OHAL'de hukuk!
28 Şubat'ta da tahakküm edenlere karşı yazdım, Ergenekon, Balyoz vb. davalarında da yine mağdurların yanında oldum. Başından beri söylüyorum... Gazeteci, haksızlığa karşı, haklının yanında ses vermelidir; sözcü olmalıdır.
Tekrar tekrar yazıyorum... Eğer bir darbe planı varsa Recep Tayyip Erdoğan'ın yanındayım diye haykırdım. "Tayyipçi" siteler bu haykırışımızı, bu köşeden alıp sitelerinde yayınladılar. Hâlbuki o zaman da R. T. Erdoğan'ı kayısıya tenkit ediyorduk. 2003 yılından bahsediyorum... Ak Parti iktidara daha yeni gelmişti.
Darbecileri, darbeyi teşvik edenleri Allah bildiği gibi yapsın! Ne diyelim... Onların yüzünden, Hükûmet aşırı tedbirler alıyor. Darbeci olsa olsa, bindir, üç bindir... Ama içeri tıkılan 34 bin! İşinden edilenler 100 bine dayandı... Üstelik bu insanlar açlığa mahkûm ediliyorlar. Pazarda sergi açıp limon satmalarına bile izin yok! "Sen FETÖ'cüsün!" deyip sergisini topluyorlar!
İki avukatın yazısından alıntı yapacağım... İki hukukçunun da FETÖ'ye karşı tavırları net.
Odatv'de (Bu sitenin yöneticilerinin Fethullahçıların darbesini yediğini hatırlatırım.) yazan Av. Serkan Günel, OHAL için: "Savaşın dahi bir hukuku olduğu gibi OHAL'in ve OHAL sürecine bağlı çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin de uyması gereken bir hukuki çerçevesi vardı. Maalesef geçtiğimiz üç ayda çıkan KHK'lar ve uygulamalar ile bunu görebildiğimizi söyleyebilmek mümkün değil." demektedir.
Av. Serken Günel, Fethullahçılığın nasıl bir belâ olduğunu yazdıktan sonra şunları söylüyor: "Yasa dışı Gülen yapılanması ile mücadelede sonuca ulaşmak belki de AKP'nin bu ülkeye en önemli hizmetlerinden biri olacaktır. Ancak korkumuz, bu mücadelede kurunun yanında yanan yaşlar ile hukuk ve vicdanın zedelenmesi ve bunun bir sonucu olarak yurtdışında halen faaliyetlerini sürdüren bu sinsi örgütün bu mağduriyetleri de kullanıp kendi suçlarını örtbas etmesidir."
Av. Serkan Günel şu soruyu soruyor: "Halk sinmiş, güvenlik gerekçesiyle yapılmış her uygulamayı makul görüyor peki ya Barolar, Dernekler, Aydınlar? Onlar da 'FETÖ'cü ilan edilmekten mi korkuyorlar?" (Odatv, "Bu hal pek olağan değil", 21 Ekim 2016).
Odatv'nin zıttı ama Fethullahçılara karşı tavrı aynı olan Yeni Akit'te yazan Av. Yaşar Baş da aynı gün, "Bu usûl kurallarıyla darbe yargılamaları bitmez" başlığı altında şöyle diyor: "Ergenekon ana davasında, toplam sanık sayısı 274'tü. Davada sadece sanık savunmaları yaklaşık dört yıl sürdü. Ana darbe davasında muhtemelen sanık sayısı beş bini aşacak. Bugünkü usul kuralları ile yargılama sürdürülür ise, sadece sanık savunmalarının alınması ve çapraz sorgulamalarının tamamlanması yaklaşık on yıldan fazla sürer."
Av. Yaşar Baş, şu neticeye varıyor: "Şeytanın örgütünün [FETÖ] planlarından birinin de bu yargılamaları sürüncemede bırakmak olduğunu düşünüyorum. Yargılamalar yıllar sürer ise, bu yıllar sürecek istismar demektir." (Yeni Akit, 21 Ekim 2016).
Bizim de başından beri söylediğimiz "mağduriyetler"in Fethullahçılar tarafından kullanılacağıdır. Hakikaten mağdurların feryatları ayyuka çıktı... Bana gelen mektupları yayınlasam, o kadarı bile insanın içini dağlar!
Ne yaptığımızı bir daha bir daha düşünelim.