Medyadan başlamaya ne dersiniz?
Önce Başbakan konuştu. En iddialısını Cumhurbaşkanı'nda gördük. Muhalefet partilerinden sonra, sade vatandaşa da "zeytin dalı" uzatıldı. Doğrusu Erdoğan'ın AK Parti'nin 15. kuruluş yıldönümü konuşmasını daha fazla beğendik. Hatta bir başka 15'i -Temmuz- milat yapması güzeldi. İyi hoş da, Tek Parti İktidarı süresince medyaya uyguladıkları ayırımcılık ne olacak? Hükümetin akredite etmediği yayın kuruluşları arasında YENİÇAĞ da var. Kendi adıma konuşursam, bunu asla hak etmiyoruz. Vatan, Millet, Dil Birliği ve Türklük şuuru öncelikli gazeteyiz. Bölünmeyi amaçlayan her akımın karşısında Çanakkale Ruhu'nu temsil ediyoruz. Peki o zaman niye hâlâ "kara liste"deyiz? Bunun bir açıklaması olmalı herhalde!
Vurun abalı Meral Akşener'e
Eski FETÖ'cüler ekranların yeni yüzleri. Yıllar yılı devletin altını nasıl oyduklarını ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Arada Fetullah Gülen'e hakaretler yağdırıp, Katolikler gibi günah çıkarıyorlar. Fark, Katoliklerde bu iş papazla baş başa gerçekleşir. Bizde ise milyonlarca insanın gözlerinin önünde. Arada da bazı insanlara bip atıyorlar. En başta Meral Akşener'e MHP yönetiminin son destekçileri FETÖ itirafçıları işte bu noktada aklımıza Balyoz, Ergenekon gibi "senaryo davalar"ın gizli tanıkları geldi. Adamın onlarca sabıkası var. Kendi yeğenini bile pazarlayan muhabbet tellalı, bugün kaçak durumda olan savcıların hazırladığı palavra iddianamelere imza attı. Sonuçta tahliye edildi. Oysa bu tezgah Muzaffer Tekin gibi kahramanın hapislerde çürümesine sebep oldu. Sonuçta atılan pislikler temizlendi. Ancak üzüntüden kanser olan Muzaffer kaybedildi. Dileriz bu yolla insanları mahvetmeye alışanlar yeni tezgahlarında başarılı olamazlar.
...
Meral Bacı son dönem ilk kez Halk TV'de kendini yeterince savunabildi. Ayşenur Arslan, Medya Mahallesi'nde bu imkanı sağlayan tek isim oldu. Havuz medyasının kalkışma gecesi ağız birliğiyle yaptıkları iğrenç iftira yok edilebildi mi? "Darbenin Başbakan adayı Meral Akşener'dir" iftirası nasıl silinebilir? Hani meşhur sözdür "Bip at, izi kalsın"!
Tuzun koktuğu bir ülkede bu işleri temizlemek kolay değil. Allah, Akşener'in yardımcısı olsun.
Kader değil
Doğan Haber Ajansı muhabirinin cep telefonuyla geçtiği görüntüler sıkça tekrarlanıyor. Belki net değil ama her şeyi anlatıyor. İlk anda aklıma Kıbrıs Barış Harekatı geldi. Hürriyet'te tam sayfaya yakın resim yayınlanmıştı. O zamanın teknolojisiyle geçilen bir fakstı. Simsiyah bir şeydi. Ancak, harekattan alınan ilk görüntüydü. Jetlerimizin bombardımanındandı. O günkü "karanlık"tan gelip bugünkü seyyar teknolojiyi görünce yine de mutlu olamıyoruz. Üç katlı evin yavaş yavaş göçüşü ve her şeyin denize sürüklenişini ekranlarımıza kadar getirebilmek habercilik adına başarı. Peki önemli olanı niye atlıyoruz. 2016 yılının ikinci yarısında bile Karadenizlinin kaderi hâlâ bunlar mı? Binali Yıldırım'ın bile, Bekir Bozdağ'a özenip "Şapkasını alıp kaçanlardan olmadık" deyip bip attığı Süleyman Demirel'in hizmetlerine bakalım. Asırlardır söylenen "Çarşamba'yı sel aldı" türküsünü yaptığı barajlarla devre dışı bırakan kimdi? Gelinler, Demirel sayesinde artık afetlere kurban olmuyor. Başbakan espri yapma uğruna merhuma saldırmamalı. Zonguldak'tan Karabük'e hatta Artvin'e kadar çare üretsin. Hele "Altı kere gelip, yedi kere gitmeyi başarırsa" onu da alkışlarız -tabii ömrümüz yeterse-. Aklımıza gelmişken, "şu kadar duble yol yaptık" nutku atanlar senelerdir Bodrum-İzmir arasına bir üst geçit yapamadılar. Vatandaş parça parça oluyor. Ulaşım tam 7 saat kesiliyor. Bundan da Demirel'in şapkası mı sorumlu? Sayın Başbakan sen de bir şeyler yap. Mesela Çanakkale'ye köprü. Kabataş iskelesi kapandı. İstanbul trafiği felç oldu. Bundan haberin var mı?