Millî vicdanı sızlatmak...

"Papaz Brunson'un tahliye kararı millî vicdanı rahatsız ve huzursuz etmiştir. İfade değiştiren gizli ve satın alınmış tanıklar, davanın savcısında yapılan değişiklikler soru işaretlerini güçlendirmiş, şaibeleri artırmıştır.

Türkiye'nin aleyhine faaliyetlerin merkezinde yer alan, terör örgütleriyle irtibat ve iltisakı tespit edilen bir şahsın siyasi baskı ve şantajlarla serbest bırakılması geldiğimiz bu aşamada düşündürücü, bir o kadar de esef vericidir.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına bir üst mahkemede itiraz hak ve süreci vardır. Kuşkusuz bu temin edilmek durumundadır. Rahip Brunson Davası'nın hem hukuki hem de siyasi boyutunun varlığı her türlü izahtan varestedir. Hukuken sancılı ve sakat bir seyir izleyen davanın, özellikle ABD tarafından Türkiye'ye yönelik tehdit ve baskıya dönüştürüldüğü ortada. Siyasi ve ekonomik operasyonların bahanesi olarak görüldüğü herkesin malumu.

ABD Başkanı Trump ve yardımcısı Pence'in dozajı gittikçe artan yaptırım tehditleri, sabır ve tahammül ölçülerini aşan husumet dolu açıklama ve mesajları Brunson Davası'nı gölgelemiş, meseleyi hukuki içerikten ziyade siyasi anlaşmazlık ve çatışma konusu hüviyetine büründürmüştür.

Papaz Brunson, kabul edilemez ve vicdan sahibi her insanımızın itiraz ettiği karanlık bir sürecin sonunda serbest kalmıştır."

Kişisel yorumum

Yukarıdaki sözler bana ait değil. Ancak, noktası virgülüne kadar katılıyorum. Altına imzamı da atarım.

Ak Parti'nin dümen suyuna girmiş, her icraatına elindeki tuzlukla koşmuş bir iktidar ortağının çıkışı. Bana "oh, nihayet" dedirtti. Hele Devlet Bahçeli'nin "Veraset Hukuku"nu ayaklar altına alma, yasaları çiğneme hazırlığına başlayan -cumhur ortağını- dahi destekleyeceğini açıklamasından sonra... İşte bu ortamda MHP Genel Başkanı'nın Brunson skandalına karşı çıkışı içimi biraz soğuttu. Rahmetli Alparslan Türkeş'in kabirdeki duruşunu da biraz rahatlattığından şüphem yok.

Malum takım

Papazın tüm iç ve dış medyada manşetlere taşınan ABD'ye yollanış şekli, meydanda. Bir de bizim yandaş medyaya iyi bakın. İçlerinden en saldırganının haberi yansıtış biçimi utanç verici; "birinci sayfanın eteğinden". Bu tabir gazeteciliğe hastır. Yine de bravo. Devam sayfasında tek sütun da verebilirlerdi. Hatta hiç görmeyebilirlerdi!

Ya demeçler

İktidara mensup ve gönüllü sözcüler diğer ibret örnekleri. Bunların arasında yenisi -Cumhurbaşkanlığı İletişim Danışmanı- Fahrettin Altun da yer aldı. Ömer Çelik'ten taaa tepeye kadar "tahliye kararını, kahramanlık destanı gibi göstermeye çalıştılar." Daha fazla uzatmak istemiyorum. "Bu köşede defalarca yazdıklarımızı hatırlayın" demekle yetineceğim. "Öyle veya bırakacaksınız" diye vurguladıklarımızı hepiniz biliyorsunuz. Bunlara sadece bir cümle ilave edeceğim; "Adamlar, öpe öpe aldılar."

Sizlere kalan sadece "geçmiş olsun!"

***

Karşılıklı mesajlar

Eczacıbaşı Holding'in Medya İlişkileri Direktörü Cem Tanrıkılıcı'ndan bir mesaj aldım:

"Değerli üstadım,

Bir meslek büyüğümün takdirinden büyük mutluluk duydum. Yazınızdaki nazik ifadeleriniz için yürekten teşekkür ederim.

Saygılarımla."

Yeri geldi Bülent Eczacıbaşı'nın katıldığı CNNTÜRK'teki Hafta Sonu programından biraz söz etmek istiyorum. Sevgili dostum, hobileri arasında fotoğrafçılığı ilk sıraya oturttu. Bu çok normal. Amcası merhum Şakir Eczacıbaşı ekolünden geliyor. Sosyal medyadaki "Bahattin" yanı da ifşa edildi.

Aklıma Güldür Güldür'deki Sultan Bahattin geldi. Bülent Bey'in mizah yönünü anlamak için iki yol var. Ya birlikte seyahat edeceksiniz, ya sofrasında bulunacaksınız...

***

YARDIM ALIYORUM: Adana'dan Erol Alat'ın gönderdiği de gururumu okşadı, teşekkürlerimle yayınlıyorum:

"Burhan Bey, yazılarınızı kefir içer gibi okuyorum. Hayret ediyorum. Ben doğru dürüst; sadece ilkokul öğretmenimin ismini hatırlıyorum. Siz maşallah anıların ayrıntılarıyla birlikte kahramanlarının isimlerini de yazıyorsunuz. Bunun sırrı nedir? Selamlar."

Sayın Alat anladığım kadarıyla benden 10-12 yaş küçük. Kendine haksızlık etmesin. Zaman zaman unutkanlıklar yapıyorum. Bereket çalışma arkadaşım Esat Atalay var. Gerektiğinde müdahale ediyor.

DUYURU:

Türkçe Gönüllüleri'nden Hüseyin Movit bugün CRI TÜRK radyoya konuk olacak. Irmak Hekimoğlu'yla yapılacak söyleşide konu belli, Türkçe. Başlangıç saati 14:00. Kanalın İstanbul'daki yayın frekansı 89.4. Tüm gönüllülere duyurulur.

...

GÜNÜN SÖZÜ

İtaat etmesini bilmeyen, hükmetmesini de bilmez. Aristo

Yazarın Diğer Yazıları