Rus uçakları ve AKP'nin iflâsı!
2006 yılında Şam'da "Değişen Orta Doğu" konulu bir toplantıya katılmıştım. Konu başlığının yanlış olduğunu ortada kendiliğinden bir değişmenin olmadığını, aksine Orta Doğu'nun değiştirilmeye çalışıldığını anlatmış ve sormuştum:
-Kim değiştiriyor Orta Doğu'yu? Yabancı güçler? ABD, İngiltere ve İsrail... Ardından Avrupa Birliği! Kürtleri de aynı güçler kullanıyor. Bu durumda Orta Doğu coğrafyasının sahipleri ne yapmalı? Savunmada kaldıkça Araplar da İranlılar da Türkler de kendi coğrafyalarında gerilemek zorunda kalır. Peki ama saldıran tarafın teknolojiye bağlı olarak gelişen üstün askeri gücü karşısında nasıl bir karşı saldırıda bulunmak gerekir?
-Bölgesel inisiyatiflerle küresel saldırıya cevap vermek mümkün değildir. Küresel saldırıya küresel saldırı ile cevap vermek, küresel alternatif oluşturmak gerekir.
20'nci yüzyıl başında küresel saldırıyı üzerinde güneş batmayan İngiltere İmparatorluğu başlatmıştı, savaşın sonunda imparatorluğunu kaybetti. Şimdiki saldırı ABD önderliğinde yapılıyor. Aklımızı kullanırsak ABD imparatorluğu da bu savaştan gücünü kaybederek çıkacaktır.
***
Bugün söz konusu küresel saldırıya karşı Rusya devrededir. Çin'in de uçaklarla Rusya'ya destek vereceği iddia ediliyor. İran ve Irak da devrede. Çünkü ABD, İngiltere ve İsrail'in stratejik hedefi, "Suriye'den Çin'e uzanan enerji hatlarında bir kara delik" oluşturmaktı. Rusya ve Çin'in müdahil olması ise bu deliğe karşı küresel bir cevaptır.
2011 yılında, Şam'daki Şark Merkezi Başkanı Samir Seifan, Suriye'nin stratejisini; "ABD'ye karşı tavır almanız; almamanız halinde ödeyeceğiniz bedelden çok daha ucuzdur" diye özetleyip devam etmişti:
* Burada yapmak istedikleri, bölgesel ittifakları, ulusal kimlikli devletleri çökertmektir. Fakat ABD, her yerde kendi dostlarını zayıflatıyor, düşmanlarını güçlendiriyor, bölgede tedricen bir boşluk oluşuyor. Bu boşluk karşısında yeni siyaset ürütemeyecekler.
* Lübnan'da Hizbullah kaybetseydi Şam'a giden yol İsrail'e açılmış olurdu. Fakat böyle bir şey olsaydı, bölgede bir kara delik oluşurdu; Doğu Akdeniz'den Çin'e kadar... Bir ihtimal, Avrupa da bu kara deliğe dahil olurdu.
* Biz aynı geminin yolcularıyız; bu bölge ya açık bir savaşa gidecektir veya var olan durum bir bölgesel iş birliği veya ittifakla korunacaktır. Uzun süreli bir barışın tesisi için yeni bir dönem başlayacaktır.
***
2011 yılının Ağustos ayında görüştüğümüz Suriye'nin şimdiki Dışişleri Bakanı Dr. Faysal Miktat, Banu Avar'ın sorusu üzerine şu öngörülerde bulunmuştu:
* Suriye'nin elinde bilinen ve bilinmeyen çok önemli kozlar var. Evet bazı bölge ülkeleri ABD ile ortak hareket eder ama bunlar şunu bilir ki Suriye'ye verilen zarar kendilerine verilmiş zarardır.
* Biz zayıf bir devlet değiliz. Batı ile birlikte hareket edenler bunun karşılığını görecektir ama bu ülkeler Suriye düşerse sıranın kendilerine geleceğini bilmektedir.
* Rusya ve Çin de Batı'nın askeri müdahalesine kesinlikle izin vermeyecektir. Rusya ve Çin, Suriye'yi korumak için değil kendi çıkarlarını korumak için müdahaleye izin vermeyecektir.
***
Biz bu görüşleri daha önce de yayınlamıştık ki AKP iktidarı hata yapmasın. İşte Faysal Miktat'ın söyledikleri harfiyen gerçek oldu. Fakat AKP iktidarı, Türkiye'yi Suriye'de öyle bir batağa sapladı ki çıkarabilene aşk olsun. Rusya'nın Lazkiye'den kalkan savaş uçaklarının Türkiye hava sahasını ihlal edeceğini 2011 yılında kim düşünebilirdi? Faysal Miktat düşünmüş ve söylemişti işte... AKP iktidarı ise Amerikan projesine uyarak Suriye'yi sattı ama böylece kendi sonunu da hazırladı.