Öcalan’ın 50 bin kişiyle savaş emri!
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP’li yöneticileri suçlayıp “Sürekli Öcalan adına yalan söylüyorlar, ‘Öcalan başkanlık sistemine karşı, Öcalan AK Parti’yle koalisyona karşı...’ Külliyen bunlar yalan. Öcalan’ın adını kullanarak sürekli toplumu kandırıyorlar. Öcalan ile görüştükleri dönemde koalisyon diye bir konu var mıydı ki Türkiye’de, Öcalan ‘onunla yapın şununla yapın’ desin. Bu yüzden büyük bir sorumsuzluk var. Öcalan bunları muhtemelen yakalasa sopayla kovalar diye düşünüyorum, ‘her şeyi mahvettiniz’ diye..” dedi!
* * *
Abdullah Öcalan, Tayyip Edoğan’ın başkanlık hedefine yardımcı olabileceklerini açıklamıştı. İmralı’da HDP heyetinin, Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmenin tutanakları “İmralı Zabıtları” başlığıyla, Milliyet gazetesinde Namık Durukan imzasıyla yayımlanmıştı. Orada Öcalan, “İktidar, İslamcıların 40 yıllık rüyasıydı, rüyalarını gerçekleştirdik. Biz AKP’ye iktidarı altın tepside sunduk. AKP, iktidarı gökten inmiş sandı” dedikten sonra “Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz. Yalnız Başkanlık ABD’deki gibi olmalı” diye konuşmuştu.
Fakat Öcalan, taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda ne olacağını anlatırken, “Ben sorumluluk üstlenmem. Süreç başarısız olursa ‘Apo öldü’ diyeceksiniz. Ben yokum. BDP ve PKK’nın beni kullanmasına izin vermem. Başarılı olursam, Ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum” demişti.
İşte şimdi Türkiye’nin başına sarılmak istenen belâ budur!
Geçenlerde “Apo öldü” diye çıkan söylentiyi Adalet Bakanlığı yalanladı! Oyse söylentiyi çıkaranlar, Öcalan’ın “Süreç başarısız olursa ‘Apo öldü’ diyeceksiniz” sözlerinin gereğini yerine getirmişti!
* * *
Bu arada, Öcalan, millet kavramının içinin yeniden nasıl doldurulması gerektiğini de Altan Tan’a şöyle anlatmıştı: “Millet kavramı hem kolektiftir, hem bireyselliği içerir. Millet İslam enternasyonalizmini ifade eder. Peygamber, ‘Arabın Aceme üstünlüğü yoktur’ diyor. Evrensel kavramlara gidelim. Tekilden uzağız. Ortak bir milletin üyesiyiz. Bu Türk ulusçuların kastettiği şey değil. Böyle ele aldığımız zaman bunu Türk ulusalcıları da kabul edebilir.”
Oysa Öcalan’ın anlattığı millet değil siyasal bir “ümmet” kavramı idi. Geçenlerde de Tayyip Erdoğan, millet kavramını benzer şekilde tanımlamıştı! Ne de olsa aynı ideeolojik kaynaktan geliyorlar! Öcalan da gençliğinde Necip Fazıl’dan etkilenmişti.
* * *
AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise HDP “lilerin Öcalan’dan ziyade Kandil’den talimat beklemesinden şikâyetçi:
“Şimdi barış çağrısında bulunanlara, özellikle HDP’lilere söylüyorum; 20 Temmuz’da Suruç’ta, gelin ortak deklarasyonla DAEŞ terörünü kınayalım, ortak tavır sergileyelim derken neredeydiler? Kandil’den alacakları talimatı bekliyorlardı.”
Davutoğlu, IŞİD, PKK ve DHKP-C’yi kastederek, “Perde gerisinde bir odak, birbiriyle ihtilaflıymış gibi görünen üç örgütü birden harekete geçirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti son yılların en kapsamlı saldırısı ile karşı karşıya kalmıştır” dedi.
Sahi kim bu odak?
* * *
PKK’nın üst kuruluşu KCK, BBC’ye yaptığı açıklamada “toplumsal muhalefetin harekete geçmesi” çağrısı yaptı. Yani halkın sokaklara dökülmesini istiyorlar. Zaten Kandil’dekiler de halkı silâhlanmaya çağırmıştı! Bu çağrı da Öcalan’ın “50 bin kişiyle savaş” hedefine uygun!
Amerikan Kongresi’nde ise Türkiye’nin IŞİD’e karşı mücadele için İncirlik üssünü ABD uçaklarına açması övülürken PKK’ya yönelik harekât yapması, “şizofrenik bir durum” olarak nitelendiriliyor.
ABD ve İngiltere Türkiye’nin PYD ile birlikte hareket etmesi için baskı yapıyor! Türkiye, ABD ve İngiltere tarafından “terör köpekleri” kullanılarak, federasyon veya konfederasyon ağılına sokulmak isteniyor.