Müslüman âlimler Rothschild'den yana!
Fransa'daki Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen önce, Dünya Müslüman Âlimler Birliği, Riyad'da bir açıklama yaparak Avrupa'daki Müslüman seçmenlere, seçimlere etkili bir şekilde katılmaları, ırkçı ve Müslümanlara karşı kampanya yapan adaylara karşı dikkatli olmaları çağrısı yaptı.
Genel Sekreter Ali Karadaği imzalı yazılı açıklamada, fanatik ve aşırıcı taraflarının yarım yüzyıl içinde Avrupa'da başlayan iki dünya savaşına sebep olduğu ve bu savaşların tüm insanlığı etkilediği ifade edilerek bu şekilde fanatik ve aşırıcı adaylara karşı dikkatli olunması ve insanlığa, topluma ve Müslümanlara faydası dokunacak adayların desteklenmesi istendi.
***
İlginç değil mi, bu açıklama ile Müslüman Âlimler, Fransa seçimlerinde kime destek vermiş oldu?
Son anda yıldızı parlatılan Macron, Yahudi sermayesinin en önde gelen grubu olan Rothschild'lerin adamı...
"Küresel sermaye" diye kibarca söyleniyor ama gerçek bu!
Karşısında ise Müslümanlar aleyhinde söylemleri bulunan ve ırkçı olduğu iddia edilen, Marine Le Pen var!
Dünya Müslüman Âlimler Birliği, isim vermeden bu ikili arasında Rothschild'lerin adamını tercih ediyor!
Peki İslam alemi için hangisi daha büyük bir tehdit? Milliyetçi bir aday mı yoksa dine ve ırka dayalı sermaye sayesinde küresel hâkimiyet kuran bir örgütün adamı mı?
Anlaşılıyor ki, "Dünya Müslüman Alimler Birliği'ni Rothschild'ler mi yönetiyor?" diye sorgulama yapmanın vakti geçmiş bile!
Bakınız, Le Pen için Endülüs'teki Arap kökenleri üzerinden "Hz. Muhammed'in torunu" diye propaganda yapıldı ki, Hıristiyan Fransız seçmeni ona oy vermesin!
Sizce bu propagandayı kim yapar? Medya kimin elindedir? Ve Obama ile Trump neden Macron'u destekledi de Putin, Le Pen'den yana ağırlık koydu?
Yazık ki Müslümanlar hepten yolunu şaşırmış durumda!
---
Türkiye'nin sakin gücü
Temel Karamollaoğlu
---
Türkiye'deki referandumdan önce Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun basınla sohbet toplantısına davet edilmiştim. Şimdi sanal ortamda bazıları, Karamollaoğlu ile aynı masada bulunan köşe yazarlarının fotoğraflarını yayınlıyor, birileri de bir kısmını tek tek sayarak bu fotoğrafın ne anlama geldiğini sorguluyor? Benim de orada bulunmama şaşıranlar var!
Binali Yıldırım veya Tayyip Erdoğan, basınla sohbet toplantılarına beni davet etmiş de katılmamış olsaydım, bu şaşkınlığı anlardım!
***
Fakat şunu da belirteyim, Temel Karamollaoğlu hakkında sadece o gün değil, sonraki günlerde de çok olumlu bir izlenim edindim. Türkiye'nin böyle sakin, ağırbaşlı ve akılla hareket eden siyasi kişiliklere her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Mesela son yaptığı şu değerlendirme, uyuyanları uyandırır mı belli olmaz ama çok değerli:
"Bize iktidar nasip olsa Türkiye'de şu anda yapılmakta olan bütün yatırımları durdururum. Biraz garip gibi geliyor ama başka çaremiz yok. Bir insan hastaneye düşse, hastaneye düşen adam eğer mecbur kalırsa kolunu, bacağını doktor keser mi? Niye? Kangren olup vücudun diğer taraflarına zarar vermesin diye veya hastaneye gidiyorsun kalbinde rahatsızlık var, ciğerlerde rahatsızlık var, böbreklerde rahatsızlık var ama aynı zamanda da kelsin. Ama hastaneye gidince diyor ki önce bir saç ekin bana ondan sonra diğer ameliyatlara girersiniz. Böyle bir şey olur mu ya? Biz gelsek ne yaparız? Kaynaklarımızın tamamını üretime dönük yatırımlara ayırırız. Hem tarımda hem hayvancılıkta hem madencilikte hem sanayide..."
Anlamayan kalmasın diye bu kadar açık söylüyor, daha ne desin?