Orta Doğu'nun yeni Lawrence'i Brett McGurk

Gerilim filmlerinin en büyük ismi Alfred Hitchcock'tur. Bu büyük yönetmenin her çevirdiği yapım sinema tarihinin ölümsüzleri arasında. Hitchcock'un diğer özelliği, imza attığı her filmde kendini göstermesidir. Minik bir rolü kendi için yazardı. "Işıklarda bekleyen adam" veya "Gazete alan biri" olarak mutlaka rol alırdı.

Böyle bir girişe neden gerek duyduğuma gelince... Erdoğan-Trump görüşmesi öncesinde aradan sıyrılan biri dikkatimi çekti; Brett McGurk. Obama'dan bu yana görevde kalan ender isimlerden. "Orta Doğu Özel Temsilcisi" dense de aslında Amerika'nın "Irak-Suriye Genel Valisi". Uzmanların tespitine göre, Pentagon'dan Beyaz Saray'a kadar yönlendiren o. YPG/PYD'nin mucidi. Binlerce TIR dolusu silahın dağıtıcısı. Akdeniz'e çıkan "Kürt Koridoru"nun ihalesini alan da bu isim. Peki tam da iki liderin görüşeceği otelde ne işi vardı? Şeytani özelliklere sahip birinin koridorları karıştırması mümkün mü? Görmeye geldiği arkadaşı kimdi? Niyeti belliydi. Hitchcock vari "ben de varım" dedi. Yine de bu "şöhret tutkunu"nu yabana atmayalım. Türkiye'ye karşı hazırlanan her türlü melanetin başı. McGurk "dönemimizin Lawrence uyarlaması"!

Bundan sonrası

Önce MGK -Millî Güvenlik Kurulu- toplandı. Ondan sonra Bakanlar Kurulu. Bugün de Meclis'ten "sınır ötesi tezkeresi"nin uzatılması kararı çıkacak. Peki kafamızdaki uygulamayı gerçekleştirebilecek miyiz? Parçalanmak üzere olan Irak'ı yönetenler, ilgili ilgisiz her ortamda "Başika'yı boşaltın" diyebiliyor. Bunlara mı güvenip iş birliği yapacağız? Öbür tarafta McGurk idaresindeki ABD kuvvetleri. Bugün sandık başına gidecek Almanya'dan Hollanda'ya kadar pek çok AB ülkesini de ilave edebilirsiniz. Sakin ve sabırlı olmakta yarar var. Ünlü sözümüzü unutmamalıyız; "sabreden derviş muradına ermiş".

Ana Muhalefet'e de birkaç laf edeceğim. Kılıçdaroğlu "fındık-fıstık"la uğraşmayı sürdürüyor. Fıstığı özellikle kullandım. Çünkü ülkemizde yetişen iki cinsinin de yetiştiricileri zor durumda. Demek ki Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni yürüyüş güzergahları şimdiden belli oldu; Gaziantep ve Osmaniye. Meclis'e gelecek tezkereye "kerhen evet" der ve Atletizm Federasyonu Başkanlığı'na adaylığını koyar.

Yayınlar

New York'taki temaslar sırasında en iyi organize olan kanal NTV idi. Simge Fıstıkoğlu-Ahmet Yeşiltepe ikilisine, Mete Çubukçu yorumcu olarak katılmıştı. O kalabalıkta ağzı en iyi laf eden ise Doç. Dr. Burak Küntay'dı. Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu'nu da beğendim. Ufku açık. "Alternatifi olmayan Esad'ın bir süre daha kalması düşünülüyor" derken sıraladığı sebepler mantıklıydı. Katılımcıların en kıdemli ismi Prof. Dr. İlter Turan cephesinde değişen bir şey yok. Hoca hep muhalif. Yanında oturanlara dahi bindiriyor. "Türkiye'nin adı bile okunmuyor" derken, olumsuzlukta zirve yaptı.

Önünü göremeyenler

CNNTURK'te kör uçuş izledik. Asıl gündemin başladığı saatlerin zirve ile çakışacağını bile hesaplayamadılar. Herkesin dikkati Okyanus ötesine çevrilmişken Derya Yanık'ın Aytuğ Atıcı'ya saldırılarını kim takardı? Ahu Özyurt'a tavsiyem önünü görmesi. Aksi halde böylesi şişmeleri bitmez.

***

Güreşçiler kapışıyor

Orhan Ayhan'la programı yıllardır tartışılan bir konuyu işledi. Göründüğü kadar Yağlı Güreş Federasyonu nihayet hayata geçiriliyor. Kırkpınar sonrası biraraya gelen "40 ağa" bu kararı aldılar. Lider ise Karamürsel Yağlı Güreş Kulübü'nün Başkanı Levent Erdoğan. Av. Erdoğan'ın konuşmalarından ne kadar haklı olduklarını anladık. Ülkemizde en fazla seyircisi olan ve en yaygın spor yağlı güreş. Anadolu'nun hemen her tarafında yapılıyor. Sezon ise 8-9 ay. Seyirci, en az yedi saat oturup izliyor. En önemli ayrım ise bütçede. Her yağlı güreş organizasyonundan para alan minderciler. Yağlı güreşlere düşen miktar ise BİR LİRA. Sömürü düzeni olduğu kesin. Konu hakkında görüş bildiren eski bakan ve federasyon başkanları "bir an önce ayrılık gerçekleşsin" şeklinde konuştular. Bakalım bundan sonra neler olacak.

***

Eski Şehzadebaşı gibi

Hayatımda ilk defa futboldan "ööö" dedim. aSpor Türkiye Kupası maçlarını Şehzadebaşı sinemalarına çevirdi. Biri bitiyor öbürü uzuyor. Aynı anda iki yayını üst üste aktarıyorlar. Sorduğunuz zaman "beş maç birden". Turan ve Ferah başta sinemalar 5 film oynatırlardı. Sabah gir, akşam çık. Onların iyi tarafı filmleri üst üste bindirmemeleriydi. aSpor'un yaptığı ise felaket. Bu işe formül bulmaları şart. Örneğin a2'den yararlanabilirler. Aynı kanaldan bir başka örnek Futbol Meydanı. Sanki orta oyununun 21. Yüzyıl uyarlaması. En çok didişenler Beşiktaşlı Turgay Demir ile F. Bahçeli Emre Bol. Oysa aynı ekranın 90'A'sındaki kalite burada yok.

Yazarın Diğer Yazıları