Muhatap almadınız mı?!
Ahmet Davutoğlu partisinin Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerindeki belediye başkanlarını Ankara’da toplayıp demiş ki: “Çözüm sürecinde bazı çevreleri muhatap almamız Kürt kökenli vatandaşlarımızın yegane temsilcisi olduğu anlamına gelmez.”
PKK/HDP muhatap değil de ellerine tutuşturduğunuz yol haritası neyin nesi?
Muhatap değil de 1 Ekim’de Resmî Gazete’de yayınladığınız “Çözüm süreci” kanunu ne demek oluyor?
“Çözüm” diye bir şey olamaz! Ne zaman “çözüm” derseniz o zaman “çözülme” başlar. Görünen de o. Anayasa var, kanunlar var... Her şey orada yazılı:
Ülkenin kuzeyi, güneyi, doğusu, batısı, kuzeydoğusu güneydoğusu yoktur; Türkiye Cumhuriyeti vardır. Anayasa ve kanunları uyguladığın an mesele bitmiştir. Birileri hâlâ dağlarda geziniyorsa, Anayasa ve kanunların verdiği yetkiyle te’dib edeceksin.
Mustafa Kemal’in Millî Mücadele’ye başlaması ve sonraki gelişmelerde aldığı tavırları bir bir inceleyin. En zor zamanda ülkenin birliğini nasıl koruduğunu görün. Eğer gevşek tutsaydı Sevr’in bile ötesine geçilir, Anadolu’da bir “Türk” dahi kalmazdı.
Her eline silâh alana istediğini verirsen neticeye varamazsın. Senin “ümmet” anlayışında da bu yoktur.
Muhataplarınız adımlarını bir adım geri, iki adım ileri atıyorlar.
En güvendiğiniz adam Abdullah Öcalan’ın sözlerine dikkat edin; bir yumuşak açıklamasının ardından sert açıklaması gelmiyor mu?
A. Öcalan’ın Kandil için bittiğini, sadece “idare edildiğini” hâlâ anlamadınız mı?
“Çözüm” dediğin hakikaten nedir?
Bir taraftan verip bir taraftan savaşmak mı? Sen kendi ülken içinde, kendi toprağını, Esad’ın ordusu gibi, Bağdat’ın ordusu gibi bombalıyorsun!
PKK her gün saldırıyor. Asıl başkaldırısı, halkı sokağa dökmesi, sonra... 7-9 Ekim arası yakıp yıkmaları “başarıları”nın nereye varacağını gösterdi.
Hem bombalıyorsun, hem muhatap alıyorsun.
Milleti kandırmayın. Terör bitecek mi, bitmeyecek mi? Adamlar ellerinde silâh olmazsa hiçbir şey kazanamayacaklarını biliyorlar. Çünkü sen onlara silâh kullandıkça verdin. Kendi valilerini, emniyet müdürlerini pasifleştirdin... Orduya, “Sakın silâh kullanma!” dedin: Bırakın yaksınlar, bırak yıksınlar, bırakın yolları kessinler, bırakın öldürsünler...
En son Hizbullah, PKK’ya karşı bildiri yayınladı, “Bugüne kadar yapılan saldırılara karşılık verildiği gibi bundan sonra da yapılacak saldırılara en azından misli ile karşılık verileceği bilinmelidir.” diyor
Acaba, Adana’da, PKK’nın gazetelerini dağıtan birinin eski Hizbullah eylemi gibi öldürülmesi bir işaret mi?
PKK yüzünden başka gruplar da silâha sarılıyor. Yakında ülkemizde IŞİD’in terör estirdiğini duyarsak şaşırmayalım.
Bitirin şunları, ülke rahat etsin. Bitirmezseniz sonunda sizi halk bitirecek!
Bilgiçlik taslayanlar İngiltere’nin IRA ile, İspanya’nın ETA ile masaya oturuşunu ve vardığı neticeleri özene, özendire anlatıyorlar. Ta İspanya’ya, Bask bölgesine giderek vaziyeti yerinde araştırdım. PKK, ne IRA’ya, ne ETA’ya benzer. Sakın kıyaslamayın. Yanılır ve yenilirsiniz!
Tek hedefe kilitlenmelisiniz; PKK’yı bitirme hedefine..