Millet ittifakı: Millî uyanış-millî birlik
İlk adım referandumda atıldı, sonuç çok başarılı oldu. Kanuna rağmen, geçerli sayılan 2,5 milyon mühürsüz oy olmasaydı, tek adam anayasası reddedilecek, Türkiye kurtulacaktı. Nereden mi biliyoruz, açık değil mi? Böyle olmasaydı, kanun çiğnenir miydi? Vatandaş, bu oylar dışarıdan sokuldu der miydi?
Bu oyun ile referandumu tek adam kazandı, ama gerçek zafer, "Hayır İttifakı"na giden yolun açılmasıyla sağlandı. Şimdi de "Cumhur İttifakı" oyunu çıktı. Oyunu bozan da, "Millet İttifakı" oldu. Biri oyun kuruyor, öteki bozuyor; ne âlâ. Demek ki, vakti saati gelince, oyun kâr etmiyor.
Bunlar yaşananların tespitinden ibaret. Asıl söylemek istediğimiz "Millet İttifakı" idrakinin doğuşu ve misyonu. Mülkün sahibi Türk Milletinin sinesinden doğan bu oluşum, seçimleri kazanıp "beka" sorununu çözerek normalleşmeyi sağlayabilecek mi? Türkiye lokomotifi rayına konacak mı? Bunun cevabı "Millet ittifakı"nı kuranların elindedir.
Bunun için kısa, orta ve uzun dönemi kapsayan bir ilkeler mutabakatına ihtiyaç var. Bu dönemlerde; öncelikle seçimlerin kazanılması, "güçlendirilmiş parlamenter" siteme dönüş, hukuk devleti, demokrasi, millî eğitim ve ekonomide toparlanma, cumhuriyetin kuruluş esaslarından millî ve üniter devlet yapısının güçlendirilmesi, tam bağımsızlık gibi konulara yer verilebilir.
Örnek olarak sıralanan bunun gibi konularda mutabakat şarttır; çalışmalar şimdiden başlatılmalıdır. Askerî stratejinin bir kuralı var; "yığınaktaki hata harbin sonuna kadar sürer" diye. Bu kural silahsız mücadele denilen siyaset için de geçerlidir. Yapılacak ilk iş, SP Genel Başkanı Karamollaoğlu'nun da söylediği gibi ilkelerde anlaşmaktır. Şöyle bir teklif yapabiliriz: Vatanın bütünlüğü, milletin birliği ile devletin egemenliği ve tekliği konusu, ortak payda olmalıdır. Diğer konularda farklı görüşler olabilir, ama bu üç temel esasta ayrı görüşler kabul edilemez. Zira biri olmadığında, diğerleri de önemini kaybeder, "bekamız" (varlığımız) yok olur.
Millet İttifakı, bu temel esaslarda mutabakat sağlayabilir mi? Uzaklara gitmeden partileri temsil eden açıklamalara bakalım:
CHP Seçim Bildirgesi: *Kürt Sorununu eşit yurttaşlık ilkesi ve diyalog temelinde, salt güvenlikçi anlayışa teslim olmaksızın, cesaret ve kararlılıkla çözeceğiz. * Kamu hizmetlerinin eşit yurttaşlık temelinde tüm yurttaşlarımıza eksiksiz olarak götürülebilmesi için ana dili Türkçe olmayan yurttaşlarımızı da gözetecek bir anlayışı hayata geçireceğiz.* Terörle Mücadele Kanununu demokratik ve özgürlükçü bir reformdan geçireceğiz.* Koruculuk sistemini kademeli olarak kaldıracak, korucular için yeni istihdam olanakları yaratacağız.* Merkezi ve yerel yönetimler arasındaki yetki ve sorumluluk paylaşımını yerelleşme esasına göre yeniden düzenleyeceğiz. * Kamu yerel birimlerinin idari ve mali özerkliklerini sağlayacağız. Türkiye'nin idari yapısını yerel yönetimleri daha güçlü ve özerk hale getirecek şekilde yeniden yapılandıracağız. * Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki çekinceleri kaldıracağız. Yer ve yörelerin özgün isimlerini iade edeceğiz.
İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener: Konuyu "Kürt sorunu" olarak tarif ederseniz,- bunu Sayın Erdoğan tarif etti-o zaman çözümünü siyasi olarak bulmak zorundasınız. Yani, ekonomik yatırım çözmez, eğitimi iyileştirmek çözmez. Bu cümlenin manası şudur. Kürt olduğu için sadece etnisitesinden dolayı, hukuk, adalet ve demokrasi ile ilgili her türlü ayrımcılığa kurumsal olarak maruz kaldığınız anlaşılır. Bunu düzeltmenin yolu da siyasi çözümdür. Bu durumda neyi tartışırsınız, özerkliği tartışırsınız, eyaleti tartışırsınız, federasyonu, tartışırsınız, ayrılmayı tartışırsınız. HDP esir, HDP'nin üstünde PKK'nın eli var. PKK nedir; ayrılıkçı silahlı bir terör örgütüdür.
SP Seçim Bildirgesi: Kürt sorununu hak ve adalet ekseninde çözmekte kararlıyız… Kürtler ve Türkler aynı dinin mensubu, ortak bir tarihin çocukları, aynı kültürün renkleri ve aynı vatanın evlatlarıdır. Türkler ve Kürtler, bir vücudun azaları gibidir. Aslında Türk'ün Kürt diye, Kürt'ün de Türk diye bir meselesi yoktur. Meselemiz milletimizde değil, mesele bu milleti bölmeye, ayrıştırmaya çalışan yaklaşım ve politikalardadır.
Öcalan, İmralı mutabakatı [Devlet yetkilileri ile Öcalan arasında]: Bu süreçte yeni anayasa konusunda dört parti tam bir mutabakata varamasa da uzlaşılan noktalar ilan edilecek.* Kürt Sorunu'nun çözümü, demokratikleşme çerçevesinde nötr bir vatandaşlık tanımı. Yani ne herkesi Türk ilan eden, ne de Kürtler üzerinden bir tanımlama olacak. Yeni tanım "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı" * Demokratik Özerklik yerine yerel yönetimlerin güçlendirildiği gerçek anlamda bir demokratikleşmeye gerek olduğu, * Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi.* Türkiye, Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Sözleşmesi'ne koyduğu şerhi kaldıracak.
Gerçekler ortada. Türkiye uçurumun kenarında. Ülkemizi bu durundan kurtaracak Millet İttifakı'ndan başka bir ümit de görünmüyor. Bu bakımdan yukarıda bahsettiğimiz vatanın bütünlüğü, milletin birliği ile devletin egemenliği ve tekliği konularında, şimdiden uzlaşılması şarttır. Benim partim, benim ideolojim gibi kısır anlayışlar, millî varlığımızın üstünde görülemez. Bu tarihi fırsat heba edilemez.