Pensilvanya'ya gidip 'temiz kâğıdı' mı alsınlar!
"Havuz" veya" "yandaş medya" dedikleri, muhalifleri, aynen Balgat mukîmleri gibi "paralel"e bağlamak için çırpınıyorlar. Niye? Cevabına sonra geleceğim.
Mevcut (artık "geçici" mi desek!) MHP yönetiminin içini dışını bildiğim gibi, MHP'deki muhalif grupların da içini dışını bilirim. Unutmayın ki MHP'nin iki genel başkanına ve MHP'den kopmuş bir başka partinin genel başkanına dair kitapları yazan da biziz. (Yine bir başka lider Enver Paşa'ya dair kitap da -ki "komitacılar" deyip duruyorum, o çalışma sırasında şekillendi- bu hafta elinizde. Farklı bir yol takip ettiğim 660 sayfalık "Enver Paşa ve Dönemi"ni de bahsettiğim kitaplarla yan yana koyabilirsiniz.)
Mevcut Genel Başkan, daha önce rakibiyle kurultaya gittiğinde, "malûm kurum"dan "temiz kâğıdı" almıştı. Bakın, hakkındaki kitabımda, o iddialar hep dillendirildiği hâlde, bir satır yazmadım. Başka yerde de yazmadım. Yazmanın bir mantığı yok. Koskoca MHP'nin başına "görevlendirilmiş" birinin gelmesi mümkün mü? Bu kadar çekişmeli geçiyor kurultaylar, insanlar birbirlerini didik didik ediyorlar. Mutlaka bir açık verirler. (Burada "malûm kurum"da çalışmış, biri de "şehit" bir gazeteci, birkaç isim saysam şaşar kalırsınız. Demem o ki; "malum kurum"da çalışanlar varsa, onlar partiye sızanlar değildir; o kuruma sızabilenlerdir! "Sızmaları" üstelik teşvik edilmiştir.)
Mevcut MHP Genel Başkanı'nı, "havuz-yandaş" basın yayın organlarını inandırabilmek için ne yapacak muhalifler; "Paralel" dediklerinden birer temiz kâğıdı mı alacaklar?!
Topluca, bir uçağa dolsunlar, Pensilvanya'ya gitsinler, Zat-ı Muhterem ile "beddua seansı" arasında görüşsünler, birer "temiz kâğıdı" istirham etsinler!
"Ucuz politika" dedikleri budur. Abdullah Öcalan'dan aparılmış "paralel" adlandırmasıyla yaftaladıkları grupla iç içe olanlar yine kendileriydi. Geçelim bunları. Maksat belli. Kusura bakmasınlar, yerinden kıpırdamayan, tembelliği hayat tarzı olarak kabullenmiş bir yönetim, AKP'nin işine geliyor. Muhalifler, istedikleri neticeyi alamazlarsa, önümüzdeki seçimde, MHP'nin oyları Ak Parti'ye gideceği hesap edildiği gibi, baraj altı, aynı zamanda ister istemez, Ak Parti'de milletvekili sayısını artıracak. Hesapları bu.
Balgat'takiler, Ak Parti etrafındakilerinin yayınlarından kendilerine bir pay çıkarıp utanç duymazlar mı? Demek ki biz yanlış yoldayız, yoksa "havuz-yandaş" neden bizi desteklesin, diye düşünmezler mi?
Ne yazık ki mevcut yönetim, "yandaş" yayınlarından medet umuyor. Acaba, mahkemenin muhalifler lehine kararı Yargıtay'da bozulur mu? Yargıtay üyeleri, mahkemenin kararını yerinde bulursa, "Paralel"le yaftalanabilir; hatta, Ak Parti hemen bir kanun teklifi verip Yargıtay'ın yapısını bile değiştirir! Sanıyorlar ki o korkuyla üyeler kararı bozacaklar!
O kadar da değil artık. Yargıtay üyeleri, asıl nerede AKP'lilerin ayağına basılacağını hesap edecek tecrübeye sahipler! 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararına zıt bir karar verilmesi beklenmesin. Kanunlarla yüzde yüz örtüşmese, muhaliflerin itirazı kabul edilmezdi.
Balgat'takiler, "AKP'nin önünü açanlar!" olarak anılmak, hiçleşmek istemiyorlarsa çekilmelidirler!