MHP kongresi bir ölçü olacak
Fethullahçılar öyle bir darbe vurdular ki, Türkiye'yi, 50 yıl ve hatta 62 yıl geriye götürdüler. Yüce Rabb'im! Ülkemi cemaatlerden, tarikatlardan koru! İnsanları "şeyhlerin yolu"ndan "Hak yolu"na döndür!
("62 yıl" meselesini sonra yazacağım. 1954'te çıkarılan bir kanunla, hâkimler, tedirgin edilmişlerdi!)
İşten atılanların mektuplarını burada ısrarla veriyorum. İsimlerini de yazıyorlar... Nerede nasıl bir pozisyonda çalıştıklarını da... Onların samimiyetine ister istemez inanıyorsunuz.
Mektup binlerce, belki 10 binlerce insanın iç feryadı... Korkudan kimse dönüp "mağdur"un yüzüne bakmıyor. Biz gazetecilere gelen mektupların kat kat fazlası muhalefet partilerine geliyordur. (HDP'yi "parti" saymadığımı, Türkiye'de böyle bir partinin olamayacağını tekrar yazmama gerek yok; biliyorsunuz siz.)
CHP ve MHP ne yapıyor? Hangi derde dermanlar? CHP, hani bir komite kurmuş, şikâyetleri ilgili mercilere ulaştırıyordu? Bir açıklama okumuyoruz, duymuyoruz.
MHP mi? Bir ara, "ön bahçe"ye bir liste verdiklerinden bahsedilmişti. Ne oldu? Hak aranıyor mu? Mağduriyetler giderilebiliyor mu?
MHP'den hiç umut yok. Statükocular, Saray'ın arka bahçesi olduklarını zımnen ilân ettiler. Saray'la Balgat arasındaki "çit"i rahatlıkla aşarak birbirlerine geçiyorlar. Devlet Bahçeli, hemen hiçbir toplantıya katılmazken, hususiyetle Saray'da, adlî yıl açılışı töreninde, hâkimler toplantısını teşerrüf ettiler!
CHP ve Barolar Birliği, "Hâkimler 'devlet erki'nin karşısında boyun bükemezler!" diyerek Saray toplantısına katılmadı.
Saray'ı da anlamıyorum. Madem "7 Ağustos"tan bahsediyorsunuz... "Yenikapı ruhu" diyorsunuz... Saray'da toplanılırsa tartışılacak, taraflar arasındaki incelen çizgi tekrar kalınlaşacak... Daha önce açıklandığı gibi, otel salonunda toplanılsın. Ne var bunda?! Siz de gidin, hukukçuların konuşmalarını dinleyin, "Yeni adlî yıl hayırlı olsun." deyin, tartışmaya meydan vermeyin, herkesin gönlünü kazanın! (Yenikapı ruhu deyince... "Edebiyatımızda İsimler" (Boğaziçi Yayınları) kitabımı tek tek tarıyorum. Hangi edebiyatçı, hangi maksatla "kapı" adını vererek kitap yazmış... Şaşırtıcı netice çıkıyor. Birkaç gün burada ele alırım herhâlde...)
Adlî yıl açılış töreninden sonra R. T. Erdoğan, Binali Yıldırım ve Devlet Bey'in sohbet ederken çekilmiş fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Üçü de gülümsüyor. Bahçeli, özel görüşmelerde hoşsohbettir. Binali Yıldırım'a göre esprileri daha incedir. Bilmiyorum, orada espri kimden geldi? Bahçeli'den mi?
Bu samimiyetin bir izahı olabilir ancak... Adlî yılın başlamasıyla birlikte, MHP'nin yılan hikâyesine döndürülen, halkın talebi kongre tekrar tartışmaya açılacak. Şimdi bir karar verilmesi gerekiyor. Olağanüstü kongrenin yapılmasının önünde, kanunlara göre, hiçbir engel yok ama hüküm vericilerinin tedirginliği var. Kongre isteyen halkın kahir ekseriyetinin talebi için "Kanuna uygundur." deseler (zaten öyle.), "yukarısı" bizi sürer mi, meslekten ihraç eder mi, hapse atan mı, endişesi taşıyacaklar.
Bahçeli'nin. "Saray'ın desteği arkamda; akıllı olun!" demek için o toplantıya katılmadığını kimse iddia edemez. Hemen herkesin fikri böyle... Hiçbir toplantıya gitmeyen Bahçeli, neden "çit"i atlayıp Saray'a gitti?
MHP kongresi için hâkimlerin vereceği karar, mahkemelerin "vesayet" altına girip girmediğinin bir ölçüsü olacak.