Özkök zihniyeti…
Hürriyet Gazetesi eski genel yayın koordinatörü Ertuğrul Özkök'ün yazıları hep eleştirilir.
Ben de eleştirenler kervanına katılayım eksik kalmayayım dedim.
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile İstiklal Caddesi'ni Tünel'den başlayıp Taksim'e kadar bir öğleden sonra yürümüşler.
2-3 saatlik bir yürüyüş sonucunda, Özkök, "gördüğüm insan profili şuydu" diyerek şöyle yazdı:
"Evet Arap turist ve Suriyeli göçmen sayısında belirgin bir artış vardı.
Ama şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim.
Blucinli ve şortlu kadın sayısı, başı örtülü, geleneksel kıyafetli kadın sayısından çok fazlaydı.
- Çok daha önemli gözlemim ise şu.
Ortadoğu ve Arap ülkeleri kökenli başı örtülü kadınların yürüyüş ve davranışları da çok rahat görünüyordu.
- Taksim civarındaki restoranlarda sadece kadınlardan oluşan çok sayıda masa gördüm.
Beyoğlu, muhafazakâr kadını da özgürleştiriyor gibi bir duyguya kapıldım.
***
İşte size yeni Beyoğlu'ndan gözlemlerim.
Ama tabii bunlar çok şahsi gözlemler."
Şimdi Özkök'e şunları sorayım:
- Arap turist ve Suriyeli göçmen ayrımını pasaport kontrolü ile mi yaptı?
- "Belirgin bir artış" hangi istatistik araştırması ile saptadın?
- Hala daha "Blucinli ve şortlu kadın sayısı, başı örtülü, geleneksel kıyafetli kadın" diye niye ayrımcılık yapıyorsun?
- "Ortadoğu ve Arap ülkeleri kökenli başı örtülü kadınların yürüyüş ve davranışları da çok rahat görünüyordu." Bu kadınlar daha önceleri çok mu rahatsızdı Türkiye'de?
- "Taksim civarındaki restoranlarda sadece kadınlardan oluşan çok sayıda masa gördüm." Türkiye'nin her köşesinde artık çok miktarda sadece kadınların oturduğu masalardan haberin yok mu?
- "İşte size yeni Beyoğlu'ndan gözlemlerim." Eski Beyoğlu'ndaki gözlemlerin nelerdi?
Gördüklerini yazıyorsun anladık ama "Ama tabii bunlar çok şahsi gözlemler" demeni anlayamadım. Şahsi olmayan gözlemlerin de var mı Ertuğrul Özkök?
Sokaklarında isteyenin istediği kıyafetle gezebildiği, kadınların, erkeklerin ayrı ayrı da birlikte de oturdukları masalar bulunduğu, turistlerin de Suriyeli göçmenlerin de hiç rahatsız olmadan yaşayabildikleri bir ülke değil miyiz?
Hala daha blucinli, şortlu, başı örtülü, geleneksel kıyafetli diye kadınları kategorize etmenin anlamı var mı?
Bu gözlemler haber ya da yazı konusu olur mu?
Kaldı ki Beyoğlu'nda birkaç saat yürümekle bir kanaate varılır mı?
Eğer adınız Ertuğrul Özkök ise yanınızda da Beyoğlu Belediye Başkanı varsa bunları yazarsınız.