Meşrebine uygun veda törenleri
Herkesin kendine yakıştırdığı idol vardır. Onlarla yaşarlar. Kaybettikleri zaman inanç veya inançsızlıklarına uygun tepki verirler. Bunları genelde yargılamam. Beni rahatsız eden "alnı secde görmemişler"in tavırları. Hoca Fatiha Suresi'ni okuyor, kalabalık bir grup alkışlarla eşlik ediyor. Tabuta tersten girenler, Marksist-Leninist sloganlar atanlar bir arada. Her mikrofon uzatılandan "en büyük Nazım, başka büyük yok" söylemi. Genco Erkal'a bakıyoruz, 40 senedir para kazandığı şiirleri bu kez bedava okuyor. Ömrünü bölücülük yolunda harcamış olanları da atlamayalım. Mikrofon ve kamerayı bulmuşken coşuyorlar. Devraldıkları mirası fark etmemek için "eyyamcı olmak bile yetmez".
...
İşin bir de medya yönü var. Mezun olamayana mühendis diploması verebiliyorlar. Yani işlerine geldiğinde "yalan" mübah. Hayatlarında stüdyodan çıkmamışları, avluda röportaj yaparken izliyoruz. Algöz'e Alagöz diyorlar. Daha ne hatalar. Onlar için fırsat bu fırsat önemli olan "bayrak gezdirmek". Tek eksikleri yumruklarını havaya kaldıramamak. Hele devrim marşlarını söyleyebilseler, müthiş olurdu. Benim ise toprağa verilen için yorumum kısa ve öz; "Allah taksiratını affetsin".
Tehlikeli dersler
Kitaplar, broşürler ve afişler... Bu yıl okullar "15 Temmuz Kalkışması" ile açıldı. Bir haber kanalında muhabir veliye soruyor; "Çocuğunuz bu konuda ne düşünüyor?". Adamın cevabı; "O daha 6 yaşında. Bu işlerden anlamaz" oldu. Konu edilen ana sınıfı öğrencisi. Konuşulanları dinlemiyor bile. Gözlüklerinin arkasından okulu süzüyor. "Ben nereye geldim" paniğinde. Kalkışmalar, ihtilaller ders konusu yapılınca mutlaka sınıf tercihi yapılmalı. "Olay izlenimleri ödevi istemek" hatanın büyüğü. Herhalde bazılarının beyninde "ağaç yaşken eğilir" özlü sözü takılıp kalmış. Bu işlerin olumsuz etkisi de var. Onu hiç hesaba katmıyoruz.
...
İstanbul'da başta trafiğin alışıldık karmaşasına yeniden kavuşuldu. İlk gün arabası olanlar bir çocukla yola çıktılar. "Toplu taşıma araçları 8 saat bedava" söylemi fazla karşılık bulamadı. Çünkü elma şekeri gibi gösterilen araçlar daha kalkışta "derbi tribünleri" gibiydi. Sonrasında binebilmek için komando eğitimi gerekliydi. Belediye başkanları bayramlık, günlük "beleşlerle" günahlarını örtemez. Beyler, 8 gidiş 8 geliş yollar yapmak zorunda. Öncelikleri de "köstebeklik" olacak. Yani yer altında çalışacaklar.
Sonu benzemesin
M. Ali Erbil'de değişiklik yok. 30 senedir "sıkıştırmalar" ve "gözlerin lens mi?" sorularıyla idare ediyor. Onu her görüşümde bir dönem sinemanın ünlü komedi yıldızı Mickey Rooney'yi hatırlıyorum. 1942-2014 arasında tam 8 evlilik yapmıştı. Bunların ilki Ava Gardner'di -Çıplak Ayaklı Kontes'in unutulmaz yıldızı-. Rooney 93 yaşında vefat etti. Boşadıklarına nafaka ödemekten sokaklarda yatar hale gelmişti. Can verirken kilisenin dağıttığı yiyecek kuyruğundaydı. Yere düştüğünde elindeki tepsiyi zorlukla alabildiler...
Küçük notlar
Bazı gözlemlerimi er geç yazıya dökerim. Gurbet Treni'ndeki Orhan Hakalmaz'ın Esat Kabaklı ile uyumu müthişti. Kabaklı'nın "Gözünü Toprak Doyursun" adlı bestesine ise bayılıyorum.
...
Tuhafıma giden programlar da var. Bir Tutam Hasret bunlardan. Cengizhan Sönmez TSM hocası geçiniyor. TRT Müzik'te haline bakıyorum; ya şiir okuyor ya da tarzının dışında. Sezen Aksu'dan bir pop veya arabeskin en koyusunu seslendiriyor. Sönmez'e "hoop" diyecek kimse yok mu?
...
Seren Serengil bu aralar revaçta. Sesi zaten var. Bir de zayıflama operasyonu geçirerek işlemi tamamladı. Seren'in şu andaki görüntüsü "bahar dalı".