Ne dediğini biliyor mu?
R.T. Erdoğan şimdi kanlı bıçaklı olduğu grubu kastederek: “Bunlar bir defa 3 tane önemli hasleti var, takiyye var, yalan var, iftira var, üçünün neticesi fitne var, fesat var, bunlar şiayı geçmiş vaziyette. Şia bunların eline su dökemez.” diyor.
Bir ilim adamı Şiîlikte “takiyye”nin önemi üzerinde dursa kimsenin itirazı olmaz. İslâm tarihiyle ilgili kitaplarda, hususiyetle mezhepler tarihinde “takiyye” başlı başına işlenmiştir. Ben de “Alamut’un Büyüsü-Haşhaşîler: Sır ve ölüm”de “takiyye”ye başlık açtım. Bu zarurî idi.
“Takiyye” önce kendisini korumak, sonra ise nüfuz etmek için kullanılan bir metottur. Şiîler zaman içinde bunu sistemleştirmişler, inanç esası hâline getirmişlerdir. Sünnîler de “takiyye” yapmışlardır ama bir sistemleşme görülmez.
Başbakan “haslet”i de yanlış kullanarak “düşman” ilân ettiği grup için “takiyye” yapmada “Şia”yı bile geçtiklerini söylerken “takiyye”yi “yalan” ve “iftira” ile yan yana anıyor. Öyle fitne fesat çıkardılar ki, bunlar Şia’dan da beter demek istiyor. Şiîler toptan fitneci, fesatçı oldular!
R.T. Erdoğan, ne dediğinin farkında bile değil.
Gezi İsyanı doğru okunabilseydi, Burak Can Karamanoğlu’nu da belki yitirmeyecektik.
Her yiten can yüreğimizden bir şeyler alıp götürüyor ama bir kişinin yüreği çok katı: O katı yürek kendisine karşı olanları açık “düşman” görüyor. Hâlbuki seçimle geldi. Ülke yönetimi ona, kendisine oy verenleri gözetmesi için teslim edilmedi. Baş olan, 76 milyon için düşünmeli, 76 milyonun refahını, mutluluğunu ve birliğini istemelidir.
Hayır, illâ bölecek! Çok acı, kendisine oy verenleri bile aldatarak milleti soyacak, katrilyonları evinde istifleyecek. Ve hâlâ 76 milyonun karşısında, gözümüzün içine baka baka yalan söyleyecek!
Bu tavrı en ilkel kabile devletlerinde bile göremezsiniz. Ama burası Türkiye!
Allah bu milleti selâmete çıkarabilmek için önce sabrını sınıyor. Ben başka izah bulamıyorum!
Ne olursa olsun bir başbakan Berkin Elvan için başsağlığı dilemeliydi. 14 yaşındaydı. Sapan kullanmış, gösterilere katılmış. En son ekmek almaya gittiğinde başına polis kapsülü isabet ettiğini biliyoruz. Çocuğun ölümünün ardından, Recep T. Erdoğan, “Vurulmayı hak etmişti!” dercesine âdeta “düşman” muamelesi yaptı Berkin’e...
Sözünün nereye varacağını gerçekten düşünemiyor.
Milleti/ümmeti dilimleme huyu yine depreşti. Batman’da MHP’yi suçlamak için “Türk ırkçısı” dedi. “Kürt ırkçılığı”nı da yanına kattı. Güya denge kuruyor.
Sözlerinin ne netice doğuracağından bile habersiz!
Açıkça Anayasa suçu işliyor. Anayasa’nın 66. maddesini tekrar hatırlatıyorum. Türkiye’de -adı üstünde Türkiye- Türk’e sahip çıkmak 76 milyona sahip çıkmaktır. Anayasa’ya göre 76 milyon “Türk”tür.
Burak’ın acılı babası “Alevîsi, Sünnîsi hepimiz Türk’üz.” derken ırkçılık mı yapıyordu?
(Dün sabah diğer kanallar Burak’ın babasının konuşmasını tam verirken, Kanal 7, aynı görüntüde acılı babanın sözlerinde “Türk” geçen yerleri çıkardı. R. E. Erdoğan’ın Türk’e karşı tavrı, “yancılar”da nasıl aksisadâ buluyor, görüyorsunuz.)
Allah insanı şaşırtmasın. Hakîm ve rahîm yüce Rabb’imin “Türk”ün yoluna bir ışık düşüreceğinden zerre şüphem yoktur.