MHP'lilerin en acil görevi!
Prof. Dr. İskender Öksüz'den bir mesaj aldım:
Değerli kardeşim ve dostum Arslan Beğ,
Rize'de CIA yazınızı, her yazınız gibi takdirle ve severek okudum. Fuller ve Henze adına yazdıklarınızın bu zatların genel tutumuna ne kadar uygun olduğu malûmdur. Ancak sanki bu defa daha elle tutulur bir alıntı gibi geldi. Öyle ise kaynak çok hora geçer.
"Graham Fuller ve Paul Henze, 1980'li yıllardan itibaren, 'Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol Ilımlı İslâm'dır. Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir.' demeye başlamıştı."
Bu arada size, Edward Said'den Mısır hakkında bir alıntı... O devrin Cromer'i ile bugünün Fuller ve Henze'si ne kadar benziyor!
Mahkûm ırktan gelen tekliflerin ne derece ciddîye alınması gerektiğini Cromer'in Mısır milliyetçiliğini toptan reddedişinde görebiliriz. Hür yerli kurumlar, yabancı işgalinin kalkması, kendi kendini yürüten millî istiklal: Bu pek de şaşırtmaması gereken talepleri Cromer sürekli reddediyor ve açıkça şunu söylüyordu:
"Mısır'ın gerçek geleceği sadece yerli Mısırlıları kucaklayacak dar bir milliyetçilikte değil... fakat daha geniş bir kozmopolitliktedir. Mahkûm ırklar kendileri için neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilemezler."
Edward Said, "Orientalism", Penguin Classics 2003, sayfa 37.
Elinize, aklınıza sağlık...
Sevgi ve saygı ile...
***
Şimdi bu hatırlatmanın ışığında Türk milleti için neyin iyi neyin kötü olduğuna kimin karar verdiğine bakalım!
Türkiye için "Yeni Anayasa" yapılmasını kim istiyor?
Bu konuda Onur Öymen'in tarihi tespitini tam zamanı olduğu için "hatırlatmak" istiyorum.
Öymen, Eğitim-İş'in İzmir 3 No'lu Şubesi'nin 9 Nisan 2016 tarihinde düzenlediği "Hükümetin Dış Politikası ve Yeni Anayasa Tuzağı" konulu panelde özetle şöyle demişti:
* "Türkiye'ye yeni Anayasa gereklidir", "Yeni anayasa yapılmalıdır" sözleri yıllardan beri Amerikan düşünce kuruluşlarının raporlarında tekrarlanıyor. Üstelik raporlarında bir de "Yeni anayasada Türk kelimesi geçmesin" diyorlar.
*2. Dünya Savaşı bittikten sonra Amerika'nın ilk yaptığı işlerden biri Japonya'ya yeni bir anayasa kabul ettirmek olmuştur. Bugün de yürürlükte olan Japon anayasası işgal kuvvetlerinin komutanı General Mc. Arthur'un hukukçu subayları tarafından hazırlanmıştır
*1948 yılında, galip devletler Londra'da Alman Anayasası'nın esaslarını saptıyorlar. Bu işle görevlendirilen komisyonlarda Almanlar yok. Bugün yürürlükte olan Alman Anayasası, esasları Londra'da hazırlanan bu anayasadır.
* Bu iki devlet savaş kaybetmiş. Savaş kaybeden devletlere, güçlü devletler diz çöktürüp, ülkelerini nasıl yöneteceklerini, ilkelerinin ne olacağını belirleyen anayasalar hazırlatmışlar. Peki şimdi Türkiye savaş mı kaybetti? Niye bize yabancılar sürekli bir yeni anayasa yapmamız için dayatıyorlar?
*Açık konuşalım, yabancılar Atatürk Cumhuriyeti'nden, Kemalizm'den rahatsızlar. Niye? Çünkü Kemalizm'in özünde, dış politikanın tam bağımsızlık esasına göre yürütülmesi var. Yabancıların tahammül edemediği bu... Çünkü istiyorlar ki stratejik açıdan hassas bölgelerde bulunan devletler, onlar ne istiyorsa onu yapsın...
Sanki Türkiye savaş kaybetti, bize dışarıdan anayasa değişikliği dayatıyorlar. İşin özü bu...
***
Gelelim başlıktaki meseleye! Durum böyleyse MHP bu tuzağa neden düştü? Devlet Bahçeli neden Türkiye'nin sonu demek olan rejim değişikliğine "evet" dedi? Bu konuyu, başta milletvekilleri olmak üzere bütün MHP'liler yeniden ve acilen sorgulamalıdır.