Murat Albay şehit... Katilleri alçak

Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, Türk Deniz Kuvvetleri’nin şerefli bir mensubu, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı düzenlenen bir ABD-NATO operasyonunun Türkiye’deki ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki asker üniforması giymiş ajanları tarafından tasfiye edilmek için tespit edilmiş TÜRK SUBAYLARINDAN birisiydi. İstanbul’da 1. Ordu’da yapılan savaş oyununa katılmadıkları halde, katılanların büyük bir bölümü ile ilgili savaş oyunlarında suç olmadığı için işlem yapılmadığı halde, ajanlar tarafından BALYOZ adlı sahte bir plan üretilmiş ve tasfiye edilmek istenen TÜRK SUBAY’larının isimleri bu plana monte edilerek, subaylar önce tutuklanmış sonra mahkum edilmişlerdir. Bu konuyu kapsamlı bir şekilde “Kendi Ülkesinde Kuşatılan Ordu Türk Silahlı Kuvvetleri” adlı kitabımda ele aldım.
Türk Ordusunu ve TÜRK SUBAYLARINI küçük düşürmek için Balyoz sahte planına Fatih Camisi’nin bombalanması gibi Türk halkını ordudan soğutacak malzemeler eklemişlerdi. Oysa Türk Ordusu’nu biraz tanıyan herkes bilir ki; bakın altını çizerek söylüyorum, dini duyguları zayıf bile olsa bir Türk subayı Fatih Camisi’ni bombalamak yerine kafasına sıkmayı tercih eder. Bu arada yoğun bir medya bombardımanı ile senelerce süren ordu düşmanlığı ile Ergenekon, Balyoz, Casusluk ve diğer mahkemeler ile Türk Ordusu’nun moral duygusu ve silah arkadaşlığı perişan edildi. Silah arkadaşlarını arkadan vuran üniformalı ajanların önleri açıldı. Yukarılara tırmandılar. Askeri şuralar öncesinde terfiler için kimlere neler teklif edildi, hangi askeri şurada kaç ajanın terfi ettiği ve kimler olduğu artık ortaya dökülmüş durumda. Ancak gelelim bugünkü konumuza. Hani Fatih Camisi’ni bombalayacak kadrodan birisi olan Murat Albayımızın şehit olmasından sonra değerli kardeşim Müyesser Yıldız odatv’de Murat Albay ile ilgili bilmediklerimizi yazdı. Şimdi Yıldız’ın satırlarından okuyalım:
“Murat Albay Kocatepe Camisi’ndeki törenden sonra Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. Çok özel bir kefenle. İşte o kefenin sırrı: Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp Libya’daki tahliye operasyonunun ardından Komodor olarak yeniden denizlere açıldı. Mısır kıyılarında demirlediler. Bir süre orada kalacaklardı. Tüm gemilerde şu anonsu yaptırdı: “Umreye gitmek isteyen arkadaşlar adını yazdırsın.” Listeler geldi. Lâkin adını yazdırmayanlar vardı. Gitti hepsine tek tek, “Umreye gelmek istemiyor musunuz?” diye sordu. İstiyorlardı, istemesine de paraları yoktu. Murat Albay üstlendi masraflarını, otobüsler tuttu ve hep birlikte Umre’ye gidildi. Murat Albay ihrama girdi. Vasiyeti vardı; O ihram örtüsü kefeni yapıldı!.. “Camileri bombalayacaklardı” iftirasıyla, kendi askerini hapislerde çürüten ve öldürenlerin yüzü hiç kızarır mı?” Murat Albay’ın odatv’de Umre’de üç arkadaşı ile çekilmiş fotoğrafı var. Üç kişiden ikisi albay ve Balyoz’dan mahkum.
Bu süreçte yargılanan bir diğer subay olan Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, odatv’de yayınlanan yazısında şöyle diyor: “Murat’ı öldürenler, Murat’ın katilleri aramızda. Dikkatlice baktığınızda mutlaka göreceksiniz. Bakın birisi haki üniforma giymiş seninle aynı karargahta çalışıyor. Diğeri aynı gemide görev yaptığın beyaz üniformalı devre arkadaşın. Beraber kol uçuşu yaptığın pilot, uçağının bakımını yapan makinist de onların arasında. Hiç uzaklarda aramayın. Bakın aynı mahallede büyüdüğünüz polis üniformalı çocukluk arkadaşın da onlardan birisi.”
Evet, 2007’den bu yana süren operasyonun ilk sinyali, 2000 yazında ABD Kara Kuvvetleri Komutanlığı dergisi Parameters’da doktoralı istihbaratçı M. Hickok tarafından verilmişti. Hickok şöyle diyordu: “Modern silahlara ve gelişmiş kabiliyete sahip olan Türk Ordusu, ülke içinde kültürel ve anayasal gücünde önemli değişiklikler yapılmadıkça ne kısa vadede komşularına ne de uzun vadede Türkiye halkına rahat yüzü göstermeyecektir.”
Ancak böyle bir operasyonu yapabilmek için bu operasyona destek veren bir “Türk” hükümetine ve TSK içinde iş birliği yapılabilecek, silah arkadaşlarına tuzak kuracak, onları arkadan vuracak, onları hapishaneye ve ölüme yollayabilecek “adamlara” ihtiyaç vardı. Bu adamlar olmadan Türk Ordusu içeriden ve arkadan vurulmadan hiçbir plan başarılı olamazdı. Balyoz, Ergenekon, Casusluk, Poyrazköy vs. diğer uydurma davalarda yargılanan TÜRK SUBAYLARI, NATO ajanı alçaklardan çok daha iyi Müslümanlardır. Türk tarihi, Türk Milleti ve Allah, onları Türk Ordusuna ve silah arkadaşlarına kurdukları komplodan dolayı affetmeyecek.

Yazarın Diğer Yazıları