Mümtehine suresinin Türkçe anlamı nedir?

Mümtehine suresinin Türkçe anlamı nedir?
Medine’de inen Mümtehine suresi 13 ayetten oluşmaktadır. Adını 10. Ayetindeki "imtehınû" alan Mümtehine suresinin Türkçe anlamını sizler için derledik. İşte Mümtehine suresinin Türkçe anlamı..

Adını, 10. âyette geçen "imtehınû" kelimesinden alan Mümtehine suresi Medine''de inmiştir; 13 âyettir.

MÜMTEHİNE SURESİNİN TÜRKÇE ANLAMI

1. Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin.

Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah''a inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi

(yurdunuzdan sürüp) çıkardıkları halde siz onlara sevgi ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda

savaşmak ve benim rızamı kazanmak için çıktınızsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz?

Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa

doğru yoldan sapmış olur.

2. Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle

uzatacaklardır. Zaten inkar edivermenizi istemektedirler.

3. Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler. Çünkü Allah aranızı

ayırır. Allah yaptıklarınızı görendir.

4. İbrahim''de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir misal vardır, onlar

kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah''tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi

tanımıyoruz. Siz bir tek Allah''a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık

ve nefret belirmiştir." Yalnız İbrahim''in babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat

senin için Allah''tan (gelecek) hiçbir şeyi (önlemeye) gücüm yetmez." demesi hariç. Rabbimiz!

Yalnız sana dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır.

5. "Rabbimiz! Bizi inkar edenler için bir fitne kılma, (onlara mağlub etme!) bizi bağışla! Ey

Rabbimiz! Yegane gâlib ve hikmet sahibi ancak sensin."

6. Andolsun, onlarda sizin için, Allah''ı ve ahiret gününü arzulayanlara güzel bir örnek vardır.

Kim yüz çevirirse şüphesiz Allah, zengindir, hamde layık olandır.

7. Olur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah

gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

8. Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere

iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever.

9. Allah sizi, ancak sizinle din hakkında savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız

için yardım eden kimselere dost olmaktan men eder. Kim onlarla dost olursa işte zalimler

onlardır.

10. Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin.

Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu

öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara

helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini

kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları

nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah''ın hükmü

budur. Aranızda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.

11. Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de savaşta galip durumda olursanız,

eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah''a karşı

gelmekten sakının.

12. Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip Allah''a hiçbir şeyi ortak koşmamaları,

hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında

bir iftira uydurup getirmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana bey''at

ederlerse onların bey''atlarını al ve onlar için Allah''tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok

bağışlayan, çok merhamet edendir.

13. Ey inananlar, Allah''ın gazab ettiği kimselerle dostluk etmeyin. Kâfirler, mezarlık

halkından nasıl ümidi kesmişse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmişlerdi.