içmeye, giyimden kuşama yaptıkları harcamaların bedellerini aile bütçesinden karşılıyorlar...

* * *

Başkan Bill Clinton'ın eşi Hillary Clinton, Donald Trump karşısında aday oldu ama seçimi kaybetti ve yeniden Beyaz Saray'a giremedi. Yazdığı "Hard Choices"adlı kitabını tanıtırken, "Beyaz Saray'dan borç içerisinde ayrıldık" diyerek parasızlık çektiklerini ima etti.

Clinton ailesi Beyaz Saray'a sekiz yıl kaldı, başkanlık süresinin sonunda New York'ta krediyle bir daire aldılar, kızları Chelsea'nin tahsili için yaptıkları harcamayla tam 12 milyon dolar borçlandıkları ortaya çıktı...

* * *

Başkanlar Beyaz Saray'da oturur ve kira ödemezler ama her şeyi ceplerinden öderler. Anayasa ve yasalar bunu âmirdir. Gelen misafirlerin de bütün harcamalarını ceplerinden verirler. Sadece resmi devlet konuklarının masrafları devlet tarafından karşılanır, ödemeyi vergi dairesi yapar.

Bir ailenin zaruri ödemelerini düşünün, başkanlar ve aileleri de kuaförden terziye, aracının benzininden evdeki hizmetkârlara kadar -bahçıvanlar dahil- maaşını ödemek zorundadır. Elektrik, su ve gaz parasını devlet öder...

Bitmedi, devlete ait yazlık evde kaldıkları takdirde de ödemeler başkana aittir...

Başkan protokolde olmayan kimseleri uçağında götürmek isterse -eşi ve çocukları dahil- hepsinin bilet bedelini first class yani lüks sınıf üzerinden ödemek zorundadır.

* * *

Uzun oldu, bizdeki uygulamayla kıyaslamak için yarın devam edelim mi...

Niyetleri kötü...

Askerlik fotoğrafını ortaya çıkarmışlar; durup dururken ne alâka...

Kimse muhtereme "Askerliğini yaptın mı, yapmadın mı" diye sormadı ki...

Fotoğrafı sosyal medyada gezdirmeye kalkanlar herhalde iyi niyet sahibi değil; muhteremi zorda bırakmaya çalışıyorlar..

Şaşırmış bunlar

Medya da, şaşkınlarla ve Türkçe bilmeyenlerle doldu... Ekrana gelen alt yazıyı okuyunca gülemedim, utandım...

"İdlib'de sıcak çatışma başladı"...

Düşündüm; ılık çatışma ya da soğuk çatışma nasıl oluyor diye kafa patlattım, bilemedim...

Düşünelim bakalım

ABD ile de sürtüşme süreci yaşanıyor. Konsoloslukta çalışan yani diplomatik misyona mensup bir yurttaşımız casuslukla ve fetöcü olmakla suçlandı ve tutuklandı... ABD de bunun üzerine Türkler'e vize yasağı koydu...

"Sen yaparsın da biz yapamaz mıyız" dedik, mukabele ettik; ABD yurttaşlarına vize vermiyoruz...

Gerilimin ne getirip ne götüreceğini herhalde hesaplamış olmalıyız...

Düşünelim bakalım, neden yığınla ülkeyle aramız açık; neden kimseyi hukuk devleti anlayışımızın her şeyin önünde olduğuna inandıramıyoruz...

Ahhh ah, o nedeni bir ortadan kaldırabilsek...

Yazarın Diğer Yazıları