Millet anayasasının sahibidir
18 Şubat Cumartesi günü Ankara bir dirilişi yaşadı. Türk milliyetçilerinin "Yeni Anayasaya Hayır" şöleni... Bu şölen salon toplantısını çoktan aşmış, muhteşem bir diriliş mitingi olmuştur. Yurdun doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine milletinin büyüklüğüne inanan ve O'nun için her fedakarlığa hazır olan milliyetçiler vatan coğrafyasının her bir köşesinden koşmuş, gelmiş Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Salonu'nu doldurmuştur. "Her şeyden önce vatan, millet, cumhuriyet ve Atatürk" diyenler Kars'tan Edirne'ye, Sinop'tan Hatay'a "Aşık'a Bağdat sorulmaz, ufukları aşar gider" diyerek Ankara'ya ulaşmışlardı. Tespit edilebilen otobüs sayısı 500'ü aşmıştı. Özel arabaları, minibüsleri saymak mümkün değildi. Kültür merkezinin muhteşem salonu, koridorları, dev bahçesi ve yeşil alanları tamamen dolmuştu. Konunun uzmanları en az 10 bin kişi olduğunu belirtiyorlar. Muhalefet grubunun Sayın üyeleri Meral Akşener, Ümit Özdağ, Koray Aydın, Sinan Oğan'ı gönülden tebrik ediyorum. Hiç şüphesiz onların cesur gayretleri, mücadeleleri milliyetçilik selinin önündeki bütün engelleri yıkmıştır. MHP Yönetimi ihraç diyen ve başka bir kelime bilmeyen papağana dönmüştür. Bu yoldaki inatları sonucu; kendilerini yalnızlığa mahkûm etmişlerdir.
***
18 Şubat günü toplanan Milliyetçiler "Anayasa Oylamasına Hayır" toplantısı şu iki gerçeği ortaya koymuştur:
Birincisi; Devlet Bahçeli'nin başında bulunduğu MHP artık bir tabela partisidir. Ruhunu kaybetmiş, aklını, iradesini, şahsiyetini AKP'ye terk etmiştir. MHP Osmanlı'nın son dönemindeki İstanbul Hükümeti gibidir. Güçsüz, tabansız, iradesiz, heyecansız bir siyasi heyettir. Bunun karşısındaki Ankara TBMM Hükümeti ise ümit doludur, heyecan ve hedef sahibidir, kararlıdır. Millet tabanına dayalıdır. Başında yarının Atatürk'ü Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları vardır. İşte benim gördüğüm tablonun özü budur: Devlet Bahçeli ve ekibi artık İstanbul Hükümetidir.18 Şubat'ta yaşadığımız "Ülkem için Hayır, ülküm için Hayır" toplantısı mevcut MHP yönetiminin bittiğinin ifadesidir.
İkinci tespitime gelince: Dünyanın kaderini inanca dayanan fikirler tayin ediyor. Milliyetçilik insanlığa yön veren, ışık tutan en yüce inançlardandır. Bizim milliyetçiliğimiz dil, tarih, din ve coğrafyaya dayanır. Milletimiz tarihin hiç bir döneminde kan esasına dayanan bir milliyetçilik anlayışını benimsemedi. Atatürk; "Milli Mücadeleyi yapan halka Türk denir" dedi ve mensubiyet şuurunu pekiştiren (Ne Mutlu Türk'üm diyene) sözüyle Türklüğün bir kan bağı değil mensubiyet şuuru olduğunu ifade etti. Yine Atatürk; (Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli yüksek Türk Kültürü ve Türk Ordusunun kahramanlığıdır) diyerek devletimizin sonsuza kadar var olmasının sırrını "Türk kültürünün yüksekliğine inanarak bu kültürü tanımak, sevmek ve geliştirmek" olduğunu ifade etmiştir. Buna bağlı olarak silahlı kuvvetlerimizin tarihi geleneği içinde, yüksek donanımlı, mükemmel eğitimli, gıpta edilen bir disiplinle güçlü bir ordu olmasının elzem olduğunu belirtmiştir.
***
Bu yeni Anayasaya "Evet" demek Atatürk'ün ve Cumhuriyeti kuran yürekli kadronun büyük emaneti Cumhuriyetimizi, O'nu kuran şanlı mücadeleyi inkar etmektir. Bu sebeple bütün cumhuriyetçilerin hürriyetin kutsallığına inanmış olanların ve demokratların hep beraber "HAYIR" deme zamanıdır. Hür, başı dik cumhuriyet vatandaşı olmayı adı ne olursa olsun tek kişinin emrine, köleliğine terk etmeyiz. Ankara'ya yurdun dört bucağından gelen Aziz Türk Milliyetçisi kardeşlerime sevgilerimi, inançlarına olan hiç sarsılmayan bağlılıklarına saygılarımı sunuyorum. Hep beraber ülkemiz ve ülkümüz için "HAYIR!" diyeceğiz.
Ankara bu toplantı ile diriliş şuuruna ererken; İstanbul'da CHP 'Anayasa Değişikliği Nedir?' toplantısı yapıyordu. TV'de gördüğümüz kadarıyla o salon da duvarları zorlayan bir kalabalığa sahipti. Türkiye Barolar Birliği'nin Sayın M. Feyzioğlu'nun başkanlığında Anayasa değişikliğinin gerçeğini anlatan çalışmaları son derece faydalı olmaktadır. Bu arada Vatan Partisi de Anayasa değişikliğine karşı tüm organlarıyla sürekli biçimde mücadele vermektedir. Demokrat Parti'nin içinde bulunduğu güçlüklere rağmen Anayasa değişikliğine "HAYIR!" kampanyasında söyledikleri ve verdikleri mücadele yarınların bereket ifadesidir. Kısaca vatandaş olmanın şuuruna, sorumluluğuna sahip herkes, bu Anayasa değişikliğine karşıdır.
Türk Milleti devletine, devlet büyüklerine saygılı, uyumlu bir millettir. Ancak millî mukaddeslerine hakaret edildiğinde diline, dinine, tarihine milletinin yetiştirdiği büyük adamlara saygısızlık edildiğinde asla affetmez. Bu millet milli kaderini kimseye teslim etmeyecektir. Aziz milletimizin büyük çoğunluğu referandumda "HAYIR!" diyecektir. Cumhuriyetçiler, hürriyetlerinin sevdalıları, hukukun üstünlüğüne inananlar Atatürk'ün ışıklı yolunda sapmadan yürüyenler "HAYIR!" diyoruz, "HAYIR!" diyeceğiz. Anayasamıza, devletimize sahip olacağız.
Yarınlar bizimdir, bizim olacaktır.