Sadece Suruç değil Türkiye patladı!..
Göz göre göre geldi..
Günlerdir istihbarat birimleri yoğun olarak uyarıyordu; canlı bombaları...
Hatay’ın, Gaziantep’in, Urfa’nın çok hassas iller olduğunu...
Yetkililer diyor; “Bu illerde en az 25 ülkeden millet var. Yerli nüfus azınlığa düştü,kontrolden çıktı” diye.
Fakat yalnızca uyarıyorlardı!..
Saltanat uykusundaydı Ankara...
Şam tatlısı hayali ile yanıp tutuşanlar, ülkeyi terör örgütlerinin cenneti haline getirenler, tazıya tut tavşana kaç politikası ile bölge lideri olma hayali kuranlar, maceraperestler, PKKseverler, Cihadçılar, ÖSOcular, Nusracılar, IŞİDciler, şucular, bucular, stratejik derinlikçiler...
Sırtlarını nereye dayayanları, anlayamayanlar... Anlamamazlıkdan gelenler..
Gördünüz mü inorganik, organik bağları?..
Şimdi söyleyin bakalım, koalisyon ibresi hangi tarafa daha yakın?
Orduyu Suriye’ye sokup bir erken seçim başarısı tezgahlayabilecek misiniz?..
Tüm ördeklerden özür dileyerek şunu söylemeden edemeyeceğim;
Topal ördek değil beyinsiz ördek idaresine milleti, ülkeyi bırakırsanız böyle olur!..
Suruç’a “Kobani’ye gitme” bahanesi ile toplanan yüzlerce genci devlet ailelerine geri gönderemez miydi?
Neden günlerce orada bekletildiler?..
Suruç’un her türlü provokasyona açık bir yer olduğunu bilmek için müneccim mi olmak gerekiyor?..
Yüzlerce açık istihbarat varken felaketler öngörülemiyor mu?
Halihazırdaki kanunların uygulanması için yetkililerin elini kolunu birileri mi bağlıyor?..
Emniyeti partizanlaştır. Jandarmayı partizanlaştır. Teröristlere her türlü seyahat özgürlüğü (!) sağlansın. Ülke terör bataklığında boğulsun. Katil sürülerinin ele başları devlet adamı gibi resmi beyanat verip tehditler savursunlar. Ülke kan gölüne dönsün. Sonra!.. Çık devlet adamı olduğun iddiasıyla “failler er geç bulunacak” vs..vs.. gibi artık iyice kabak tadı veren bol hamasetli açıklamalar yap. Hem de bunun adı yetkililerin resmi açıklaması olsun.
Hala, İçişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü, Jandarma Genel Komutanı “niye istifa etmiyor” diye soracağım. Vazgeçtim; sormuyorum bu bayat soruyu.
İstifa etmiş bir hükümetin yangından mal kaçırırcasına, yağmalarcasına atama yaptığı bir ülkede bu soruyu sorup da kendime güldürmek istemem.
Eyy! Devekuşu misali kafasını toprağa gömmüş kitleler;
Mesaj çok net.
İngiltere-ABD diyor ki;
“Gücün yetiyorsa sen önce arkanı kolla”, “Kürt koridorunu tamamlayacağım. Sonra da senin topraklarını alıp Büyük Kürdistan oradan da Büyük İsrail’i kuracağım”, “ teslim ol”.
Hani bir dünya lideri var ya!.. Onun masallarıyla yatıp kalkanlar. Daha net anlatayım mı?
“Vay efendim katliamı yapan IŞİD’miş” deyip geçmeyin.
IŞİD’de, PKK/PYD’de ABD’nin manivelası.
Ortadoğu’da oynanan oyunun aynısı. IŞİD vuracak. Sonra IŞİD dövülecek, PKK/PYD’ye teslim edilecek.
IŞİD ile PKK’nın yeni çatışma alanı olacak Türkiye. Buna diğer terör örgütlerinin yandan katkıları da olacak.
Hala anlayamayanlar dünya lideri ve koalisyon formüllerinin cazibesinden bir türlü vazgeçemeyenler için biraz daha açayım;
Terörle mücadele ile çözüm süreci ayrı ayrı yürütülseydi, terörle mücadeleden vazgeçmeseydik bugünleri görmezdik.
Eli kanlı katiller,sırtlan sürüleri sazcı kardeşler olmazdı.
Başkentin bir hastanesinde YPG’li diğer bir hastanesinde IŞİD’çi terörist tedavi edilemezdi.
Başkentin bir otelinde Peşmergeler diğer otelinde PYD’liler ağrı misafir muamelesi göremezdi.
Askerimizi, polisimiz şehit eden IŞİD’çi katiller anında hak ettikleri cezaya çarptırılırdı.. İmralı canisi gibi konforlu cezaevlerinde beslenip semirtilmezdi.
Tek bir Allah’ın kulu çıkıp da memlekette “PYD’ye de PKK’ya da sırtımızı yaslarız” deme cesaretini kendinde bulamazdı. Askerimize hakaret edip, kovamazdı.
Her bayram bir yerde canlı bombalar patlayıp onlarca can verilmezdi.
Suruç patlar patlamaz PKK’lı sazcı severler ve yandaşları IŞİD yaygarasına başladılar. Nasıl oluyorsa!.. Canlı bombanın patladığı sırada gençlerin arasında bulunup canını kurtaran(!) canlı şahitler sırasıyla haber kanallarına bağlanıp ilk algı operasyonunu başarı ile yerine getirdiler.
Kanlı oyunun son merhalesinin işaret fişeği Suruç’tan atıldı.
“Dün Suruç yarın nere” diye sormayın. Cevabı daha ilk girişte yazdım!..
