Önemli olan izlenmek...
Başarılı veya başarısız damgası vurmak kolay değil. Hele bunu televizyona yapacaksanız, daha zor. Burada ölçü birimi "İzlenme Oranı". atv'nin uzun ömürlü programı Tatlı Sert'in ratingi iyi. Arada Müge Anlı'nın şu cümlesine tanık olsanız dahi izleyiciyi etkilemez:
"Burada yüzünü gösterir göstermez, ben insanların da özlük haklarına son derece saygı duyuyorum".
Tekrar tekrar okusanız bile içinden çıkmanız biraz zor. "Özlük Hakları" devlet memurlarına uygulanan statü. Müge, yakınını kaybetmiş garibana hangi özlük hakkını uyguluyor? Üstüne üstlük "saygıyı" unutuyor. Program partneri avukata "Sen Hukuk Fakültesi'nde bunca yıl boşuna okumuşsun" diyebiliyor. Bu küçük görmeyi yaptığı avukatı tanırım. Aksaray'daki "Hukuk Bürosu"na da uğramıştım. Hem de birkaç kez. Polis-adliye muhabiri kardeşim götürmüştü. Aygün'ün lakabı "Altın Mercedesli Avukat"tı. İncelemedim ama arabasındaki Mercedes ambleminin altın olduğu iddia ediliyordu. Gerçek altın ya da kaplama, önemli değil. Önemli olan pek çok çetrefilli davayı kazanması. Benim onunla ilgili izlenimim, kibar ve iyi niyetli olduğu şeklinde. Bugün de aynı kanıdayım.
Okan Bayülgen'in yakıştırmasıyla "Eli Kanlı Müge Anlı" böylesi değerli insanlara saygılı davranmak zorunda. Yine de Tatlı Sert'in izlenme payının yüksek olduğunu tekrarlayıp "Amaç bu değil mi?" diye sormak zorundayım. Uzun girişin sebebine gelince, Fox'tan atv'ye rakip çıktı. İnci Ertuğrul'un sunumundaki "Kaybolan Çiçekler" bir yerde Müge'ninkine benziyor. Ancak daha yumuşak. Şimdilik kayıp çocuklarla yola çıkıldı. İleride cinayetlere de el atılır mı? Mümkündür. Dedik ya önemli olan izlenmek. Hamdi Alkan'ın ünlendirdiği tabirle "Rating, Rating". Gerisi teferruat!
***
Hep aynı yerden
TRT-1'de yayınlanan "Hangimiz Sevmedik" komedi dizisi benim ilgi alanıma girenlerden. Ekip mizah havasına yatkın isimlerden kurulu. Cengiz Bozkurt öncelikli oyuncuların tümü başarılı. Zaten senaryo kadar insan unsuru da önemli. Arada küçük arızaları fark etmiyor değilim. Mesela "Pamuk Prenses ve 7 Cüceler" esprisi işleniyor. Ancak sağdan sayıyorsunuz 6 minik var. Soldan bakıyorsunuz yine 6 çocuk mevcut. Doğrusu bir yaşı küçük daha bulmak bu kadar mı zordu?
...
Aynı kurumla devam edelim; TRT Müzik'le. Ağır toplarla yapılan sololar başımızın tacı. Ancak araya serpiştirilen herkesin beğendiği ara sıcaklar var. "Ses Siz" bunlardan. Özelliği sağır ve dilsizlere yönelik olması. Yani sessiz dahi diyebilirsiniz. Soner Sarıkabadayı söylerken yan tarafta "dilsiz alfabesi" ile anlamı aktarılıyor.
...
"Hey Gidi Günler"de Bülent Ortaç'tan Sensiz Olmaz'ı dinliyorum. İlk yayın senesi unutulmuyor; 1994. Ardından "Vazgeç Gönül"; 1997. Böylece Zeynep Dizdar'ın yaşının küçük olmadığı ortaya çıkıyor.
...
"En Sevilen 20" haftanın beğenilenlerinin sıralaması. Bir ara seslendiren Gülşah Banda'ydı. Bu aralar ismini ve soluğunu fark edemiyoruz.
...
Gazeteci kardeşim Hakkı Yalçın'ın dizelerini severim. Yıllar önce benden övgüyle söz edişini de unutmam mümkün değil. "Bir Çılgın Sevdaydı Aşkımız"ın güftesi de Yalçın'a ait. Necla Özmen ise mükemmel bir beste çıkarıp, bir TSM şaheseri ortaya koymuş.
...
Bu defa Fox'taki "Ben Söylerim" ile devam edeceğim. Daha önce de belirttiğim gibi benzerlerini izlemiştik. Orkestrası idare eder. Sunucu Çağla Şıkel mini etekleriyle ekran süsü. Kibariye hep sevimli. Roman havalarına yön vermekte usta. Sadece Serdar Ortaç tuhaf. Kaba hali ona yakışmıyor. Bir ses yarışmasında "kötü polis pozu" gereksiz.