Referandumu önce MHP yapsın!
Atila Kaya'nın MHP genel başkan yardımcılığından istifasından çok açıklamasındaki "Bütün hayatım uğrunda mücadeleyle geçen ve ödediğim bedelleri göğsümde şeref madalyası olarak taşıdığım ülkücülüğe olan inancım ve Türk milliyetçiliği anlayışım, aklıma ve vicdanıma Anayasa değişikliği teklifine 'Hayır' dememi emrederken, ikiyüzlü davranmaktan da men etmektedir." sözlerini beğendim.
Çünkü Arapça "siyaset" seyislikten gelmeyse de Yunanca "politika" çok yüzlülük demektir!
Politikanın içinde olup da ikiyüzlülük yapmamak mümkünmüş demek ki...
***
MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan ise aynı konuda sorulan bir soruya cevap olarak "Genel Başkanımız partimizin görüşlerini ifade etti. Biz de Genel Başkanımızın açıklamaları ve partimizin çizgisi neyse, orada bulunacağız." dedi.
Mehmet Erdoğan, "partimizin görüşleri" dediğine göre sormak gerekirdi; MHP'nin, tek adam anayasasını desteklemek konusunda aldığı bir karar var mı? Veya Devlet Bahçeli, rejim değişikliğini desteklemek için partiden bir kişiye dahi danışmış mıdır?
"MHP'nin çizgisi", Türk Milliyetçiliğini ayaklarının altına aldığını söyleyen bir kişiye Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün siyasi birikimini teslim etmek midir?
***
"MHP'nin görüşü"nün ne olduğu belli... MHP seçmeni, Türkiye'nin rejimini değiştirecek olan Anayasa değişikliğine, büyük bir çoğunlukla karşı... Araştırma şirketlerinin anketleri de bu tespiti doğruluyor.
"Hayır öyle değil" diyen varsa, sandık kursun, MHP seçmenine veya delegesine sorsun!
Hatta Mehmet Kıllıoğlu'nun ifade ettiği gibi "Asıl, Anayasa değişikliği oylamasından önce MHP'de Bahçeli için referandum yapılmalı, bakalım MHP'yi temsile yetkisi var mı?"
***
Bakınız, Kongo'da bile iktidardaki partinin genel sekreteri Aubin Minaku, ülkedeki siyasi krizin çözümü için muhalefetle imzalanan anlaşmadan sonra "Anayasaya aykırı ve cumhuriyetin yasalarına ters düşecek bir adım atılırsa bunu engellemek için gerekeni yaparız." dedi.
Kongo bile "Anayasa ve Cumhuriyet yasalarına ters düşecek adımlara" izin vermezken, MHP gibi bir partinin genel başkanı, Türkiye'nin rejiminin değiştirilmesi suçuna neden önayak olur?
---
Abdullah Gül'ün
rahatsızlığı!
---
11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis'te kurulan "15 Temmuz darbe girişimi komisyonu"nun yazılı sorularını cevaplandırırken ilk kez 12 Eylül 2010 anayasa referandumunda bu yapıya bağlı yayın organlarının aşırı ve saldırgan propagandalarının kendisini rahatsız ettiğini belirtti. Gül "Gerek siyaset öncesi, gerek siyaset-devlet hayatımda bu yapıyla veya lideri olan şahısla bir ilişkim olmadığı cihetle haklarında ne şahsi tecrübeye ne de kayda değer bir bilgiye sahip değilim." dedi.
Böylece Abdullah Gül, 15 Temmuz'un perde arkasını ört-bas etmek için kurulan komisyona doğru bilgi vermemiş oldu!
***
Daha Dışişleri Bakanı iken uydurma "Ergenekon şeması" gösterildiğinde "Bir savcı bulun, delillendirin" diyen kendisi değil miydi?
Bugün o davaların, "FETÖ'nün kumpası" olduğu resmen kabul edildi.
Peki ama kumpasın kumpas olduğunu Abdullah Gül bilmiyor muydu?
Türk ordusunun en seçkin subayları iğrenç iftiralarla hapse atılırken, Abdullah Gül hiç rahatsız olmadı mı?
İftiralara dayanamayan Ali Tatar'ın intihar etmesinden, zamanında tedavi ettirilmeyen Kuddusi Okkır'ın ölümünden, Kaşif Kozinoğlu'nun Silivri'de kalp krizi, Murat Özenalp'ın Mamak'ta beyin kanaması geçirip ölmesinden hiç rahatsız olmadı mı?
Abdullah Gül, bütün dış temsilciliklere cemaat okullarına destek olmaları için yazılı talimat verirken hiç rahatsız olmadı mı?
Abdullah Gül, cemaatin bu operasyonlar sayesinde 15 Temmuz girişimine cüret edebilmesinden hiç rahatsız olmadı mı?