O sizin düşmanınız değil, vatandaşınız!
İsmail Devrim...
Çocuğuna okul pantolonu alamadığı için intihar eden bir baba...
Olaya neresinden bakarsanız bakın, hangi yönünden değerlendirirseniz değerlendirin öncelikle bir insanın canı söz konusu.
Ancak bu gibi olaylarda üzerine vazifeymiş gibi bazı kurumlar acilen devreye girip "O iş aslında öyle değil" diyerek insanların hüzünlerini bile engellemek istiyor.
Valiliğin yaptığı açıklamaya bakın "Körfez ilçemizde yaşanan intihar olayı basında yer almıştır. Söz konusu haberler; 'intihar sebebi çocuklarına kıyafet alamadığı ve bu sebeple okula alınmadıkları' şeklinde yayınlanmıştır. Yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, bu haberlerin gerçeği yansıtmadığı, olay sebebinin psikolojik nedenlere dayandığı anlaşılmıştır. Haberlerin kamuoyunu yanlış bilgilendirerek, olumsuz algı oluşturmaya sebep olduğu anlaşılmaktadır."
Neyin olumsuz algısı, neyin yönlendirmesi, neyin sebebi?
Valilik! Önce bir başsağlığı dile, bak cenazemiz var...
"Ailenin acısını paylaşıyoruz ve ailemizin yanındayız. İsmail kardeşimizin evladı artık bizim evladımızdır. Babayı bu duruma getiren sebepleri araştırıp, sorumluluğu olanlar varsa gereken işlemler yapılacaktır" demek ya da buna benzer bir açıklama yapmak çok mu zor.
Bu insanlar, bu aileler sizin vatandaşınız değil mi?
Devlet, zaten vatandaşın hakkını, hukukunu korumak için burada değil mi!
"Psikolojik nedenler" denilerek intihar olayı geçiştiriliyor. Eee ne yapalım şimdi... "Aaa valilik açıkladı psikolojikmiş, dağılalım" mı diyelim?
Öte yandan İlçe Millî Müdürlüğü'nün açıklaması, valilikten gelen metni doğrulamıyor.
İlçe Millî Eğitim yaptığı açıklamada diyor ki, "Okulda yapılan ön araştırmada olay öncesi okul idaresi kıyafetlerle gelinmesini istemiş ancak iddia edildiği gibi çocuğun derse alınmaması gibi bir olay yaşanmamış. Okula normal kıyafetlerle alınmış ve daha sonra evine gitmiştir. Anladığımız kadarıyla çocuğun kıyafetle ilgili sorununu evde anlatması ve ailenin de herhangi bir yardım talebinde bulunmaması sonrası baba yaşadığı durum neticesinde üzücü olayı gerçekleştirmiştir."
"Yapılan araştırmadan ailenin, ne okul idaresine ne de vakfımıza bu konu ile ilgili bir yardım başvurusu olmadığını gördük. Oysa benzeri konularda yapılan yardım talepleri vakıf veya okul idaresi tarafından karşılanmaktadır. Ancak aile gururuna yediremediği için yardım isteyemedi."
Evet, şimdi ne olacak, şimdi kim kazandı? Valilik, savcılık "algı operasyonu yapılıyor" demek yerine bu konuya neden açıklık getiremiyor?
Bu durum siyasi midir? Ya da mevcut iktidara bir meydan okuma mıdır?
Elbette değil...
O zaman insanların tepki verdikleri, insan hayatlarının yok yere bittiği, heba olduğu bir ortamda Valilik'in yaptığı açıklamayı nasıl meşrulaştıracağız?
Ayrıca pantolonu olmadığı için çocuğu azarlayan okul yöneticileri hakkında ne gibi bir işlem yapılacaktır? Asıl sorulması, araştırılması gereken konu budur.
İnsanların infial halinde tepki verdikleri her olayı "iktidara meydan okuma" olarak algılayan bu zihniyet Türkiye'ye çok büyük zararlar veriyor.
Ve artık bazı şeylerin kökten değişmesi gerekiyor.
Önce o çocuk ve ailesi için devlet kurumları gerekeni yapmak zorunda. Devlet yapmıyorsa muhalefet partileri devreye girmeli, onlar da yapmıyorsa STK'lar aracı olmalı.
Hiçbiri olmuyorsa bırakın vatandaşlar bir şeyler yapsın.
Emin olun ki şu birkaç gündür yapılan rezilliklerden sonra vatandaş çok daha insani adımlar atacaktır.
Bu arada hatırlatalım İsmail Devrim iktidar düşmanı değil, bu ülkenin bir vatandaşı.
Binlerce işçimizin yaşadığı iş kazası İsmail Devrim'in de başına geliyor ve olaydan sonra çalışamıyor.
"Bu babayı nasıl iş göremez hale getirdiler? Bu psikolojiye kimler sürükledi, iş kazası nasıl oldu?" Gelin önce bunları sorgulayalım.
Bunların hiçbiri yapılmayıp, neredeyse babayı suçlu çıkaracaksanız, kusura bakmayın ama iyi niyetli olamazsınız.