Sahi mi, değil mi?
Recep T. Erdoğan’la oğlu arasında geçtiği iddia edilen konuşmalar Türkiye’yi sarstı. AKP içinde bile dillendirilemeyen bir “Acaba?” sorusu burgu gibi beyinleri deldiği muhakkak.
“Şüpheci” Ak Parti ve muhalefet milletvekilleri bir araya gelsinler, ses kayıtlarını iki tarafın da mutabık kalacağı uzmanlara inceletsinler, montaj olup olmadığı ortaya konsun. Öyle ortaya konsun ki, AKP milletvekilleri de, muhalefet partilerinin milletvekilleri de mutmain olsunlar. İncelemenin her merhalesinde “yancı” (“Yandaş” diyoruz ama “yancı” daha uygun bir sıfat!) ve diğer gazetelerin temsilcileri de bulunsunlar. Tatmin olunmadı mı? Muhalif ve muvafık bir heyet yurt dışında ihtisasına güvendikleri bir merkeze birlikte gitsin, kayıtları inceletsin. Yine gazeteciler de aralarında olmalı...
Ses kayıtları montaj veya değildir, tartışmaları niye yapılıyor ki... Meselenin hallinin çok basit olduğunu işi bilenler söylüyorlar.
Allah sizi inandırsın, “evdeki paraları sıfırlama” konuşmalarının gerçek olmaması için dua ettim.
R.T. Erdoğan’ın ülkeyi bölmeye yemin ettiğine, “Türk”ü silmek için kararlı yürüdüğüne asla şüphe duymadığım hâlde, “İnşallah, ses kayıtları doğru değildir; gerçekten komplodur... Biz böyle bir adamın yönetimine lâyık değiliz. Ses kayıtları yalan çıksın!” niyetim dilimden düşmedi!
Allah’ın adını ana ana iktidara gelen insan bu kadar alçalamaz!.. Mümkün değil!
R. T. Erdoğan, ses kayıtları ortalığa saçıldıktan sonra demeliydi ki: “Gelin CHP, gelin MHP... Birer temsilci gönderin, ses kayıtlarını derhâl inceletiyorum... Montajla olmayan olur gösterildiğini kendiniz göreceksiniz...” Ama demedi... “Montajdır.” dedi, “Kripto telefonum bile dinlenmiş.” dedi ama “Yalandır.” demedi, “Böyle bir konuşma olmamıştır.” demedi, “Para mevzusu yoktur.” veya “Şunun içindir.” demedi.
(Gerçekten olmayan olur gösterilebiliyor. Devlet Bahçeli’nin konuşmalarından alınan kelimeler yan yana getirilerek Abdullah Öcalan’ı nasıl övdüğü internette görüntülü dolaşıyor. Ama birkaç cümle... Fazlası çok güç.)
Yakında bu ses kayıtlarının inandırıcılığını kuvvetlendirmek için meselâ evden kutularla veya çuvallarla para çıkarılırken çekilmiş videolar servis edilirse, şaşırmayalım. R. T. Erdoğan ve bey’atçıları bunu da dikkate almalıdırlar.
Bana öyle geliyor ki, R. T. Erdoğan’ı bitirmek isteyenler eşeklerini sağlam kazığa bağlamışlardır.
Kim bilir daha nelerle karşılaşacağız.
Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “Halkın arasındayım; İnanın bu uydurma kaset ve ses kayıtlarına doğru olsa bile inanan yok.” diye tweet atmış. Sonra cümlesini tekrarlayarak güya açıklık getirmiş: “Halk muhalefete inanmıyor.”
Burhan Bey, seni severim bilirsin... Madem kasetlerin doğru olduğunu galip ihtimal görüyorsun, başka bir şey karıştırma lütfen. Buna karar verecek merci “tarafsız” mahkemedir. Sen da zaten mahkemeyi işaret ediyorsun!
16 Temmuz 2013’te, PKK ile paralel yürümesinden dolayı “hükûmetin meşruiyeti tartışmalıdır.” demiştim. Şimdi, son ses kayıtlarını dahi bir tarafa bırakın, delillendirilen yolsuzluk, hırsızlık, rüşvetle hükûmet meşruiyetini yitirmiştir, diyorum. Gerisini düşünelim!