Reis! Lütfen okuyun!
Bir mektup vereceğim... Öyle bir mektup ki, Fetullahçılığa, F. Gülen'e buğz etmeden okuyamazsınız. Yine insanları, araştırmadan, soruşturmadan, bilmeden içeri tıkanlara da buğz etmeden okuyamazsınız. Çok mektup geldi ama bu mektubu bütün mektupları temsilen veriyorum.
Prof. Dr. Tancan Uysal bir ilim adamı. "FETÖ" furyasında eşiyle birlikte dört duvar arasına tıkılıyor. Eşi 11 gün sonra bırakılıyor. Eşini aradım ve mektupta yazılanları teyit ettirmek istedim.
Mektubun dışarı çıkarılmasına cezaevi yönetimi izin vermiş. Mektup altındaki damgada şöyle yazıyor: "İzmir 1 Nolu T Tipi Kapalı C.İ.K. / Mektup Okuma Komisyonu / Görülmüştür."
R. T. Erdoğan, sıklıkla "mağduriyet edebiyatı"ndan bahsediyor.
Türkiye'de tek söz sahibi Reis'tir. Keşke, hâkimleri tereddüde düşürecek bir konuşma yapmasa...
Bana gelen bu mektubu yazanın samimi olduğuna inanıyorum. Ama eğer, bu kadar inandırıcı yazıp beni de kandırıyorsa, mektubu yazanın suçlu olduğunu delilleriyle ispat etsinler, ben de, beni kandırdığı için davacı olacağım!
Reis! Mutlaka Yusuf suresinin 35. âyetini biliyorsunuzdur. Suçun kimde olduğu bilindiği hâlde Hz. Yusuf hapse atılmıştır.
Reis! Elbette siz Ifk hâdisesini, Nur suresinin 11. ve müteakibi âyetleri de biliyorsunuz.
Lütfen ama lütfen bu mektubu okuyunuz.
24.10.2016 tarihli mektubu aynen veriyorum:
"Sayın Arslan Tekin / Bugün yaşadıklarımın temelinde bir dönem Ergenekon, Balyoz sürecinde askerler, gazeteciler bir bir içeri alınırken sessiz kalmış ve "Neden tutuklandılar elbet vardır bir sebebi" diye düşünmüş olmamı görüyorum! Göremediğim sustukça sıranın aileme gelmesiymiş. Size bu yazıyı İzmir 1 nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan yazıyorum. Bugün ben de tutuklu bir akademisyenim ve şu an dışarıdakiler, 'içerideyse elbet vardır yaptıkları bir şey' diyorlardır.
12 Ağustos sabahı 5:30'da öğretim üyesi eşim ve ben, 3 masum çocuğumuzu (3,11 ve 13 yaşlarında) evde gözü yaşlı, komşulara bırakarak gözaltına alındık ve 72 gündür hukuksuzca özgürlüğümden ve sevdiklerimden uzağım. Sebep FETÖ/PDY soruşturması...
Uzun yıllardır yazılarınızı büyük bir keyifle okuyorum. Herkesin kör, sağır olduğu bir dönemde haber alma özgürlüğümüze güzel yorumlarınızla yaptığınız değerli katkılardan dolayı çok teşekkür ederim.
Ben polis memuru bir baba ve ev hanımı bir annenin büyük evladıyım. Tüm eğitimimi devlet okullarında tamamladım. Ömrüm boyunca ne FETÖ okuluna, yurduna ne de dershanesine gittim. Liseyi memleketim Bursa /Karacabey Lisesinde birincilikle, üniversiteyi 1999 yılında Gazi Üniv. Diş Hekimliği Fakültesinde yine birincilikle tamamladım. Selçuk Üniversitesinde ortodonti uzmanı oldum. Kayseri'de doçent ve 2011 yılında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde 34 yaşında profesör oldum. Ulusal ve uluslararası patente ve birçok ödüle sahibim. 200'ün üstünde uluslararası yayınımla tüm diş hekimliği alanında en çok bilimsel esere sahip bir akademisyenim. Türkiye'de yapılan bir araştırmada 500 en başarılı bilim insanı sıralamasında 165. sırada yer aldım
Hayatımın hiçbir aşamasında ne FETÖ, ne de başka bir yapının desteğine minnet etmedim." (Devamı yarın.)