Önce oku sonra suçla!
Yaşar Usluer dostumun mükemmel ötesi yorumlarına yer verememek üzüyor. Sağ olsun epey de uzun yazmakta. Kısaltmak zorunda kalıyorum. Budayarak bile olsa, mükemmel analizlerinden birini sizlerle paylaşacağım:
"* Yazacak o kadar konu var ki sayfalar yetmez. Sizin de "komplo teorileri üretilmekten önümüzü göremez olduk" dediğiniz teorisyenlerden(!) "Üçüncü havalimanımız Frankfurt'un tekelciliğine son verecek" diyene soralım. Frankfurt ile İstanbul komşu il mi ki, son versin? AB ülkelerine gidecekler, İstanbul'daki üçüncü havalimanımıza neden insin?
* "Türkiye asırlardır süren boyun eğmeciliği sonlandırdı. Bu yüzden engelleniyor" diyene soralım. Madem artık boyun eğmiyoruz 1984 yılından beri bebek, çocuk, kadın demeden binlerce insanımızı katleden, emniyet güçlerimizi şehit eden, komşumuz Irak'ta konuşlanan ve IŞİD terör örgütünden daha fazla zarar veren PKK terörünü neden bertaraf edemiyoruz? Niçin kara operasyonu yapamıyoruz? PKK, IŞİD ve PYD terör örgütleri için yıllardır giremediğimiz Suriye'ye 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonra ABD/AB izin vermese girebilir miydik? Madem boyun eğmiyorsak, daha önce neden giremedik? Uçağımızı düşürüp, pilotlarımızı şehit edenlere ne yapabildik? Hem "PYD terör örgütüdür" diyoruz o halde peşmergenin PYD'ye yardım için geçişine neden izin verdik?
* "Tencere dibin kara, seninki benden kara" misali, iktidarın salon ve miting toplantılarını yasaklayan ülkelere demokrasi dersi verenlere soralım, Sayın Akşener'in salon buluşmalarını iptal edenlere, Çanakkale'de elektriğini kesenlere, CHP milletvekilinin toplantı yapacağı yere bordür taşı yığan belediyeye, MHP'den ihraç edilen milletvekili Ümit Özdağ'ın radyo programını engelleyene ne yaptınız? "Hayır"cılara toplantı için salon verilmesi neden engelleniyor? İktidarı destekleyen bunca kanalın hangisinde "Hayır"cıların görüşüne yer verdiniz? Eskiden her seçim öncesi açık oturum yapılırdı milletin doğru ve yanlışı görmesi sağlanırdı. Hem millet/millet diye yırtınıyorsunuz hem millet aydınlanmasın diye açık oturumlar yapmıyorsunuz. Bu ne yaman çelişkidir? Kitapevlerine saldıranlar nerede? Muhalif gazetelere ilanlara neden mani oluyorsunuz?
Ya bunları kim yaptı?
* "Kandil de Fetöcüler de hayır diyor, CHP de HDP de hayır diyor" diyerek, "Hayır"cıları teröristlerle bir tutanlara soralım. "HDP Meclis'te oy kullanmadı, başkanlığı isteyen de terörist başı değil miydi?" Biz bunların hiçbirisiyle uzaktan/yakından görüşmedik. Oslo'da, İmralı'da, Kandil'de terörist başlarıyla bir araya gelmedik. Bunların yandaşlarıyla Dolmabahçe Sarayı'nda mutabakat imzalamadık. Sözde "açılım" diye Habur sınır kapısında teröristleri karşılamadık. "Biz pişman değiliz. Önderimizin -Apo- talimatıyla geldik" demelerine rağmen çadır mahkemelerinde pişmanlık yasasından yararlanmalarını sağlamadık.
* Sözde "çözüm süreci" diye terör yandaşlarıyla görüşmeleri için "Akil adamlar" görevlendirmedik. Operasyon yetkisini askerden alıp, valilere vermedik. Silahlarıyla yol kesip haraç alan, belediye araçlarıyla hendek ve tünel kazanları görmezden gelmedik, 7 Haziran 2015 seçimlerinde 80 milletvekili çıkardıklarını görünce "çözüm süreci"ni rafa kaldırıp yeniden terörle mücadeleye başlamadık. Seçimlerin tekrarını sağlamadık.
T.C.'ler bile kalktı
*Terör yandaşları istedi diye yıllardır ilkokullarda söylenen "Andımız"ı, Atatürk'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünü, resmi kurumların önünden T.C.'yi kaldırmadık. Vatandaşlıktan çıkarılan terör yandaşı şarkıcıları, affedip mitinglerde şarkı söyletmedik. Bu durumda bizi nasıl terörist yandaşlarıyla bir tutup ötekileştiriyorsunuz?
*16 Nisan'da "evet" çıkarsa 3 Kasım 2019'u beklemeden erken seçime gideceğiniz aşikâr da, "Hayır"cıları vatandaşlıktan mı çıkaracaksınız? "Hayır" çıkarsa, yine "millet karar versin" deyip erken seçime gidecek misiniz? "Evet" diyen de "Hayır" diyen de bu ülkenin vatandaşıdır. Hem millet karar versin diyorsunuz, hem milletin "Hayır" diyenlerine cephe alıyorsunuz. Hani demokrasi?! Demokrasiden, düşünce özgürlüğünden söz edenler, önce iğneyi kendine batırmalıdır ki, çuvaldızı başkasına batırmaya hakkı olsun.
İlk kürsü devirme
*Bahçeli'ye bir hatırlatma; "Sinan Oğan'a yapılan saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?" diyen gazeteciye "Bunun nesini değerlendireyim. Bir kişi kürsüyü deviriyor, kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü hiçbir işi yarım bırakmaz." diyen Bahçeli'ye soralım. Hakk'a yürüyen rahmetli Türkeş'ten sonra yapılan olağanüstü kongrede kürsüyü devirenlere rağmen Genel Başkan seçilmediniz mi? "Hayır" oyu vereceğini söyleyen il/ilçe teşkilatlarını görevden almadınız mı? Peki bu nasıl demokrasi?!"