Nedir bu 'beraberiyet'?
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "beraberiyet" kelimesini kullandı... Bir yabancı gazetecinin sorusu üzerine İ. Kahraman "Bu terörist başıyla [F. Gülen] Ak Parti arasında öteden beri bir mutabakat yok, beraberiyet olmamıştır." dedi.
Demagojinin, -İ. Kahraman'ın seveceğini düşündüğüm kelimeyle- mugalatanın bu kadarına şapka çıkarılır mı desem, pes mi desem... Konumuz başka: "Beraberiyet" kelimesi.
Dil meseleleriyle çok uğraştık... Eski metinleri de biliriz, ama "beraberiyet"i ilk defa duyuyorum. Türk dili sahasının yetkin isimlerinden bir profesör arkadaşıma, birkaç dil bilen ve tercümeleri olan iki arkadaşıma sordum. Eski metinlerde de, yeni metinlerde de, hiç rastlamamışlar.
Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne baktım. "Beraber" kelimesi açıklanıyor sadece... Örnekler de verilmiş:
"beraber: zarf (bera:ber) Farsça berāber
1. zarf Birlikte, bir arada "Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir" - C. [ahit] S.[ıtkı] Tarancı
2. -e rağmen, -e karşın "O günkü birdirbirler, köşe kapmacalar, esir almacalar çocukça olmakla beraber herhâlde daha erkekçeydi." - A.[rif N.[ihat] Asya
3. sıfat Aynı düzeyde "Bina taş, merdiveni yok, toprakla beraber." - A.[hmet] Rasim"
Eski Anadolu Türkçesinde (13.-15. Yüzyıl) berâbar yazılmakla beraber, "barabar" okunur. 15. yüzyıldan sonraki metinlerde, transkribe edilirken, "berâber" veya "berāber" şeklinde yazılır.
"Beraberiyet"i kullansa kullansa Said Nursi kullanır, dedim. Araştırdım, rastlamadım. Muhtemelen kullanmıştır. Biri kullandı ki, İsmail Kahraman'ın aklına geldi.
Said Nursi, Türkçesi kıt. Yetmediği yerde, daha iyi bildiği Farsça ve Arapçayı karıştırıp meramını anlatıyor. Ben de benzer bir kelime kullanayım, onun "esrariyet"i burada. Said Nursi'nin üslûbunda keramet aradıkları için, peşine takılmış insanlar.
(Ara not: Türk Dil Kurumu açıklamış: Müessese isimleri yazılırken apostrof kullanılmayacakmış. Bu çok önceden verilen karar. Biri ya yeni duymuş, ya da TDK yeni bir açıklama yapmış. Ama ben uzun süredir, TDK'nın bu kararını kaldırdım, kesme işareti kullanıyorum. Yukarıda TDK'nın açılımında kullandığım gibi. Bir de Türk Dil Derneği kararları var. Bu Türk Dil Derneği, 12 Eylül öncesi TDK'nin devamı gibi çalışıyor. Uydurukça şiarı.)
Aklınıza "Türkiye" takılmış olabilir. Ülkemizin adındaki ek Arapça değildir; Batı dillerinden gelmedir. Önce İtalyanlar "Turchia" demişlerdir. Fransızcada "Turquie"dir.
İ. Kahraman Farsça "beraber" kelimesiyle, Arapça -iyye(t) (-iyet) ekini birbirine ekledi, Türkçemize bir kelime kazandırdı! Kutlarız!
"-iyet", Farsçada daha çok kullanılır; Araplar da, "-iyye"dir. Müennes te'si yerine göre eklenir.
***
Bir soru geldi...
İki tanınmış isim... İkisi de bekâr... Biri altmışını, biri yetmişini çoktan geçmiş... Biri yurt içinde diğeri 17 yıldır yurt dışında. İkisi de faal... İkisi de birbirini hiç sevmez... İkisi de ikili ilişkilerde son derece nazik. İkisinin nezaketine bakarak kimileri, "Bu tevazunun altında büyük kibir yatar." der. İkisi de makamlarına göz diktiğini düşündükleri kişilere karşı "iftira" etmekte bile beis görmez, ağızlarına geleni sıralar.
Kim bu ikili? Ben bilemedim! Siz düşünün...