Putin'in "Deli Petro" politikası!
"Deli" sıfatı, Türkçe'de hakaret için değil, daha ziyade takdir için kullanılır. Deli Halit Paşa gibi... Önce bunu belirteyim ve Putin'in Deli Petro politikasına geçeyim...
ABD, 2018 yılı başında, Yeni Ulusal Savunma Stratejisi'ni açıkladı ve Rusya ve Çin'i asıl tehdit olarak gösterdi.
ABD, zaten "revizyonist güçler" dediği bu iki ülkeyi, İkinci Dünya Savaşı'nda kurduğu düzeni yıkmakla suçlamıştı.
Bu arada ABD, Rusya ile imzaladığı antibalistik füze anlaşmasını tanımadığını, nükleer gücünü gözden geçirmeye karar verdiğini de açıkladı.
Çünkü ABD'nin konvansiyonel gücü Rusya ve Çin karşısında yetersizdi. Bu sebeple nükleer gücünü öne çıkarıyordu.
***
ABD'nin bu tutumunun asıl sebebi, Putin'in, daha birkaç gün önce duyurduğu Sarmat füzeleri ile ilgili gelişmelerdi.
Putin, 1 Mart 2018 günü Rus halkına yeni geliştirilen ve dünyada vuramayacağı yer bulunmayan, tespit edilemeyen, Sarmat balistik füzesini tanıtırken, sunulan animasyonda, füzenin taşıdığı nükleer başlıklar, ABD başkanının Florida'daki nükleer sığınağını hedef alıyordu!
ABD, Sarmat füzesinin niteliklerini bu açıklamayla öğrenmedi elbette. Sarmat füzeleri, iki yıldır bütün dünyada biliniyordu.
***
Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen'e göre, Putin, 1 Mart 2018 günü, dünyada "yeni bir nükleer dehşet dönemi"ni başlattı. Dünya bu tarihte yeni bir döneme girdi. Türkiye ise bu konuyu gündemine bile almıyor. Sadece Yenişafak gazetesinde Nedret Ersanel'in yorumu var. Bir de Anadolu Ajansı bir analiz yayınladı.
Putin'den sonra, Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma'nın Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Aleksandr Şerin, Kolektif Güvenlik Anlaşması ülkeleri, Suriye, İran, Kuzey Kore, Çin ve Türkiye'nin Rusya'nın müttefikleri olduğunu, bu ülkelere karşı herhangi bir nükleer saldırı tehdidi halinde Moskova'nın harekete geçmeye hazır olduğunu söyledi!
Bu açıklamanın bir sebebi var elbette! İncirlik Üssü'nde ABD'nin 90 tane nükleer bombası var. Bu bombaların, ABD tarafından kullanılması halinde, Türkiye nükleer bir saldırının hedefi olabilir!
***
Diğer taraftan, ABD, Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurmaya Türkiye de bunu önlemeye çalışıyor. ABD, konvansiyonel güçlerle Türk ordusunu durduramayacağını biliyor ve resmi olmayan kaynaklardan Türkiye'yi nükleer gücüyle tehdit ediyor. Rusya işte bunu değerlendiriyor ve Türkiye üzerinden ABD ve NATO'ya mesaj veriyor.
Nedret Ersanel, Türkiye'nin denge politikalarını iyi uyguladığını söylüyor ama Nejat Eslen diyor ki "Türkiye'nin başında İsmet Paşa yok. Bu defa durum farklı, Türkiye artık denge politikası ile bu işi götüremez. Türkiye 'stratejik ortağım' dediği ABD tarafından sıkıştırılıyor, Rusya da kendi yanına çağırıyor. Ben, iki kamp arasında bir tercih önerisi yapamam ama bana göre en doğrusu, Türkiye'nin hedef olmaktan çıkması için iki gücün de dışında kalması bunun için de İncirlik'teki nükleer varlığa son vermesidir."
***
Bu arada Sarmat, Türkçe "Sarı"dan geliyor. Heredot, Sarmatların, M.Ö. 500'de İskitlerin bünyesinde olduğunu yazmıştır.
Prof. Mirfatih Zakiev, tarihi kayıtlarda M.S. 1.yy'da İskit coğrafyasındaki halklara Sarmatlar denildiğini, Türk dili konuşan Alanlar, Siraklar (Sarı+Ak Alan), Avarlar, Oğuzlar ve Meotlar'dan oluştuğunu belirtmektedir.
Zakiev, Çar Petro'nun, Sarmatlar'a dayanaksız olarak Slav dediğini, günümüzde ise İskitlerin Sarmat, Sarmatlar'ın Alan, Hun, Avar, Hazar, Bulgar, Kuman, Kıpçak, Oğuz olduğu noktasına gelindiğini bildirmektedir.
Kısacası, Putin, yeni füzelere Sarmat demekle, Sarmatları Slav sayan Deli Petro politikasını devam ettiriyor!