Rıza, Davutoğlu’nun nesi olur?
Ahmet Davutoğlu’na sormak lâzım: Neden seyitliği kendisinden menkul Rıza’nın peşine takılıyorsunuz?
Şimdi Abdullah Öcalan gibi 30 yıldır Türkiye’ye kan kusturan bir örgütün başının peşine takılanların, Türk Devleti’ni yıkmak için Fransa’dan, İngiltere’den istimdat eden Rıza’nın peşine takılmaları normal olmalı.
Daha durun, bu günler iyi(!) günlerimiz. Yakında Sait için de özür dileyecekler. Sait daha mühim. Hem Sünnî ve üstelik onun sıfatı “Şeyh” ve üstelik o “Emîrü’l-Mücâhidîn Muhammed Saîd en-Nakşibendî” ...
Isındıra ısındıra halkın bütün isyancıları kutsamalarını, bey’at etmelerini, bastığı topraklara yüz sürmelerini, girdiği kapıların eşiklerini öpmelerini istiyorlar. Artık onlar Müslümanlığı “ böyle anlamaya başlamışlardır.
Yeter ki ” Türk Devleti “ni yıkmaya kalkışsınlar; hedef birliği kendiliğinden sağlanıyor.
Marxist [komünist] (din ile Marxizm bir araya gelmez) A. Öcalan’ı nasıl itibarlı gördüklerini A. Davutoğlu’nun yardımcısı Bülent Arınç açıklamıştır. Hatta öyle bir açıklamıştır ki HDP/PKK’lıları bile azarlamış ” Susun, önderiniz Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorsunuz. “ demiştir.
Bu adamların gide gide ” Allah’sız Müslümanlık “ta -sümme hâşâ- karar kılacaklarından şüpheniz olmasın.
Emarelerini ” Saraylı Usta “nın ilahlaştırılmasında gördük. İlâhlaştırma sözlerini arayın bulursunuz. Bu köşede de sıralamıştık. (” İlâhlaştırma “ya karşı ” Usta “ hiçbir tavır koymamış, hatta Bakara suresiyle alay edeni ” balkon “da yanına alarak ona nasıl ” itibar “ ettiğini göstermiştir.)
Peşine takıldıkları A. Öcalan’ın ” İslâm “ üzerine söylediklerini buraya yazmayayım; sadece ” Din Sorununa Devrimci Yaklaşım “ adlı kitabını hatırlatayım.
Mustafa Kemal Atatürk’e burada yazamayacağım bazı sıfatlar atfedenler, A. Öcalan’ın ” İslâmiyet “ hakkında söylediklerini bile bile onun itibarından bahsediyorlar ve ondan medet umuyorlarsa, ” Türk Devleti “ni yıkma emelinin PKK ile aralarındaki engelleri nasıl ortadan kaldırdığını insanlarımızın düşünmeleri gerekiyor.
Partilerin önceki günkü grup toplantılarında iki parti başkanı öne çıktı ve ikisinin de ana meselesi ” Dersim “di.
Biri isyancıları sahiplenmiş, diğeri isyancıları sahiplenenin yanlışlarını ortaya koymuştu.
” Türk Devleti “ni yıkmak için kıyam edeni kutsayan AKP’nin başına getirilen ve başbakan yapılan Ahmet Davutoğlu, gerçekleri sıralayan ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli idi.
Önce Devlet Bahçeli konuştu:
” Ahmet Davutoğlu varını yoğunu ihanet mesaisinde harcamaktadır. Zannedersiniz ki Türkiye’yi yıkmak için özel görevlendirilmiştir. Türk tarihine ne kadar ihanet eden emel varsa AKP’nin kundağında bir kez daha doğmuştur. Hainler, Davutoğlu’nun gözüne melek gibi gözükmektedir. Ne Erdoğan’ın, ne de Davutoğlu’nun durduğu ve baktığı yer doğru değildir. Geçmişte Türk milletinin kanını akıtanlar bugünlerde revaçta, namertler el üstündedir.
A. Davutoğlu ise Devlet Bahçeli’yi köşeye sıkıştırdığını sanarak “Siz tek parti dönemini mi savunuyorsunuz!” deme gafletine düştü.
A. Davutoğlu’nun ve Devlet Bahçeli’nin karşılıklı sözlerini ele alacağım. “Türk Devleti” düşmanlarıyla kimin nasıl iş birliği yaptığına siz karar vereceksiniz.