Rusya'nın geciken "devlet kurma" uyarısı!
Orta Doğu, sürekli değişimini sürdürürken, üstelik, ABD'nin Suriye'nin güneyinde, ister "terörist devlet" ister "yapay devlet" ister "uydu devlet" adına ne derseniz deyin, Türkiye'yi tehdit ve İsrail'i ihya eden bir oluşum için çekilen acılar bir türlü dinmiyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, sanki yeni uyanmış gibi, bu tehlikeli sürece nihayet dikkati çekmiş bulunuyor.
Lavrov'un, "ABD yönetiminin Suriye'deki davranışlarından bu ülke topraklarında davetsiz olarak daha uzun süre, hatta sonsuza dek kalmak niyetinde olduklarını seziyoruz. Bu durum bizi tedirgin ediyor.
ABD'nin Suriye'de tek taraflı hareketleriyle Suriye topraklarında kukla devlet kurmak istediğinden de şüphemiz var. Kurmak istedikleri devletin sınırları ise Fırat'ın doğu yakasından Irak sınırına kadar uzanıyor.
ABD tarafından yürütülen tüm bu çalışmalar Suriye konusunda BM Güvenlik Konseyi'nin kabul ettiği ve temelinde Suriye toprak bütünlüğünün korunmasının yattığı 2254 no'lu karara tamamen aykırıdır" şeklinde konuşmaktan kendini alamadığı görülüyor.
Bu geç kalan uyarı Türkiye'de nedense pek büyütülmezken, tehlike gittikçe derinleşiyor.
Aslında, Rusya'nın bu uyarısı tarafımızdan da, Yeniçağ'da defaatle yayınlanırken, özellikle resmi makamlar tarafından yine göz ardı edildiği anlaşılıyor.
İşte yazılarımızın yayınlandığı tarihler ve başlıkları:
28 Eylül 2017'de "Güney sınırlarımızda 2. İsrail Devleti mi?"
9 Ekim 2017'de "Nil'den Fırat'a İsrail istilası"
27 Kasım 2017'de "Trump İsrail uydusu 'terörist devletçik' kurma peşinde"
Gerçekten de, son yazımızda aşağıda yer verdiğimiz cümlelerin yer alması, oynanan oyunun bir görüntüsü olarak değerlendirmek gerekiyor:
"ABD Başkanı Trump'ın, ilerde Suriye kuzeyinde yerel bir devletin kurulabileceğini adeta "itiraf" etmesinden sonra, Türkiye'ye yeni bir düşmanı tanıtmanın ilk adımları olarak sayılıyor.
Aynı zamanda, Suriye için de bir tehdit unsuru olan bu iddianın, bir Kürt yerel devletini işaret ettiği de kaydediliyor.
Böylece, ABD'nin dolayısıyla İsrail'in asıl maksadının ve hedefinin Suriye ile Türkiye arasına bir devletçiği kondurmak olduğu artık saklanmıyor."
Geçmişte, Afganistan ve Irak işgalleri nedeni ile imajı zedelenmiş olan ABD hegemonu için Orta Doğu'da yıllarca adeta kolaylaştırıcı görev gören AKP hükümeti, böylece düştüğü müthiş tuzaktan kurtulmanın fırsatlarını yakalaması, her Türk'ün en candan dileği olarak değerlendiriliyor.
Gerçi Türkiye ile ABD'den ilişkileri normalleştirme kararı Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Ankara'da ABD'li mevkidaşı Tillerson ile görüşmesine "yeşil" ışık yaktığı belirtiliyor.
İlişkilerin normalleştirilmesi kararı alındığını açıklayan Çavuşoğlu'nun, bu hedef doğrultusunda mekanizmalar oluşturulacağını duyulması, bakalım hangi ABD'li yetkili tarafından doğrulanmayacak!
Unutulmamalıdır ki; aziz Türk Milleti, her şeyden önce Süleyman Şah Kabri'nin asıl mekanına taşınmasının, büyük bir özen ve heyecanla günlerini sayıyor.
Özet olarak; sağduyu sahibi bir dış politika değiştirme arifesinde iken, Türkiye'ye yeni yeni tuzaklar kurulmak isteniyor.
Yediden yetmişe bütün Türk milletine, birlik ve beraberlik dilemek hepimizin borcu olsa gerek.
Nitekim, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin giriştiği "Zeytin Dalı Harekâtı"nı başarılı bir şekilde sonuçlanmasını adeta "dört gözle" bekleyen kahraman milletimize bu "şan"ı kazandırmak icap ediyor.
Ne var ki, sınırımızda "devletçik" kurma hülyasında olan ABD'ye hemen inanmamak ve topraklarımızı güven altına almak milletimizin beklentisi oluyor.