İstanbul İl Başkanı Bekaroğlu rotasını AKP’ye kıran HSP lideri Numan Kurtulmuş’a ilkelerini hatırlattı!
- Egemen siyasal kültüre itirazımız var
- “Firavun” ve “Karun” olmayacağız
- Kamu kaynaklarını bizimkilere aktarmayacağız
- Şefliğe, lider ve adamlarına karşıyız
- İnanç ve kimlik siyasetini reddederiz
- Çift gündemimiz ve çift dil olmayacak
- NATO sırtımızdaki gavur leşidir...
Bahane üretmesin
HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, eski lideri Numan Kurtulmuş’u zehir zemberek sözlerle eleştirdi: AKP gibi uluslararası bir projeye dahil olup “Hep bu sözleri söyledim” demesi ikna edici değil. Bahaneleri genelleştirmesin. ‘Ben artık iktidar olmak istiyorum’ desin!
Allah selamet versin
Kurtulmuş’u suçlamıyoruz. Neticede kişisel kararı. Bizim kendisinden talebimiz, açık olması. AKP’nin mahalle teşkilatlarından sonra duyduk. Sayın Erdoğan ve Kurtulmuş’un formüle ettikleri bu denklem, yeni Türkiye’yi işaret etmez. Sayın Kurtulmuş’a Allah selamet versin.
Bekaroğlu ateş püskürdü: Bize bahaneler uydurma
HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, Numan Kurtulmuş’u zehir zemberek sözlerle eleştirdi: Firavun olmayacağız demiştik şimdi ne değişti de gittin.
AKP ile bütünleşmeye yönelik tepkisini önceki gün Twitter üzerinden, “Numan Bey’e yanlış yaptığını söyledim, kendisi ile kişisel olarak vedalaştım” mesajıyla duyuran HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, dün de zehir zemberek sözlerle eleştirdiği Kurtulmuş için “Allah selamet versin” dedi. Bekaroğlu, düzenlediği basın toplantısında, “Birleşme uzun zamandır konuşuluyor. Biz de dışarıdan duyduk ve kendisine sorduk. Bize, ‘Söylenti, benim haberim yok’ dedi sürekli olarak” diye konuştu. “Kendim ve arkadaşlarım adına konuşuyorum. HAS Parti kapanıyor, görüntü budur” diyen Bekaroğlu’nun Numan Kurtulmuş’la ilgili eleştirilerinin satırbaşları şöyle:
Senin de imzan var
“HAS Parti 1 Kasım 2010’da kuruldu. O gün altını imzalayarak, kamuoyuna deklare ettiğimiz kuruluş bildirgesinde söylediklerimiz bugün de geçerlidir. Biz sisteme ve egemen siyasal kültüre itiraz ettik. Demokrasinin, seçkinlerin iktidar oyununa dönüştürülmesini reddettik. Sadece bürokratik oligarşiye, vesayet sistemine değil, aynı şekilde şeflik sistemine, lider ve adamları oligarşisine karşı olduğumuzu söyledik.
Firavun olmayacağız
Siyasetin ekonomik çıkar, birikim, zenginleşme ve tahakküm aygıtı olarak kullanılmasını iğrenç bulduk. İnançların, kimliklerin ve yaşam tarzlarının siyasetin malzemesi yapılmasını, kimlik siyasetini reddettiğimizi ilan ettik. Partinin kuruluşunda tarihe notlar düştük. Firavunlaşmayacağız, siyasal iktidarı, devlet erkini, kamu kudretini, bizden olmayanlar, bizim gibi inanmayanlar, bizim gibi yaşamayanlar, bize oy vermeyenler, bize muhalefet edenler, hatta bizimle mücadele edenlere karşı tahakküm ve dayatma aracı olarak kullanmayacağız. Karunlaşmayacağız, kamu kaynaklarını, devlet malını bizden yana olanlara, bizi destekleyenlere, bizimkilere aktarmayacağız. Bizim hırsızımız olmayacak ve ‘hırsız bizdendir’ diye asla korunmayacaktır.
Durduğumuz yerdeyiz
Bunları taahhüt ederken iş tutma biçimimizle ilgili de şunları söyledik, ‘Çift dil ve çift gündemimiz olmayacak, sizlerin dışında hiç kimseyle gizli bir ittifakımız olmayacak, halkımızın dışında hiçbir güç odağına dayanmayacağız’. Sayın Kurtulmuş’un ağzından ‘Cari açık uluslararası sermayeye verilen rüşvettir’ dedik, ‘NATO sırtımızdaki gavur leşidir, atacağız’ dedik, ‘Hata payı kitlesel ölümler ve canlı varlığını tehdit olan nükleer enerji yasaklanmalıdır’ dedik. Biz bu sözlere sahip çıkmaya, durduğumuz yerde durmaya devam ediyoruz.
1 Kasım 2010’dan bu yana iyiye doğru giden bir şey göremedik. AKP iktidarını sağlamlaştırırken, giderek devletin rengine boyanıyor. Hak taleplerine kulak tıkıyor, tekçiliğe, kendine demokratlığa dönüyor. Akan kan durmadı, Kürt sorunu, Alevilerin sorunları, dindarların sorunları yerinde duruyor.
Kibir kuleleri yükseliyor
Hâlâ başörtülü kadınlar milletvekili olamıyor. 12 Eylül, 28 Şubat soruşturmaları savsaklanıyor, darbecileri serbest bırakmanın planları yapılıyor. Bu ülke doğru dürüst üniversite ve memur sınavı yapamıyor. Cezaevlerinde insanlar yanıyor, devletin dere içlerinde yaptığı konutlarda çocuklar boğuluyor. Ormanlar, tarım alanları, kıyılar, dereler, şehirler yağmalanıyor, kibir kuleleri göklere yükseliyor.
İç savaşı körüklüyor
10 yıllık dönemde Irak’ta bir milyonun üzerinde insan öldü. İnsanların üzerine bomba yağdıran uçaklar İncirlik Üssü’nden havalandı. Suriye’de akan kan artıyor. Hükümetin yaptığı tek şey muhalifleri silahlandırarak iç savaşı körüklemek. Komşularla sıfır sorundan savaş noktasına geldik. Türkiye, uluslararası sularda vatandaşları katledilen, uçağı düşürülen, bunlara hamaset dolu nutukların dışında ses çıkaramayan bir ülke konumuna düşürüldü. Kurtulmuş da 2 yıl önce bunları söyledi. Şimdi ne oldu da AKP’ye geçiyor ve bu yapılanların faturasına ortak oluyor. Partimizi bırakıp iktidar partisine niçin gittiğini anlamış değiliz. Süreç, partimizin karar organları bilgisi dışında yürütülmüştür. Konuyu AKP’nin mahalle teşkilatlarından sonra duyduk. Bu süreçte parmak hesabı yapmanın da bir anlamı yok. Ortada altına imza atılmış bir sözleşme, ahitleşme var. Kurtulmuş, partiyi kapatıp AKP’ye geçecek. Bu arada, Bekaroğlu’nun açıklamalarını değerlendiren Numan Kurtulmuş, “Ben söyleyeceğimi söyledim, o da söyleyeceğini söyledi. Ekleyeceğim bir şey yok” dedi.