MHP kongresi dünya meselesi
MHP'nin kongresi dünya meselesi hâline geldi. Bütün gözler bu pazar yapılacak olağanüstü kurultayda... Bilindiği gibi bu kurultayda tüzük değişecek ve genel başkanlık seçimi için yapılacak kurultayın önü açılacak. İş burada çatallaşmış görünse de, kanunlar sarih; delege ne derse o olacak.
Ülkemizde üstü örtülü bir "dikta"nın hüküm sürdüğü değişik çevrede dile getirilen şu dönemde, Balgat Komitacıları'nın İktidar'a göz kırpması bile kanunları tersine çeviremedi. Hatta "Yeni kanun hazırlanıyor, Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelerin üyeleri değişecek." tehdidi bile Yargıtay'ın kararını etkilemedi.
MHP kongresinin neden dünyanın meselesi hâline geldiğini İktidar+MHP Mevcut Yönetimi'nin iş birliğinde aramak gerekiyor. MHP'nin mevcut yönetimi kalırsa, AKP, bu yönetimle seçime giren MHP'yi yutacak; olağanüstü kongreler yapılıp MHP yönetimi değişirse, bu parti halkın umudu hâline gelecek -ki bütün kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyor- Ak Parti, daha doğrusu Saray'ın bütün umutları, başkanlık hayali suya düşecek... Başkanlık hayalinin suya düşmesi, Ak Parti iktidarının zayıflaması demek, 17/25 Aralık yolsuzluk-hırsızlık dosyalarının, PKK'yla kankalık dönemleri, PKK'nın şehirlere yerleşmesine göz yumulması dosyalarının açılması demektir ki bu da AK Parti-Saray'ın bitişi anlamına gelir. Sonra muhakeme safhaları başlayacak...
MHP'nin mevcut yönetimi bunu elbette biliyor. Bu kadar tecrübeye sahipler. Vahim olanı da bu... Bile bile MHP'yi barajın altına sürüklüyorlar.
MHP meselesi artık memleket meselesidir. Ülkenin birliği, dirliği meselesidir.
Üst kurul delegeleri, bunun şuurunda... Görüştüğüm için biliyorum, delegeler daha bilendiler ve daha kararlılar. Kesinlikle MHP yönetimini değiştirecekler.
İşin acı tarafı; Mevcut Genel Başkan, tehlikenin derecesini ölçemiyor. Kendisine medyun olanlar dışında çevresinde kimse de kalmadı.
Dün Töre dergisinden ve bu dergiden yer alan Galip Erdem'in bir yazısından bahsetmiştim. Sanki bugünkü MHP Yönetimi'ne hitap etmiş:
"Bugün, tamamen haklı olarak, ülkücülüğe aykırı davranışlarından ötürü kınadığın ağabeylerin, senin yaşında iken, ülkücülüklerine asla toz kondurmak istemezlerdi. Ama hayat adını verdiğimiz düşmana yenildiler. (...) Yapımız çıkarlarımızdan vazgeçebilmeye müsait değildir. Hele çağımıza hükmeden maddecilik, belki de hiç kavuşulmayacak bir sevgili uğruna zahmet çekmemize, acılara katlanmamıza imkân vermiyor. (...)Hayatın boyunca, ülküsüne ihanet etmen için sayısız tuzaklar kurulacağını daima hatırında tutmalı, yenik düşmemeğe hazırlanmalısın. (...) Yenik düşmemenin ülkü kavgasını bir ömür boyu yürütebilmenin sırrı nedir? Yenilmemenin tek sırrı vardır: Nefsini yenmek!" (Töre, S. 36, Nisan 2016).
MHP'nin mevcut yönetimi nefsi için memleketi gözden çıkarıyor!
İmkân ve zaman bulabilen herkes Ankara'ya koşmalı... 15 Nisan 1978'de, büyük Ankara mitingi nasıl bir dönüm noktasıysa, 19 Haziran 2016 da bir dönüm noktası olmalıdır. Balgat'takiler kendi yalnızlıkları içinde afakanlar geçirmeli ve artık çekip gitmesi gerektiğini idrâk etmelidirler!
Bunu ancak kitleler sağlayabilir.