Referandum liderleri değiştirecek mi?

Kamuoyunu kimler temsil ediyor? Bu sorunun cevabını bulamıyorum. Adam kaşlarını ve bıyıklarını boyatmış oturuyor. İsminin arkasında "GENAR Başkanı" yazmakta. Sayın İhsan Aktaş oysa Anayasa'nın değişen maddelerinden habersiz. Hatta Meclis İç Tüzüğü ve Siyasi Partiler Yasası'nı bilmiyor. Ama araştırma diye sunduğu raporda "AK Parti seçmeninin % 97'si EVET diyecek" ahkamını kesebiliyor. Yere basmayan çalışması suratına vurulunca gülerek, "Altında benim imzam yok" derken hiç sıkılmıyor.

Bir başkası öyle veya böyle bir hukuk derneğinin başkanı. Av. Mehmet Sarı kendini "Destek, tam destek" görevine o kadar bağlamış ki, ağzından çıkanların sonucunu hesaplamıyor. "CHP'nin Trakya'da üç kalesinden EVET çıkacak" diye nağra atabiliyor. Ne zaman ki Hakan Bayrakçı, "Var mısın bahse? Bu illerde HAYIR'ların oranı en az % 60'ı bulacak" diyor, Sarı'nın sesi kesiliyor. Hayali senaryolar üstüne kurgulanmış kampanyalarla sonuç almak mümkün mü? Bu kişilerin amaçları belli. İktidardan nemalanmayı sürdürmek. Ardından Meclis'e kapak atmak. Bakanlık hesapları ise zaman içinde yapılacak. Bu iki "Yağcılır'da İnecek Var Ödülü" adayına bel bağlayanların vay haline!

İki önemli iddia

Bir kaç gündür tartışmalarda yeni konuların ön plana çıktığını görmekteyim. İlk genel seçimde barajın mutlaka düşeceği ortak kanı. Bu da Bahçeli'yi kurtarma formülünden biri olsa gerek. Ciddi düşünmeye başladım; "Mevcut MHP yönetimi % 5'i bile yakalayamaz". Demek ki oranı daha da aşağılara çekmek şart. Konunun Bahçeli'nin umurunda olmaması gerekir. Nasılsa "Örtülü Koalisyon"da rezervasyon tamam.

Herkesin referanduma katılma oranının yüksek olacağına inancı tam. Kavga-dövüş olmayacağına inananlar fazla. Ben ise tam aksi fikirdeyim, ciddi şüphelerim var. Sınırlarımızın dışındaki melanet hazırlıklarını farkedebiliyorum. Kandil'in amacı dikkatlerin dağıtılması. Yani tedbirleri gevşetebilmek. Sonra -Allah muhafaza- gelsin bombalı saldırılar.

Asıl değişim

O kanaldan bu kanala turlarken Adil Gür'ün önemli tespitini yakaladım. Buna yüzde yüz katılıyorum; "Referandum sonucuna göre partilerde mutlaka lider değişimi olacak". Gür'ün doğrudan sözünü ettiği MHP. Bu tamam, ya CHP?.. Kişisel kanaatim EVET çıkarsa Kemal Kılıçdaroğlu'nun da koltuğunu kaybedeceğine inanıyorum. Her ne kadar "genel seçim değil" denilse de Anamuhalefet'in yönetimi yukarıdan aşağıya değişecektir.

OHAL'in kalkacağı hatta sandığa gidilmeden devre dışı bırakılacağı söylemleri için sadece "keşke" diyorum.

Hep pardon

En önemli eleştirileri Hakan Bayrakçı'nın ağzından dinliyoruz. Suriye politikasından ekonomideki gerilemeye kadar, "Pardon, aldatıldık"tan başka laf edilmediğini söyledi.

Dolar ihalelerde 3.56'ya sabitlendi ama o noktaya indirebildik mi? Bu durumda niçin sandığa gidiliyor? Amaç "yargıya egemen olmak" ve "ülkeyi kararnamelerle yönetmek" mi? Galiba perdelenmeye çalışılan asıl gerçek bu!

***

Aylin Nazlıaka'nın açıklaması: Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka aradı. 21 Ocak'ta yazdıklarımla ilgili bazı açıklamalarda bulundu. "Niye 10 gün beklediniz?" diye sorunca "Yoğunluktan" cevabını aldım. "Değer verdiğim yazarsınız. Bu yüzden es geçemedim" deyince ne yalan söyleyeyim hoşuma gitti. Cevap hakkına saygı kuralı çerçevesinde söylediklerini aktarıyorum:

"Mahkemenin CHP'ye iade işlemimi reddetmesinde bilirkişi raporunu değerlendirmeye almaması rol oynadı. Oysa aynı mahkeme 3 ayrı üniversiteden bilirkişilik görevi talep etmişti. Sonuçta verilen 20 sayfalık ortak görüş tamamen benim lehime. Nedense olayı bilirkişiye sevkeden mahkeme karar aşamasında buna itibar etmedi"

Ben Aylin Hanım'ın anlattıklarını aynen aktardım. "CHP'ye geri dönme çabaları"nı sürdüreceğine inanıyorum. Başarılar dilerken bir de espri yapacağım; "Başvurusunu reddeden mahkemenin başkanı mutlaka Melih Gökçek'in dostudur..."

***

Şeytan iyice dağıttı

"2. yarı Konyaspor'un daha iyi oynayıp maçı kurtarmasına şaşırmam" sözleri Rıdvan Dilmen'e ait. Devre arası 2-0 Beşiktaş'ın üstünlüğüyle kapanmasına rağmen bu lafları etti. Sonucu biliyorsunuz: 5-1. Konya'nın tek golünü de Tosiç kendi kalesine attı. Konu, Kayahan'ın dediği gibi "Yolu Fenerbahçe'den geçmiş olanlar" üstüne ise Şeytanca davranıyor. Tıpkı Volkan Demirel'in yediği hepsi hatalı gollerden söz etmemesi gibi. Kanalın büyük patronu Ferit Şahenk'in "dümdüz gidecek kadar" holigan olması, Dilmen'i bu kadar şaşırtmamalı. Sonunda da şişiyor. Önce particilik, sonra amigoluk. Ayıp olmuyor mu?

---

ÖZEL NOT: Maç 4-1 oldu ekranda uzun süre 4-0 asılı kaldı. Herkes büyük adam olunca küçük işlerle ilgilenen yok. aSpor'dan söz ettiğimi anlamışsınızdır.

Yazarın Diğer Yazıları