Hayırsız evlat gibi.. Geldi geleli satıyorlar. 16 yıldır "yol yaptım"ın dışında övüneceğin bir şey olmazsa ne olur? Hazırı satmaya başlarsın.
Öyle ya sadece yol yaparak kalkınmış bir ülke yoktur herhalde.
Yolun yanında, fabrikalar da lazımdır.
Üretmezsen satın alırsın.
Şimdi yaptığımız gibi.
Bir zamanlar "toplu iğne bile yapamıyoruz" diye yakınan Türkiye'den, toplu iğne yapacak hale geldik gelmesine de biz daha sanayi ülkesi olmadan dünya bir üst aşamaya geçti. Kısacası ileri endüstri toplumuna ulaşmayı başaramadık ve yine geç kaldık.
Nereden biliyorum?
İşte size güncel gerçek: Nükleer santral kurulması olayı.
Kim yapıyor ülkemizde nükleer santrali?
Rusya?
Niye biz değiliz de Rusya? Neden bizim bunu yapacak bilgi, teknoloji ve mühendislerimiz yok?
Cevabı çok basit.
Biz ileri sanayi toplumu değiliz.
Olamadık.
Bizi yönetenlerin zihninde, hedeflerinde böyle bir inanç olduğu da şüpheli. Bizimkilerin tek derdi var: Seçimleri kazanmak ve popülist politikalarla günü tamamlamak.
Başka?
"II. Abdülhamit ne kadar büyük padişahtı da bize kötülediler."
Çok daha başka?
"Tek parti camileri ahır yaptı."
Vs..
"Böyle bir cami yaptığını bir tane göster" diyorsun, Yunanlıların kaçarken yakıp yıktığı köylerde metruk kalmış bir cami ile ilgili resmi yazıyı koyuyorlar önümüze. İdeolojik gerilim üreten ve bunu da geçmişe bağlayıp buradan beslenen bir siyasi zihin yapısı var karşımızda. II. Abdülhamit bütünüyle haklı olsa ne olacak; olmasa ne olacak? 150-200 yıl önce olmuş ve bitmiş olayları bugünün meselesi yapmanın ne anlamı var?.
Kaldı ki geçmişte olup bittiği için buna tarih diyorlar zaten. Tarihi bilgilenmek ve yanlışlarından dersler çıkarmak için okursun olur biter. Gerisi neye lazım?
Bize, bugünü kurmak ve ileri sanayi toplumlarıyla yarışmak için sağlam politikalar lazım. Geçmişte kim haklıydı tartışmasıyla günü kurtarmak değil. Nitekim 24 saat popülizm ve parti kongreleriyle harcanan zaman, ülkenin geleceği için harcanması gereken yönetsel enerjinin boşa harcandığının göstergesi değil midir?..
Tarihsel gerçeklik yüzümüze acımasızca şöyle haykırıyor: "16 yıldır yönettiğiniz ülkede nükleer sanayi kuramadınız. Türkiye'yi ileri sanayi ülkesi yapamadınız" diyor.
Başka?
"Adamlar geliyor senin ülkende, senin topraklarında nükleer santral kuruyor ve sana tek kuruş kira dahi ödemeden elektrik satacak hale geliyor. Ve sen kendi ülkende Rusya'nın müşterisi oluyorsun. Evinde kiracı olmak gibi bir şey bu.."
Başarımız bundan ibaret..
Mühendislik sana ait değil.
Proje sana ait değil.
Teknik ve bilimsel bilgi de sana ait değil.. Öğreneyim de bir tane de ben kurayım diyemiyorsun. Çünkü sana işin bilgisi öğretilmiyor.. Ve sen bu haldeyken, hâlâ satıyorsun. Kendi kurduğun, üretimde olan, para kazanan, kâr getiren şeker fabrikalarını satıyorsun. Hem de ucuza satıyorsun.
Niye?
"Borcum var" diyorsan, sattıkların kâr ediyor. Satarsan bir kere satış parası alacaksın ikincisi yok. Satmazsan sürekli kazanacaksın. Öyle ise neden satıyorsun?
16 yılın geride kalanlarına bakmıyor musunuz? En ileri olduğun tarımda bile dışa bağımlı hale getirildik. Satarak hangi ileriye varmış olacağız? Öz vatanımızda parya mı olacağız?
