Neresini düzelteyim?
Mehmetçik, Afrin'de Amerikan silâhları ve parasıyla yığınak yapan terör örgütleriyle savaşa giderken "Kızılelmaya" gittiğinin bilincindedir ama devleti idare edenlerde o bilinç yok. Olsaydı, Mehmetçiklerin can verdiği günlerde Lozan'ı yeniden tartışmaya açmaz, Türk ve Türkiye kavramlarını, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının taşıyamayacağını öne sürmez, milliyeti dine göre tanımlamaz, 2. Abdülhamid konusunu açmaz ve böyle günlerde Osmanlı hanedanını İstanbul'da Yıldız Sarayı'nda toplamazlardı!
***
Üstelik bir taraftan da AKP Grup Başkanvekili İlknur İnceöz gibi "CHP'nin ne yazık ki Atatürk'ün çizgisinden, milletimizin değerlerinden çok uzaklaştığını, ezandan ve şehit haberlerinden rahatsız olan Gezi eylemlerindeki o vandallığı neredeyse Parti Meclisine taşımış olduğunu üzülerek takip etmekteyiz." diyorlar!
"Camide bira içenler"den veya "bir hanım kardeşimizin üzerine bevledenler"den söz edilemiyor, çünkü bu iddiaların uydurma olduğu anlaşıldı da ezandan kim rahatsız?
Şehit haberlerinden ise elbette rahatsız olmak gerekir! CHP'liler, "şehitler veriyoruz" diye sevinmeli miydiler? Tabii ifade edilmek istenen o değil ama cümle bozuk!
Yine "Atatürk'ün çizgisi sizin için de o kadar önemliyse siz neden sahip çıkmıyorsunuz?" denilebilir ama maksat, CHP'nin sırtından kendi oylarını sağlama almak! "Konsolide etmek" de diyorlar ya!
***
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun ise "100 sene önce Abdülhamid Han'ın yaptıklarını bugün de Recep Tayyip Erdoğan yapıyor." diyor!
Abdülhamid'in 31 Mart vakasındaki rolünü mü kastediyor acaba? 100 sene önce Abdülhamid ne yaptı?
Tayyip Erdoğan, "Tarihe ideolojik gözle ve seçici yaklaşmayalım" diyor ama tam da bu dediğini yapıyor. Öyle ki "tek millet" derken hangi milleti kastettiğini söylemiyor. Tayyip Bey, Osmanlı'nın bile terk etmek zorunda kaldığı milliyet anlayışını savunuyor. Osmanlı'da üç millet varmış; Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler! İyi de Osmanlı bu anlayışın parçalanma getirdiğini görerek herkesi Osmanlılıkta birleştirmek istedi. Tutmadı! Hristiyan milletler, bağımsızlık ilân etti. Bu defa Abdülhamid, İslâmcılığı denedi, yine tutmadı, Araplar, İngilizlerle iş birliği yaptı! Türkler ise artık millî devlet kurmak gerektiğini, düşman Polatlı'ya kadar geldiğinde anladı!
***
Tarihçiler, Yıldız Sarayı'nda yapılan Abdülhamid panelinde algı operasyonunun parçası olmamalıydı. Üstelik Murat Bardakçı, yakın zamanda "Abdülhamid'in 33 yıllık saltanat döneminde Osmanlı, Tunus, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ ve Romanya olmak üzere toplam 1 milyon 592 bin 806 kilometre kare toprak kaybetti" demişti. Yani bugünkü Türkiye'nin iki katı... Bunun sorumlusu tek başına Abdülhamid değildir ama gerçek budur!
Ruslar Yeşilköy'e kadar gelmişti ve İngilizler Osmanlı'ya destek vermek için Kıbrıs'ı istiyordu. Abdülhamid, İstanbul'u kurtarmak için Kıbrıs'ı İngiltere'nin Yahudi Başbakanı Disraeli'ye kiralamak zorunda kaldı. Böylece Kıbrıs, Filistin'e Yahudi yerleşimleri için atlama taşı oldu!
***
Tayyip Erdoğan, "Öyle ki ders kitaplarında adı 'Kızıl Sultan' olarak dahi geçirilebilmiştir." diyor ya bu doğru değil. Ders kitaplarında Avrupa'nın Abdülhamid'e "kızıl sultan" dediği yazardı. İkisi aynı şey değil.
Erdoğan, "Birileri ısrarla bu ülkenin tarihini 1923'ten başlatmaya çalışıyor. Birileri inatla bizi, köklerimizden, kadim değerlerimizden koparmaya gayret ediyor. İçinde ana muhalefet partisinin başındaki zatın da olduğu bir çevre, cumhuriyete bağlılık kriteri olarak halen ecdat düşmanlığını esas alıyor"diyor. Bunlar da doğru değil. CHP çevreleri, ecdat düşmanlığı yapmıyor ama AKP çevrelerinde Atatürk düşmanlığı aleni... Türk Milleti'ni kendi millî köklerinden koparan milliyet anlayışını da AKP savunuyor.