Putin, Erdoğan’a kurtuluş kapısı açtı!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir taraftan ABD’nin müttefiklerini, anlaşılmaz bir perspektifle kendi ulusal çıkarlarını hiçe sayarak Washington’un çıkarlarını savunmakla suçlarken diğer taraftan, “Türkiye’ye yeni ufuklar aramak için gidiyorum” dedi!
“Kendi ulusal çıkarlarını hiçe sayarak ABD’nin talimatlarını yerine getiren ülkeler” sıralaması yapılsa, Türkiye birinci sırada gelir!
Arap Baharı denilen operasyon, ABD talimatıyla İstanbul’da tezgâhlandı. Libya, kargaşaya sürüklendi. Suriye ile ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yapan AKP hükümeti, ABD dayatmasıyla bu ülke yönetimine açıkça düşmanlık yaptı, muhalif denilen teröristleri binlerce TIR silah göndererek destekledi.
Yine Oslo süreci CIA’nın raporları doğrultusunda başlatıldı ve Türkiye “koordinatör ülke” yani “üçüncü göz” hakemliğinde terör örgütü PKK ile masaya oturtuldu. Anayasa’daki devletin temel niteliklerini değiştirmek, AKP’nin de PKK’nın da özlemiydi ama öncelikle ABD’nin dayatmasıydı. Bir tek bunu yapamadılar.
***
AKP’nin dış dayatmayla yaptığı bütün işler, Anayasa suçu oluşturdu.
AKP iktidarının beyin takımı, mevcut yasalara göre kurumsal olarak suça bulaştıklarını çok iyi biliyor. Ayrıca ayyuka çıkan milyarlarca dolarlık yolsuzluk iddiaları karşısında, yargıda ve emniyette kendi iktidarları döneminde hakim kılınan “paralelciler”i darbe girişimi ile suçlayarak kurtulmaya çabalıyorlar.
Yine Oslo süreci ile başlayan pazarlıkların, Türkiye’nin bir bölgesinde alan hâkimiyetini ve hatta kamu düzenini PKK’ya teslim etmekle sonuçlandığını kendi sözcüleri de itiraf etmeye başladı.
ABD ise pişkince AKP iktidarını, PYD ve PKK’yı desteklemeye zorluyor. AKP önce biraz kem-küm etse de peşmergenin Türkiye üzerinden PYD’ye yardıma gitmesine izin vermek zorunda kaldı. PKK’nın başı ile anlaşarak çözüm sürecinin devam etmesine karar verdiler ama örgütün Kandil’deki elebaşılarından Murat Karayılan, sürecin uzatılması ile AKP hükümetinin seçimlere kadar 6 ay zaman kazanmak istediğini söyledi! Karayılan, “Çözüm, özerkliktir” diyerek yakın vadedeki hedefin ne olduğunu bir defa daha açıkladı.
ABD de Athisaari’yi Ankara’ya göndererek “Anayasa’yı değiştirin” baskısına yeniden başladı... Karayılan, Bülent Arınç’ın “sürece mecbur değiliz” yönündeki açıklamasına da “Sanki biz çok muhtacız. Herkes bilmeli ki kimsenin AKP’ye ihtiyacı yok” diye cevap verdi!
Karayılan, böylece “ABD, artık alenen PKK’nın arkasında ve her an sizi devre dışı bırakabilir” mesajı vermiş oluyor...
Bülent Arınç, gölgesini döver gibi konuşuyor ve 28 Şubat konusunda “Siz kaybettiniz, biz kazandık” diyor!
28 Şubat davasında mağdur edilen subaylardan Alican Türk ise
“Evet, Cumhuriyetin temel değerleri üzerinde büyük tahribatlar oluşturmayı başardınız; bu anlamda hiç tereddütsüz siz ve siyasetiniz kazandı ama Türkiye kaybetti. Siz askerlerin değil, Türkiye’nin defterini dürdünüz” diye cevap veriyor...
***
AKP iktidarı, teslimiyet sürecini ne kadar devam ettirebilir? Teslimiyet süreci, 2015 yılı için sipariş edilen 1.5 milyon gaz fişeği ile korunabilir mi? Bakınız, Abdullah Gül, “Kayıp Trilyon” davası kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifade verdi. CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ise 17 Aralık soruşturmasını kapattığı iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nu HSYK’ya şikâyet etti.
“Sıfırlanan trilyonlar” için ifade verilecek günler; sanıldığı gibi çok uzak değildir. İşte bundan kurtulmak için AKP, Rusya ile yeni ufuklara açılmayı, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne girmeyi bile deneyebilir. Çünkü başka kurtuluşu yok artık! Putin, “yeni ufuklar” derken, Erdoğan’a böyle bir kapı açıyor...