Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek istediği kadar savunsun. Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıranların sayısı hayli fazla. En başta aynı gazetenin yazarı Abdülkadir Selvi. Ak Parti'nin medyadaki sözcüsü bu zat, CHP Genel Başkanı'na söylemedik laf bırakmadı. Saldırısına payanda olsun diye Demirel'den örneklemeye kalkıştı. Merhumun bir seçim gezisinde "Hamsi kavağa çıkar mı?" şeklindeki konuşmasından yola çıktı. Sonunda lafı "Bu yüzden seçimi kaybetti"ye getirdi. Selvi'nin sözünü ettiği dönem sandıktan DYP birinci parti olarak çıkmıştı. Sonuçta kurulan hükümetin büyük ortağı oldu.
CNNTÜRK'te Ahu Özyurt yönetimindeki tartışmada kimler yoktu ki. Grubun pür tesettürlü bayan yazarı Ayşe Baykal'ı da gördük. Ben ilk defa dinledim. Hanımefendi'nin Kılıçdaroğlu'na bindirişini yadırgamadım. Baykal'ı bundan sonra daha sık izleyeceğimiz anlaşıldı. Malum Doğan Grubu, ters kurgulu değişim içinde. 16 Nisan'a kadar "hayırcılar" iyice azaltılır. Evetçileri daha fazla öne sürerler. Bu arada Ayşe Baykal'ın giyiminin, Başbakan'ın eşininkine benzerliğine dikkat çekmek istiyorum. Demek ki ikisi de aynı kreasyondan.
Aynı kurguda, Kılıçdaroğlu'nun Belediye Başkan adayı olduğu seçimde "oy kullanamadığı"nı hatırlatan yine Selvi oldu. Bir başka "havuz yorumcusu" Doç. Dr. Mehmet Şahin de aynı bayrak takımında koştu. Durumu "cehalet" sözcüğüyle tescile uğraştı. Türkiye'nin Gündemi'nde en objektif olan her zamanki gibi Prof. Dr. Emre Bağce idi. Hocanın durumuna bayılıyorum. Belli ki siyasi beklentisi yok.
Atlamayalım
"Gaf"tı ya da "anlatım farklılığı" tartışmalar arasında aklıma bir anı geldi. Yazınca sizler de hatırlayacaksınız. Devlet Bahçeli'nin püskevit deyişini. İcat ettiği yeni ismin epey gündemde kaldığını unutmadım. Çok fazla gırgır yapılınca MHP Genel Başkanı "Bizim orada iki bisküvinin arasına lokum konana püskevit denir" şeklinde açıklamada bulunmuştu. Bahçeli'ye destek için bazı partililer meydanlarda püskevit dağıttı. En başta da Saffet Sancaklı. Demek ki bazı dil sürçmeleri de tarihe geçebiliyor.
Öte yandan yeni bir örnek vermek istiyorum. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı derhal gündeme dahil oldu. Medyayı çağırıp "Kılıçdaroğlu'na aydınlansın diye anayasa değişikliklerini içeren kitapçık ve broşürler yolladım" dedi. CHP Genel Başkanı'nın yerinde olsam misillemede bulunurum. Ne kadar "Türkçe konuşma kılavuzu" varsa toplarım. Bunları özel kargoyla Yazıcı'ya gönderirim. Malum Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı'nın kullandığı kimi kelimeleri anlamak mümkün değil.
Konuya müdahil olduğuma göre bu tartışma epey sürecek. Tabii yenisi bulunana kadar.
***
Üç görüş
NTV'deki tartışmaları genelde izliyorum. Ancak Buket Aydın Baykal'ın yönettiklerinde zorlanıyorum. Fazla bilgiçlik yapıyor. Gereksiz yere sesini yükseltiyor. Buna rağmen sonuncusundan birkaç kelimeyle söz edeceğim. Bugün-Yarın'da üç konuşmacının üç önemli cümlesini aktaracağım:
* NUH ALBAYRAK: Berlin'in ambargosu evet oylarını artırdı.
* ALİ MURAT VAROL: Almanya'da yaşayan Türkler sandığa gitme konusunda hayli tembel.
* ZEYNEP ÖZDEN OKTAV: Deniz Baykal, izin alındığı halde Almanya gezisini iptal ederek oyunu bozdu.
Üç tespite de aynen katılıyorum.
***
TRT Müzik
Bir hafta söz etmesem uzun geliyor. TRT Müzik önemli. Sıkça izliyor ve notlar alıyorum. Bugün çeşitleme yapacağım. Hani burada işi THM olan Yavuz Değirmenci'nin program sırasında "evet propagandası" yapmasını atlamayacağım. "Kop Dağı Zaferi'nin ikincisi 16 Nisan'da gelecek" demek onun görev ve haddi miydi? Bunun hesabı sorulmayacak mı?
...
Gönül'le Dil Arasında TSM'nin canlı yayınlarından. Melihat Gülses ve şef eşi Necip Gülses'in konukları Bekir Ünlüataer'di. Yine zevkle izledim.
...
Gurbet Treni, Türk Halk Müziği yapımlarının başarılılarından. Esat Kabaklı, bu kez konservatuvardan arkadaşı Ali Ayhan'laydı. Urfa'nın yetiştirdiği bu değerli sesin Atatürk'e benzediği vurgulandı. Aynı görüşteyim. Bu değinmeden sonra Vardar Ovası'nın söylenmesi şık oldu.
