'Millet Gerçeği ve Türklük'

Türk Yurdu dergisinin son eylül sayısının dosyası: "Darbe Millet ve Millî Egemenlik". Türk Ocakları Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz "Millet Gerçeği ve Türklük" başlıklı makalesinde, Türklüğün mahiyetini açıklıyor, "Irk" ve "Türk" ayrımını kesin çizgilerle ortaya koyuyor. Türkiye'de "Türk" düşmanı bir zümre var ve bu zümre düşmanlığına Kur'ân'dan kaynak arayarak, dinimizi mülevves emellerine âlet ediyor. Derginin yazılarına sonra döneceğim. "Osmanlı" deyince mayışanlara hatırlatırım: Türk Ocakları'nın başındaki Mehmet Öz bir tarihçi ve Osmanlı Devleti'nin kuruluş aşamalarını en iyi bilen, efsaneyi ve tarihî hakikati birbirine karıştırmayan sayılı ilim adamlarımızdandır.

"Siyasî İslâmcılar" arasında "Türk" düşmanlığı yaygın... Onların art niyetlerini ortaya koymazsanız, halk yazdıklarını Kur'ânî sanacak ve tereddüde düşecek. Onun için "Türk"e karşı kalemini kılıç gibi kullananları açık zikrediyorum; insanlarımız onları tanısınlar. "Dernek" statüsünde yayılmış "nifak projesi"nin unsurları, bunları, "zehir" saçmaları için, il il dolaştırılıp konferans verdirtiliyorlar. Bu "nifakçılar"ın isimleri bilinirse, insanlarımızın konferansta soru sorma imkânları olur; halkın zehirlenmesinin önüne geçilir.

"Selahaddin E. Çakırgil" ismini kullanan bir zatın iki de bir "Türk"e tavır almasını tenkit etmiştim. Mehmet Yılmaz'dan bir e-posta aldım. "Irk" meselesini daha açıyor:

"Irkçılıkla ilgili bugünkü ve daha önceki yazılarınızı okuyorum. Önemli örneklemelerle açıklama yaptığınız hâlde bazıları anlamamakta inat ediyorlar.

Kur'ân'da ve Peygamberimizin sünnetinde ısrarla 'sıla-i rahîm'den bahsedilmektedir. Okuduklarımdan 'sıla-i rahîm'in, kan bağı olanlara yapılması gerektiğini anlıyorum. Dolayısıyla kişi, kan bağı olmayan, yani soyundan gelmeyenlere 'sıla-i rahîm' (akrabalar ile ilişkinin devamlılığı) yapamamaktadır. Dolayısıyla 'sıla-i rahîm' ırkçılık mıdır?

Peygamberimizin Yahudi olan eşi Hz. Safiyye, Peygamberimizden kalan mirasın bir kısmını Müslüman olmayan kardeşine verince ashap bu konuda tartışmış ve verebileceği kararına varmış. Hz. Safiyye ırkçı mıdır?

Cenab-ı Hak, Peygamberimize tebliğine önce akrabasından yani en yakınından başlamasını emrediyor. Bu -haşa- ırkçılık mı?

Kur'ân, kişilerin, kendi soyundan olanların çokluğu ve gücü ile diğer insanlara üstün olduğu anlayışına sahip olunmamasını ve övünülmemesini emrediyor. Aynı soydan bile bazıları kendilerini diğerlerinden üstün görebilmektedir ki, Allah'ın yasakladığı hususun bu olduğunu değerlendiriyorum.

Takva (Allah'tan sakınma olarak biliyorum.) konusu soyla, ırkla nasıl ilişkilendirilebiliniyor, anlamadım. Takvanın tamamen Allah'a olan imanla ilgili olduğuna, dolayısıyla sadece iman edenlerle ilgili olduğuna inanıyorum. Okuduklarımdan, ister aynı soydan, ister değişik soydan olsun fark etmediğine; mezhep, meşrep, tarikat, cemaat vs. inananlar arasında her bireyin takvasını sadece Allah'ın bilebileceğini anlıyorum. Sadece inananların bunun gayretinde olabileceğini ve bu gayretin de yine sadece Allah tarafından bilinebileceğini anlıyorum.

Atalarımızınçok güzel bir sözü var: 'Hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde!'

Tabiî bir de Allah, insanların yaptıklarına değil; niyetlerine bakıldığını (bu "niyet" kavramından, kişinin bilinçli kararlarını ve bu kararları uygulamaya geçirme teşebbüsü olarak anlıyorum.) ve hesaba da bu niyetlerden çekileceğini buyuruyor." (Mehmet Yılmaz).

Yazarın Diğer Yazıları