Rayına tam oturdu!

Abdullah Öcalan meydan okuyor, AKP’nin adamları ise, A. Öcalan’nın dediklerini nerelerinden anlıyorlarsa bambaşka yorumluyorlar. Başbakan Yardımcısı Yasin Akdoğan, “Şu anda tren rayına oturmuş durumda.” diyebiliyor. “Yandaş” tabir olunan AKP’nin ruhlarını satmış kalemleri “4-5 ay içinde barış gelir. Öcalan öyle diyooo!” diye yazabiliyorlar.
Böyle yazanları inceleyin; ya kasıtlılar ya da zekâ problemleri var.
AKP yönetimi, A. Öcalan’nın elini öpmeleri için “Paralel Yapı”yla mücadelesini deklare edenlere vize veriyor.
Hatip Dicle PKK uzantılarının en katılarındandır. “Paralel Yapı”ya karşı konuştu; hemen İmralı vizesini cebine koydu.
Bir kadına daha vize istemişlerdi HDP/PKK’lılar... O gidemedi. Eğer, “Paralel şöyle, Parelel böyle...” demeye başlarsa İmralı vizesinin çıkacağından şüpheniz olmasın.
PKK’lılara bir akıl vereyim: “Paralel Yapı ile mücadelede, AKP yönetimi destekliyoruz. Recep T. Erdoğan’ın arkasındayız.” desinler o saat Cemil Bayık bile Kandil’den helikopterle alınır ve İmralı’da şefiyle görüştürülüp tekrar Kandil’e bırakılır.
Abdullah Öcalan Leyla’yı istemiş. Ona yeni bir “görev” verecekmiş; bilmem ne kongresi toplanması için çalıştıracakmış. Ama Leyla Zana’nın yeni bir vize alabilmesi için “Paralel” küfrü savurması gerekecek.
“Paralel de, canımı al!” dönemindeyiz!
Yandaşlardan A. Öcalan’a övgüde sınır yok. Biri yazıyor:
“İmralı ile görüşmeden sonra yapılan açıklamaya gelince, çözüm süreci yeni bir ivme kazandı denilebilir. / Burada Öcalan’ın değerlendirmeleri önemli.
1- Öcalan, devlet heyetiyle üzerinde müzakere yürütülebilecek bir çerçeve üzerinde mutabık kaldığını belirtiyor. Yol haritasının kısa süre içerisinde kamuoyuyla paylaşılacağı açıklanıyor.
2- Öcalan bir de takvim veriyor. Çözüm sürecini yok etmek için her şeyi yaptılar ama tüm bu yaşananlardan sonra takvim verilebilecek bir aşamaya gelinmesi önemli.
Öcalan’ın verdiği tarih Şubat ve Mart aylarına denk geliyor. Eğer süreç hızlı bir şekilde ilerleyebilirse, Şubat sonu Mart başı itibariyle biz PKK’nın Türkiye’deki faaliyetlerine son verdiğini açıklamasına tanık olabiliriz.” (Abdülkadir Selvi, “Öcalan Üçüncü Göz için ne dedi”, Yeni Şafak, 1 Aralık 2014).
A. Öcalan’la görüşmenin muhtevası diye yapılan açıklamayı, dikkatle, üstelik PKK kaynaklarından okudum.
İmralı’ya giden Sırrı Süreyya’nın bir PKK gazetesinde çıkan “Abdullah Öcalan güzellemesi”ne de göz attım.
A. Öcalan, sadece ve sadece oyalıyor. PKK’lıları, kendi adamlarını motive ediyor. Daha fazlasını, hep daha fazlasını istiyor... Sürekli tehdit.
A. Öcalan’ı bırak sen, Kandil’e bak. A. Öcalan değil, Kandil ne derse o. İmralı konuğu da aslında Kandil’e bakarak konuşuyor. Kandil’in de ne dediği belli...
ABD’yle ittifak kurduktan sonra kim tutabilir PKK’yı!
PKK, 2014 yılını en kârlı yıl ilân etmiş. Birçok ilimiz onlardan sorulduğuna göre, elhak doğru! AKP yönetimi ve ruhlarını satmışlar “barış marış” diye geveleyip dursunlar.

Yazarın Diğer Yazıları