PKK bildirisi imzacılarına niçin farklı muamele?
Boğaziçi Üniversitesi'nde ne değişti? Evvelden PKK faaliyetlerine izin veriliyordu. Şimdi bir iptal söz konusu.
B.Ü.'nün % 86 oyla rektör seçilen önceki adayı rektör yapmamak için Kanun Hükmünde Kararname ile bütün üniversitelerin rektör tayinleri cumhurbaşkanlığına bağlandı. C. Başkanı kimi isterse rektör seçecek. YÖK'ün aday olacaklar için kriterler tespiti, ilânı, hepsi bir oyun. Rektör yapılacaklar önceden belirleniyor. Diğer iki aday birer piyon. Bu tür tercihin bir faydası var: Eskiden üniversitelerde seçim çekişmeleri olurdu, öğretim üyeleri, ilmî çalışmalarını bırakıp kimi seçeceklerini, hangi gruba dâhil olacaklarını tartışırlar, hattâ "kuvvetli" gördüklerine yanaşır, müraîlik ederlerdi. (İğrenç bir aday belirleme şekli.)
Şimdi "yukarı"ya en çok yağ çekenlerden demeyeyim de, şu veya bu sebeple kendisini gösterenler arasından ideolojilerine uygun birine parmak işaretiyle, "Sen rektör ol!" denecek.
Boğaziçi'nde, %86 oy alan da, demokratik seçimle oy almış değil. Görüntü demokratik. Yıllar yılı birbirini kayıranlar Boğaziçi'nda toplanınca, aynı görüş hâkim oluyor.
B.Ü.'de zihniyet o kadar çarpık ki, "eroin"e övgü dizen, şair geçinen biri üniversitede baş tacı edilebiliyor. (Evet, şair geçinen... İlmî çalışma yapmış hangi edebiyatçıya sorsanız, bir ideolojik saplantısı yoksa, o kişinin yazdıklarıyla ciddiye alınamayacağını söyleyecektir.) PKK-severlerin ve Taşnakçı zihniyetin sırt sırta vermesiyle %86 kolayca bulunuyor.
Prof. Dr. Erol Güngör, "Sosyal Meseleler ve Aydınlar" kitabında, yarı aydınların zihin bulanıklıklarını çok iyi izah eder. %86'nın hepsini PKK-sever veya Taşnakçı göremeyiz. Bir gafletten (onların anlayacağı dille "aymazlık"tan) bahsedebiliriz. Eğer böyle bir gaflet söz konusu olmasaydı, doğrudan PKK'yı savunan, devleti suçlayan bir bildiriyi "barış bildirisi" diye imzalarlar mıydı?! (1128 imzalı akademisyenler bildirisine kolayca ulaşırsınız. Lütfen okuyun. Bir başka ülke olsa, o bildiriye imza atanlara ne yapmazdı! Askerime ateş açanlar cesaretlendiriliyor, âdeta "Yürüyün aslanlarım! Gün sizin gününüz!" deniyor!)
B.Ü.'den gelen bir mektubu vereceğim (İsim bende):
"Marmara Üniversitesi, sözde barış bildirisi imzacılarına memurluktan çıkarma cezası vermiş. Listenin en başında yer alan, en çok imzacı akademisyeni bulunan, Amerika'nın övünç kaynağı Boğaziçi Üniversitesi'ndeki imzacı akademisyenlere bırakın memurluktan ihracı soruşturma bile açılmış değil! Bu kişiler hâlâ kürsüde ders anlatmakta, hâlâ üniversitenin kurul, komisyon ve yönetiminde görevler almaktadır. Hatta bu imzacı akademisyenler, üniversitenin iptal ettiği pkk zihniyetinin alkışlanacağı 'medya ve iktidar' etkinliğinin iptal edilmesi protestosunda en önde yer alarak, 'Bizde bir değişiklik yok! Bu devletin şerrine olan her olayda yine en öndeyiz!' diyerek 'postalarını' koymuşlardır.
Şu çok basit soruyu insan sormadan edemiyor! Suç aynı ise, -ki öyle olduğu sabit- o hâlde uygulama neden farklıdır? Marmara Üniversitesi bu ülkenin üniversitesi ise Boğaziçi Üniversitesi hangi ülkenin üniversitesi?.. Aralarında ne fark vardır?" (M.)
Cephe gerisi tedbirlerden sık bahsettim. İmzasını geri çekenleri ayrı tutalım ama hâlâ PKK'nın eylemlerini savunanlara bir sözümüz olmalı, değil mi?