Ne vereyim abime!
İki gündür özellikle gençlerin diline dolandı;
-Ne vereyim abime?
Dost sohbetlerinin bu ironik deyimini yakın geçmişte, Cem Yılmaz'ın gösterisinden hatırlıyoruz, çoğumuz..
Diyordu ki Cem Yılmaz;
-Ne vereyim abime, ne vericen abine..
Garson ile müşteri ilişkisini tariflerken kullandığı bu diyaloğu, şöyle tarifliyordu:
-Garson öyle bir tonluyor ki, her şeyi verebilir..
***
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Adana Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Tayyip Erdoğan-Trump reyiz ilişkisini tanımlarken, bu sözü kullanması, gençlerin dikkatini çekmiş..
Ve gençler yine 'Orantısız Zeka' kullanmış, Meral Hanımın sözlerini Cem Yılmaz'ın parodisiyle harmanlamış..
Akşener Adana'dan soruyor, görüntülerde, Trump var, Putin var, Macron var, Suudi Kralı var, var da var.. Bir nevi Tayyip Erdoğan'ın, sürekli bir şeyler verdiği herkes var..
***
İzleyenlere tebessüm ettiriyor, kahkaha attırıyor.. Evet, bir gerçeği bir kez daha gözler önüne seriyor ama aslında üzücü gerçeğimiz..
Çünkü, Tayyip Erdoğan gibi, kafa tuttuğu her ülke ya da lidere, sonrasında, bilinmeyen sebeplerle bir şeyler sunan, tavizler veren bir Cumhurbaşkanımız var..
Bu da bizim şansımız.. Şans ya da şanssızlık, kim nasıl tarifler bilemem.. Ama bildiğim şu, zaman daralıyor..
"Ne vereyim abime?" devri kapanıyor.. Görünen o ki, Türkiye artık, "NE ALACAĞIM?" diyeceği bir lidere yöneliyor..
Kim mi? Bilen biliyor, bilmeyene de tarihin notu için az kaldı..
"MESAM"dınız kardeşim?
Ne olduğunu icad edenlerin de bilmediği 'AÇILIMI', millete anlatmak için yollara düşen, eskinin 'Orhan abisi' bu aralar bir başka operasyona imza attı..
Kısa adı MESAM olan "Müzik Eseri Sahipleri Meslek Birliği" yönetimine operasyon için düğmeye basan da bu Orhan Bey oldu..
MESAM'ın başında Arif Sağ vardı.. Kendisine ve yönetimindeki bazı isimlere dair fikri haklarım saklıdır.. Ancak, sanatçıların oluşturduğu yapılara, 'Sanatçı kimliğini' açılım komedisiyle pazara çıkarmış bir ismin müdahalesine şiddetle karşı çıkarım..
Hele de bu operasyon, iktidarın her toplantısına, bagajdaki elbisesini üzerine geçirip koşan, eski bir efsanenin marifeti ise..
Fikrine, ürününe katılırsınız, katılmazsınız ancak sanatçı özgür olmak zorundadır.. Onun özgürlüğü, üretebilmesinin olmazsa olmaz koşuludur..
Fabrikaya, şirketlere, toprağa, banka hesaplarına her yere el koyarsınız, hukuki olarak tartışılır.. Ancak, sanatçının meslek birliğine el uzattığınızda, sadece hukuki yanı değil, kültürel, medeni ve ahlaki yanı da sorgulanır..
***
AKP resepsiyonlarının vazgeçilmezi eski efsane Orhan bey ortalığı karıştırdı.. Aynı resepsiyonların değişmez aktörü Yavuz Bingöl de, geldi birliğin başına çöktü..
Bilen bilir, 24 yıllık arkadaşımdır.. Ancak, bugüne kadar, Erivan Açılımı'ndan tutun da, açılamayan açılım, Gezi olayları gibi birçok konuda, iktidarın figüranlığına soyunan bir arkadaş (!)
Sanatçı kimlikli ve sanatçının birliğine iktidar eliyle çökmekten en küçük şekilde utanmıyor..
İnsan kendine şunu sormadan edemiyor;
-24 yıla yazık değil mi Murat?
***
Ortada, bunu alana şu da bedava türünden bir de promosyon vardı.. Nedir o? Yücel Arzen.. Kendisini bir başka sanatçı arkadaşım aracılığıyla yıllar önce tanıdım.. Operasyonu yapan AKP'lilerin bilgisi var mı bilmem ama şuraya not düşeyim;
Fetullah Gülen güzellemesi birçok şarkının müziği ve aranjesi kendisine aittir..
Dolayısıyla, eski efsane ile başlayıp, TRT'den, belediye konserlerinden parayı vurdukça vuran Yavuz Bingöl'le devam eden ve fetö elebaşına güzellemeler besteleyen bir sanatçı ile devam eden operasyonu yapanlar, hâlâ onu bunu fetöcülükle mi suçlayacak?
Yücel Arzen ismini sonradan listeden çıkarmak işi temizler mi?
**
Hele bir de listede biri var ki, evlere şenlik.. Saray ihtiyaç duydukça saraya, MHP'li belediyeler ihtiyaç duydukça festivallere şöhret taşıyan Polat Yağcı..
AKP ile MHP'nin karşıt olduğu günlerde, hem sarayın hem de mesela MHP'li Manisa Büyükşehir'in etkinliklerine şöhret taşıyıp, milyonları vuran isim..
Yani henüz ortada bile yokken, AKP ile MHP'nin "CUKKA İTTİFAKINI" kuran isim..
Biz de boş boş konuşup duruyoruz..