Onay makamı Bahçeli oldu
Önce sondan başlamak istiyorum. Bıraktım bazılarının "Sallama vaatlerini". Önemli olan başkanlığını tescil ettiren Erdoğan'ın verdiği sözler. Doğal olarak bunların ilk sırasında akçalı taahhütler var. Dar gelirlinin gözlüğüyle bakmasında yarar mevcut. Bildiğiniz gibi 12 milyon emekli ve bir o kadar yakınının gözü kulağı Temmuz'da. Çünkü, bu ay emeklilerin "yarı yıl zammı" belirlenecek. Kampanya süresince yandaş gazetelerin "Bu defa artış 395 lira" manşetleri hatırda.
Memur statüsündeki emekliliği gelmişlerin beklentilerinden biri, kat sayının 3600'e çıkarılması. Kamudaki şişmiş kadrolar bu yolla boşaltılır. İşsizlere de imkan sağlanmış olur.
"Bedelli askerlik" önemli. Beklenti içinde olanların sayısı hayli fazla. Yeni hükümetle beraber bu konu bekletilmeyecektir. Çünkü neticede bütçeye girecek para fena değil.
"Hayvan mezalimi"ni son verecek, en azından caydırıcılığı artıracak yasaların en kısa zamanda kabul edileceğini sanıyorum.
Çarşı-pazar
Etiketlerdeki uçuşa mani olamayanlar hep "seçim sonrası"nı işaret ettiler. Bu konuda karınca kararınca denetleyici olacağımdan emin olabilirsiniz. Hani korner atışı öncesi hakemin didişen futbolculara işaret ettiği gibi "gözüm üstlerinde olacak". Bu uyarım, özellikle çok şubeli mahalle marketleri için.
Soğan ve patatesi kirazdan fazlaya satanları sadece ilgili bakan Eşref Fakıbaba göremedi. En büyük yaram olan peynirdeki ihtikârı -vurgunculuk- bile fark etmeyen bir tek oydu. Ak Parti'deki gerilemenin ana nedeni de durmak bilmeyen zamlardı.
Az çok ekonomiden anlayanların en büyük beklentisi hâlâ kur ve faiz. Erdoğan'ın faizi indirme sözünü nasıl yerine getireceğinin merakı içindeyim. Bu iş ekranlara çıkıp, ABD başkanlık sisteminin atamalar bölümünü okuyarak "Patenti bana ait" demeye benzemez. Zaten en büyük yanlışlık bunda yatmakta.
Çözümler
Sıraladıklarım mahalli seçimlerin yol haritası. Kısa ve orta vadeli çözümlerin uygulamadaki başarısı yerel yönetimlerin kilidini açacak anahtarlardır.
Önceki gece "asker uğurlar" gibi kutlama yapanların bu işin kaybetme riski olduğunu da bilmeleri gerekir.
Kabine Meclis dışından
Ak Parti'nin oylarının Erdoğan'ın 5.5 milyon gerisinde kalması, bazılarına işaret fişeği olmalı. Meclis'te artık salt çoğunlukları yok. Ortaya çıkan açığı MHP ile kapatmak mecburiyetindeler. İşte sorun bundan sonra başlıyor. "Gerekirse milletvekilleri istifa ettirilip, bakanlığa getirilir" diyenler şaşkın.
Görünen o ki, yeni bakanların tamamı parlamento dışından gelecek. Demek ki, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koltuğuna da hanedan dışı biri atanacak. Bu makam için bir defalık "istifa müeyyidesi" uygulanır mı? Siz ne dersiniz? Aslında bu soruyu doğrudan Ali Saydam'a yöneltmek gerek. Aylardır ona yatırım yaptı.
Saray'ın baş danışmanları belki de ilk kez bu kadar ümitlendiler. Hepsinin gönlünden kırmızı plakalı araçlar geçmeye başladı.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na ayrı parantez şart. Kişisel önerim, dışarıdan atamalar içinde en favori olan. Yeni kabine için fazla bekleyeceğimizi sanmıyorum. Sistem "kendin pişir kendin ye" haline geldi. Atama kendisinden, onay Devlet Bahçeli'den. Bu durum ileride mutlaka sorun yaratacaktır. Hatta MHP Genel Başkanı'nın kafası atarsa buyurun yeni seçime demesi sürpriz olmaz...
İyi başlangıç
Koray Aydın'ın basın toplantısında söylediklerine aynen katılıyorum; "İyi bir başlangıç yaptığımızı düşünüyoruz." Gerçekten hakikat bu. Aylardır İhsan Aktaş gibi "yandan kurmalı" anketörlerin "Akşener'in partisi en fazla yüzde 6 alır" şeklindeki kampanyasını hatırlayın. Elde edilen baraj üstü oran gerçeğin ispatı. HDP'nin 11.63'ünden değerli.
Hatırlar mısınız; "HDP'nin baraj sorunu yok" demekten dilimde tüy bitmişti. Bunun nedenini de Hasip Kaplan'ın şu sözlerinde bulabilirsiniz; "Cin, şişeden çıkmıştır".
Yeni yüzler
TBMM'nin yeni ve eski-yenileri arasında tanıdık epey isim var. Elazığ'ın çiçeği burnunda milletvekili Tolga Ağar'ın son görüntülerine bakınca bambaşka bir nostalji yaşadım. Babası Mehmet Ağar'dan çok dedesi Zülfü Ağar'ın çizgilerini taşıdığını fark ettim. Kendisine başarı dileklerimi yolluyorum.
...
GÜNÜN SÖZÜ
Fazla sevildiği için hiç kimse şikayet etmemiştir. Tolstoy